Türkiye Bayanlar Ralli Şampiyonu Simin Bıçakçıoğlu: Kaybedince kazanmayı öğreniyorum

Bu haftaki röportajım rakibimle. Keyifle söylüyorum çünkü 1989 doğumlu Simin Bıçakçıoğlu, çok genç bir yaşta başladığı rallide mücadeleye tam gaz devam ediyor, fark oluşturuyor ve dikkat çekiyor. 4 kez Türkiye Bayanlar Ralli Şampiyonluğu’nun yanı sıra, süratini de arttırarak erkeklerin arasındaki mücadelede de yükseliyor. Simin’le kariyeri, hedefleri, geçmişi ve geleceği üzerine keyifli bir söyleşi yaptık. Şimdilerde 2016 sezonunun ilk yarışına 16-17 Nisan’daki Ege Rallisi’ne hazırlanıyor… 
- Nasıl bir çocuktun? 
 Meraklı ve cesur bir çocuktum. Hemen hemen her şeyi sorgulardım.
- Motor sporlarıyla nasıl tanıştın?
 Küçüklüğümden beri otomobillere karşı bir ilgim vardı. Ailem de bunu farketmiş olmalı ki ehliyetimi aldıktan sonra beni yönlendirerek destek verdiler. Pistlere olan tutkum ve ailemden aldığım bu destek beni ralli pilotu olmaya yöneltti diyebilirim. 
- Rallide kadın olmanın avantajları neler?
 Erkeklerin domine ettiği bir spor dalında kadın olmanızın tek avantajı belki de insanların size olan hayran bakışları ve “vay be” demeleri. Özellikle başarılı bir kadınsanız, birçok kadın tarafından rol model olarak tanımlanıyorsunuz. Kariyeriniz ve başarı hikâyenizi daha çok merak ediyor insanlar.

- Rallide kadın olmanın dezavantajları?
 Gerek fiziksel gerek kullanım açısından birçok zorlukla karşı karşıyayız erkeklere nazaran. Motor sporları öncelikle güç isteyen bir spor yani fiziki kondisyonunuzun çok iyi olması gerekiyor. Bu yüzden sporla bu aradaki açığı kapatmaya çalışıyorum. 
- Yarışlara nasıl hazırlanıyorsun?
Şampiyonada başarılı olabilmek için yarışlar öncesi iyice dinlenmek şart. İyi dinlenmek gerekiyor ki antrenmanlarda daha sağlıklı çalışabileyim. Otomobil sporlarında başarılı olabilmeniz için güçlü bir bünyeye sahip olmanız gerekiyor. Yarışlarda çok efor sarfediyoruz ve vücudun tekrar toparlanması için sağlıklı beslenmemiz gerekiyor. Dolayısıyla her zaman beslenmeme dikkat ediyorum. Genelde karbonhidrat ve protein dengeli beslenmeye özen gösteriyorum. Yarış antrenmanında yaklaşık 6 saatim geçiyor. Antrenman sırasında tüm takım benimle birlikte oluyor. Fitness antrenmanımda antrenörümle çalışıyorum. Hem normal fitness hem de yarış sırasında güçlü olması gereken boyun ve kol kaslarımı geliştirmeye yönelik çalışıyorum. Bu çerçevede haftanın 3 günü fitness, 2 günü de pilates yapıyorum.
- En büyük kazan hangisiydi ve ne hissettin?
 Son sezonun Çanakkale Rallisi’nde takla attım. Yarış hayatım boyunca bir defa kaza yaşadım. Bu da benim ilk kazamdı. Nazar boncuğum olarak görüyorum bu kazayı. Çok şükür en ufak bir yara almadım.
- Eğitim hayatın senin için ne ifade ediyor? İyi bir eğitim sahibi olmak spor hayatına nasıl yansıdı?
Özellikle üniversitelerin insanlara yeni ufuklar açtığına ve vizyon kazandırdığına inanıyorum. Ben de bu anlamda kendimi şanslı hissediyorum. Koç Üniversitesi İngiliz Dili ve Karşılaştırmalı Edebiyat bölümünden derece ile mezun oldum. Bugüne kadar da okçuluk, binicilik ve voleybol gibi birçok spor dalı ile ilgilendim. Sportmenliğimi de bir anlamda okul eğitimime ve en önemlisi aile eğitimine borçluyum.
- Ralliler dışında hayat nasıl geçiyor, nelerle ilgileniyorsun?
 Antrenman ve yarışlar sonrasında yorgunluğumu atacak aktiviteler yapmaya özen gösteriyorum. Duş alıp uzanmak, sevdiğim yazarların kitaplarını okumak, film izlemek veya yalnız kalıp dinlenmek beni fiziken ve ruhen rahatlatıyor. 
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) üyeliğimin yanı sıra kurduğum lojistik firmasında halen üst düzey yöneticilik görevime devam etmekteyim. Avon’un 20 yıldır yürüttüğü Meme Kanseri İle Mücadele Projesi’nin de gönüllü elçisiyim.
- Konferanslarda aktif olarak yer alıyorsun? Bir anın varsa anlatır mısın?
 Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerden talepler geliyor, yarış takvimim ve programımın uyması durumunda hepsine katılmaya özen gösteriyorum. Gençlerin heyecanla hayat hikâyemi, kariyerimi dinlemeleri çok hoşuma gidiyor. Gözlerindeki enerjiyi hissedebiliyorsunuz. Piste yarışmaya çağıran erkekler de oluyor, saç boyamın markasını soranlar da. 
- Hem toz toprak içinde bir spor yapmak, hem de güzel olmaya çalışmak zor mu?
 Güzel olmaya çalışmak demeyelim, kendini iyi hissetmeye çalışmak diyelim. Bakımlı bir kadınım ve her an her yerde böyle olmalıyım diye düşünüyorum. Yarış öncesi hafif bir makyajı asla ihmal etmem. 
- Ralli tehlikeli mi? Korktuğun oldu mu?
 Ralli yaparken ki adrenalin çoğu sporda olmayabilir. Vücudunuzun hıza ve etaplardaki zorluklara karşı tepkisi de ayrı bir heyecan. Tüm bu zorluklara göğüs gererken aklınızda sadece kazanmak var. Yarış başladığında dış dünyaya kapalı hale geliyorum. Bu nedenle herhangi bir korku hissetmedim bugüne kadar. Ayrıca yarış otomobillerimiz oldukça güvenli, İstanbul trafiğinde araç  kullanmak bence daha korkutucu.
- Rekabet senin için ne ifade ediyor?
 Centilmen ve saygılı bir rakip olduğumu söylemeliyim. Şunu da kabul etmek gerekir ki; rekabet olmazsa bu sporun bir amacı kalmaz. Geçmek, geçilmek, kazanmak, kaybetmek hepsinin içeriğinde bir rakip unsuru var. Kurallar çerçevesinde kıyasıya yarışmak güzel bir duygu.
- Çok gençsin ve oldukça da uzun süredir yarışıyorsun, sence kaç yaşına kadar yarışırsın?
Teşekkür ederim. Hiç düşünmedim desem... Fiziken kendimi iyi hissettiğim sürece devam.

- Rallinin nesini sevdin?
 Yarış ve takım atmosferi... Ayrıca başarıdan beslenen bir insanım ruhuma da iyi geliyor kazanmak.
- Kariyerinin en başarılı noktası sence neresi?
 Bu sezon benim için oldukça önemliydi, dört yıl üst üste Türkiye Ralli Şampiyonası Kadın Pilotlar Birincisi oldum ancak kariyerimin en başarılı noktası için ileri bir tarih vermem gerekir :)
- Peki ya özel hayat? Evliliği düşünüyor musun? Çocuk istiyor musun bir gün? 
 Kısmet... Kaderci bir insanım, ön yargılarım hiç olmadı evliliğe karşı, zamanı gelince olur düşüncesindeyim.

- 2016 sezonu için hedeflerin neler? İlk yarış ne zaman ve nerede?
 Sezonun ilk yarışı 16-17 Nisan tarihlerinde İzmir’de Ege Rallisi ile start alıyoruz. Hedefim birincilik serimi 5 yıla çıkarmak. Tüm İzmirli ralliseverleri yarışa bekliyorum.
- Sponsor bulmak zor mu?
 Türkiye'de çok başarılı pilotlar var ve imkân verildikçe gerek Avrupa'da gerek dünyada kendilerini kanıtlamaya çalışıyorlar. Maalesef ülkemiz sadece futbola yatırım yapmayı seçen firmalarla dolu. Diğer birçok spor branşı sponsor bulamamaktan yakınıyor. Avrupa’ya baktığımızda sponsorluk konusu bizden çok farklı noktalarda. Ben kendimi sponsorluk konusunda şanslı hissediyorum. Geçmiş yıllarda bana sponsor olan ancak ‘aracına herhangi bir logo yerleştirme biz sadece senin başarılarınla ilgileniyoruz’ diyen firmalar da oldu. 
- 2016 sezonundaki sponsorlarınla hangi ana fikirlerle yola çıktınız?
 2016 sezonu için Türkiye’nin önde gelen yazılım firması CPM ve ayakkabı yan sanayi sektörünün lider firması Palamut Group ile yollarımız daha büyük başarılar için kesişti, zaten birbirimize yol arkadaşı gözüyle bakıyoruz. Birlikte başarmak ve bir olmak. Hatta sponsorum CPM Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut’u belki önümüzdeki sene pistlerde görebiliriz. Sponsor olarak adım attığı rallide rakibim de olabilir kimbilir.
- Ralliye giderken ralli ekipmanları dışında yanına aldığın olmazsa olmazların?
Nazar boncuklu kolyem mutlaka boynumdadır, Ayet-el Kürsi’yi de arabamdan ayırmam.

Kısa kısa Simin Bıçakçıoğlu...
- Hangi takımlısın?
Fenerbahçeliyim.
- Son okuduğun kitap?
Konstantin Stanislavski- Bir Karakter Yaratmak
- Son izlediğin film?
The Martian - Marslı
- Sevdiğin yemek?
Her çeşit balık...
- En sevdiğin şehir?
İstanbul
- Sevdiğin yabancı ülke?
Amerika
- Sevdiğin sporcu?
Arda Turan’ın başarıları ile gurur duyuyorum.