Harika bir kadınla enerji dolu bir röportaj yaptım bu pazar için. Hem de iki gün önce doğum günüydü. İyi ki doğmuş. Girişi eleştirilerle ilgili sorduğum soruyla yapıyorum.
“Beni eleştirenleri çok seviyorum. Herkes beni alkışlasaydı ben yanlışlarımı da doğru bilecektim” diyor. “Size ‘tesettürlü değilsiniz’ yazmışlar Instagram’da” dediğimde; “Doğru demişler, ben tesettürlü değilim. Tesettürün modası olmaz. Bizim yaptığımız ‘ölçülü’ giyim, muhafazalı giyim. Ben de ‘ölçülü’ giyiniyorum” diye cevaplıyor.
Üreten, hayata olumlu bakan ve kendisi gibi kadınlarla el ele büyüyen bu kadın; Zehra Özkaymaz.
Hep plansız gidiyorduk ama bir anda kendimizi enteresan bir şeyin içerisinde bulduk. Rabbim kapı açıyor. Biz hep bu işte birilerine önayak olabilmek için vardık. Belki kazanmaktan önce kazandırmayı hedeflediğimiz için Rabbim kapılar açtı. Biz amatörce kendimizi çok büyük bir işin içerisinde bulduk. Şimdi ise bu amatör ruhla çok profesyonel işler yapıyoruz.
Hep mi gülüyorsunuz? Ağlamaz mısınız hiç?
Benim de imtihanlarım var. Burası imtihan dünyası neticede. Ama imtihanımıza da şükredeceğiz. Çok şükür diyebilmek, hayatta güleceğimiz yerler olduğunu bilmemiz lazım. Yoksa o bir girdap olur. Rabbim bir kapıyı kaparsa diğerini açar o yüzden olumsuz düşünecek hiçbir şey yok.
Türkiye’nin ilk kadın temalı AVM’yi açmaya karar verdiğinizde ilk nasıl yorumlar aldınız?
Hayata hep olumlu bakarım ya bir de bildiğimi yaparım. Üç maymunu da güzel oynarım. Çok konuşuyor gibi gözükürüm ama az ve öz konuşmanın önemini de bilirim.
Nasıl yetişiyorsunuz her şeye?
Önceliklerim var. Programlarım var. Benim için önceliklerim çocuklarım, çocuklarımın geri kalan saatlerimde de işlerimi planlıyorum. Sistemi seviyorum. Sistemin başarı getirdiğine inanıyorum.
İş dışında Zehra Hanım olarak, neleri seversiniz?
Yemek yerim. (Yine o güzel kahkaha). Yemek yapmayı çok severim. Pilav, sulu yemek yapmayı severim. Pasta filan yapamam. Ama diğer yemekleri keyifle yaparım. Çocuklarımla sinemaya gitmeyi, vakit geçirmeyi çok severim. Arkadaş gruplarımı ve kuzenlerimi çok severim. Hep bana gelinsin ve evim anne ayıcık evi olsun isterim.
Spor var mı?
Yok. (Bu sefer kahkaha daha uzundu).
Zeruş diyorlardı bana oradan Zeruj oldu. Anlamı olmayan bir kelimeyi hikâyesiyle doldurulmuş içerik üreten bir kelimeye dönüştürmek istedik. Aslında bomboş bir kelimeyi kadınlar hikâyeleriyle doldurdu. Bir kadın başarı hikâyesi oldu. Benim hikâyem değil ama. Zeruj’un benimle hiçbir alakası yok. Zeruj mutluluk, bir araya gelebilmek, el ele tutuşabilmek, girişimde bulunabilmek, kadınların birbirlerini destekleyebilmesi ve festival gibi mutluluk içeren bir kelime oldu.
Sevdiğiniz şarkı?
Rafet El Roman’ın “Hanımeli” şarkısı, İlyas Yalçıntaş’ın “Sadem” şarkısı, bir de Roman havaları çok hoşuma gider.
AVM’den sonra sırada ne var? Gördüğüm kadarıyla hep üretiyorsunuz.
Aslında bu başta sorduğunuz soruya cevap. Benim de imtihanlarım var ve ben imtihanlarımı üretmekle kapatıyorum, destekliyorum. Bir kadın örgü olsun, yemek olsun, güzel bir evlat yetiştirmek olsun; üretirse bunlar ruha iyi geliyor. “Hayat ne zor, kocam beni aldatmış, ailem şöyle” gibi şeylere kilitlenmesinler, kadının ellerinde de doğurganlık var. Kimseden beklenti içerisine girmesinler. Önce kendilerini keşfedip kendi kendilerini çok sevsinler.
**
Ünlü blog yazarı ve sosyal medya fenomeni Zehra Özkaymaz'ın eşi Bilge, sık sık takipçileri tarafından merak ediliyor. Zehra Özkaymaz'ın eşi Bilge, genellikle kameralardan uzak durmayı tercih ediyor ve bu nedenle hayatı hakkında pek fazla bilgi bulunmuyor.