Batuhan'a kıymayın abiler!..

A -
A +

"Kral yapmayacaksın, kral olacaksın" demişti F.Bahçe maçının ardından genç çocuk. Üzerinde Beşiktaş forması vardı ve son dakikalar oynanırken takım arkadaşı Bobo'ya pas vermek yerine, Volkan'ı çalımlayıp bütün gücüyle topa abanmıştı. Topla birlikte Beşiktaş'ın ve Beşiktaşlıların beraberlik umutları da auta çıkmıştı. Sadece Beşiktaş'ın değil, Türk futbolunun umut vadeden futbolcularından biri olarak gösterilmişti. Parmakla gösterilmek, adını Batistuta'ya atıfta bulunarak, "Batugol" şeklinde telaffuz etmek belli ki, gönlünü olduğu kadar aklını da almıştı. Kral olmaya pek bir hevesliydi ama daha "prens" olmadan kral muamelesi görmek istiyordu anlaşılan. Konya'da oynanan PAF maçında oyundan aldığı için hocasına çıkışma, formasını elinde sallama, hakemle dalaşma hakkını kendinde bulabiliyordu. Batuhan'ın yaptıkları "yıldız" kaprisinden çok, "cahil cesareti"ydi aslında. Hayallerinde kurduğu sırça köşke, oturduğunu zannediyordu sanki. Yıldız olabilmek için zirveye çıkmanın değil, orada kalmanın gerekli olduğunu nereden bilsindi - ki olduğu yer zirve de değildi. Türk futbolu parlamadan sönen, olmadan düşen birçok örnekle doluyken bunlara yeni bir aday daha eklendi. O daha 16 yaşında bir çocuk. Kendi haline bırakırsak adını kimselerin hatırlamadığı biri olarak harcanacak. Ama ailesi, çevresi, hocaları hangi gün için var? Ailesini geçtim, Beşiktaş'ın bile elindeki cevheri işlemeden, parlatmadan göz göre göre çöpe atmaya hakkı yok. Batuhan, yıldız görünmek değil, yıldız olmak zorundadır, kendisine rağmen.... ah basına gelenler Atışma-kapışma Hep bizden örnekler verecek değiliz ya... Bunlar da internet marifetiyle topladığım, yabancı basından oyuncu-gazeteci-teknik adam atışmaları... - "Bir boksörün ihtiyacı olan her şeye sahip. Hız, dayanıklılık, kuvvet, yumruk atma yeteneği hariç. Başka bir deyişle sadece bir şortu var..." (ABD'li spor eleştirmeni Blackie Sherrod'un bir ağır sıklet boksörü hakkındaki ağır yorumları) - "İşsiz, moron ve gerzek olmak dışında ne gibi problemlerin var ki?" (Ünlü raket Joe McEnroe'dan kendisine laf atan seyirciye cevap) - "Kokaini, rüşvetçiliği ve hatta Arsenal'in evinde iki gol attığını bile gördük. Ama tam futbolda sizi şaşırtacak bir şey kalmadığını düşünürken Vinnie Jones Milli Takım'a çağırılıyor!" (Jimmy Greaves, Vinnie Jones'un Galler Milli Takımı'na çağırılmasını eleştiriyor) - "Bunun topa kafa vurmak ile ilgisi yok, futbolcular zaten yeterince aptal" (Bir Premier Lig sözcüsü, topa kafa vurmanın beyin hücrelerine zarar verdiği yönündeki haberi yorumluyor) - "Sonunda bir tane buldular!" (Eddie Edwards, kayakla atlama kazasının ardından çekilen beyin tomografisiyle ilgili gazetecilerin sorularına kendisiyle dalga geçerek cevap veriyor) Unutulmaz anılar Ali Şen, sadece F.Bahçe'nin değil Türk futbolunun en renkli simalarından biridir... Kendine has üslubu, yüksek perdeden konuşması, "her bilen" olması onu farklı kılan özelliklerden sadece birkaçıdır. Ama futbolseverler onun 7 dili pekala konuştuğunu, aradan yıllar geçse de olayları, tarihleri, yer yer, isim isim hatırladığını duymuştur. Ayniyle vaki bir olay bendenizin başından geçmiştir. Sene 1995... F.Bahçe'nin kampı için Brezilya'dayız. Ali Başkan takımdan 10 gün sonra Brezilya'ya gelmişti. Yöneticisiyle, futbolcusuyla, gazetecisiyle Sao Paulo'nun bir maçını seyretmek için stada gittik. Devre arasında Ali Başkan, gazetecilere dönüp, "Sozuklar size bir bilmezem var, doğru zevap verene gömlek alazağım" dedi. Soru neydi hatırlamıyorum, bir süre kafa patlattıktan sonra doğru cevabı verdim, başkan gecikmeli cevabı gürültüye getirip kabul etmedi.... Sene 1998... Dünya Kupası öncesi TGRT'de büyük şampiyonayla ilgili röportajlar yapıyoruz. Ali Şen'le röportaj yapmak bana düştü. İşimiz bittikten ve ofisinde meşhuuur purolarından tüttürdükten sonra müsaade isteyip kalktık. Ali Başkan kibarca kapıya kadar bize eşlik etti. Ben, tam çıkarken, "Başkanım bana bir borcunuz var biliyorsunuz değil mi" dedim. Zerre tereddüt etmeden cevabı yapıştırdı; - Hayır! Sen de bilememisdin!.. Unutulmaz sözler... "Bir maçta 6-0 yenilmek, altı maçta 1-0 yenilmekten iyidir" (Boskov)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.