Değişen bir şey yok

Beşiktaş ligin ikinci yarısına da kaldığı yerden başladı. Antalya'daki kamp çalışmalarına, onca motivasyona rağmen bilindik hastalıkları devam ediyor Kara Kartal'ın. Beşiktaş'ın en büyük derdi ise defansı. Şampiyonluk parolasıyla yola çıkan bir takım bu kadar basit gol nasıl yiyor anlamak mümkün değil. Defans oyuncularının "Asıl problem forvette. Bir yediğimiz gole bakın, bir da attıklarımıza" sitemine dünkü maç iyi bir cevap oldu. Aslında problem defans oyuncularında değil, takımın defans anlayışında. Çünkü bir takımda savunma ön taraftan başlar. Gerisine güvenemeyen bir takım nasıl güvenle hücuma kalksın? Sen iki gol bulmuşsun, üçüncüsünün, dördüncüsünün sinyalleri de gelmeye başlamış ama bir basit bir hatadan golü yiyorsun. Erciyes'in attığı gol el freni vazifesini gördü Beşiktaş'a. Beşiktaş hücuma kalktığında ya patinaj yapmaya başladı, ya da sağa-sola savrulmaya. Beşiktaş kanatlarını bir türlü kullanamıyor. İbrahim Üzülmez yıllardır çizgide oynayan bir isim olarak şöyle işe yarar bir orta yapmamakta inat ediyor hâlâ. Beşiktaş'ın tek artısı Mehmet Sedef'ti. Genç yaşına rağmen, sahadaki tecrübeli isimlerden daha soğukkanlı ve yapıcıydı. İleride İbrahim Akın'ın çoğu zaman depreşen pas vermeme hastalığı da geçen 1.5 aylık arada iyileşmemiş. Youla, Pancu gibi ağırlıklarından kurtulan Beşiktaş'ın kadrosunun şişkin olduğunu söyleyenlere de iyi bir cevap oldu dünkü karşılaşma. Doğru, Beşiktaş'ın kadrosu şişik ama kalitesiz isimlerle. Beşiktaş'ın kalesinde Cordoba'nın bile alternatifsiz olduğu ortaya çıktı. Murat yaptırdığı gereksiz penaltıyla maçın gidişatını belirleyen adam oldu. İşin özü; kolay gol pozisyonu harcayan, kolay gol yiyen Beşiktaş ikinci yarıda da kaldığı yerden devam ediyor yoluna. Yani garp cephesinde değişen bir şey yok.