Dostluk kazandı

Gençlerden veya az tecrübelilerden kurulu Milli Takım, "Gardaş torpaklarda" hem birbirine hem de maça yabancı şekilde başladı... İlk defa bir arada oynayan oyuncular tam bir acemi mangası görünümündeydi. Hatta bir ara şu günlerde çok tartışılan 6 yabancı sınırlamasının kaldırıldığını düşündüm. Çünkü sahadakilerin hepsi oyuna yabancıydı. Bu acemiliği ancak maçın ilk yarım saati geçtikten sonra üstünden atabilen milliler, Selçuk'un organize ettiği ataklarda zaman zaman pozisyonlar buldu. İkinci yarıya daha derli toplu başlayan ay- yıldızlılar yine de oyunu rakibin üstüne yıkmayı beceremedi. Kontra ataklarla etkili olan Azeriler, bizim defansın gafletinden bir de penaltı kazanınca daha önce gol bile atamadıkları Türkiye'yi yenme fırsatıyla karşı karşıya geldi. İşte o penaltıda Sadikhov'un vuruşu kusursuzdu ve kalecimiz Tolga'nın yapacağı bir şey yoktu. Azeriler bu golle tarihte bir ilki başardı. "Şimdi yükseliş devri" diyen Azeri dostların ifadesine göre, "Azerbaycan'da halk futbola günden güne meraklanır" durumda. Hakkını verelim bu ilgi uluslararası maçlarda aldıkları sonuçlara da günden güne yansıyor. Evinde oynadıkları son iki maçta Azeriler, Avusturya ve Ukrayna ile 0-0 berabere kalmayı başarmışlar. Evet, Mehmet Topuz'un atılmasıyla 10 kişi kalan millilerimiz, golü de yedikten sonra hiç değilse beraberliği kurtarma çabası içine düştü. İşte o sırada Hasan Kabze, maçın o ana kadar en iyi adamı olan Azeri kaleciyi mağlup ederek skoru 1-1'e eşitledi ve maç da dostça noktalanmış oldu. Özetle, Bakü'de futbol değil ama dostluk kazandı.