Hakan atma artık!

A -
A +

Adam, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en kötü ama en büyük golcüsü. Attıkça büyüdü, büyüdükçe attı. Atamadıklarını da atsaydı, bu sene nihayet kırdığı rekorları 3-5 sene önce çoktan tarihe gömerdi. Geçen sene atamazken "Daha fazla rezil olmadan bıraksa" diye güya yol göstermeye yeltenenler, bu sene atarken, "Artık Galatasaray'ın yakasından düş" demeye getirmeye başladılar. Hem Galatasaray'da hem Milli Takım'da inatla atmaya devam edince de futbol melekelerindeki eksikliğini ön plana çıkaramayacağını düşünenler işi laiklik sorgusuna kadar götürdü. Sanki Galatasaray'a dün gelmiş ve kimi sevip, kimi sevmediğini, kimin talebesi, kimin hocası olduğunu saklamış ve herkesi kandırmış gibi davranıyorlar. Hakan attıkça birilerinin karnına kramplar giriyor. İşin garibi, bu takımın hocası, yöneticisi, başkanı, "1. dereceden tarihi eser" konumundaki Hakan'a sahip çıkacağına, soğuk savaş başlatmış durumda. "Biz gönderemiyoruz, bari içini soğutalım da kendi gitsin" derdindeler -di. Çünkü Hakan yine attı. Yine böyle düşünenlerin ağzını tıkadı. Devre arasında onu Galatasaray'dan koparmaya çalışanların planlarını alt-üst etti. Galatasaray'dan ayrılacağı tarihi kendisi açıklayarak bu konuda polemik oluşturmak isteyenlere karşı 1-0 öne de geçti. Hagi'yi, Bülent'i, Ergün'ü, Hakan Ünsal'ı, Fatih Terim'i, Arif'i, Mondragon'u ve daha birçoklarını büyük bir vefasızlıkla harcayan yönetim, son vefasızlığını Hakan'a yapamayacak. Çünkü Hakan yine attı. O attıkça da, vefasızlığı bir gelenek haline getiren yönetim, bu kötü alışkanlığını bu sefer yerine getiremeyecek. Senin buna hakkın yok Hakan, atma artık!.. > ah basına gelenler > Taşkın'ın şaşkınlığı Sıcak bir yaz günü... "Devlet" Taşkın, daha iki gün önce çalınıp sonra da bulunan babasının arabasıyla G.Saray idmanına geliyor. Taşkın'ın ilk kez kendi kullandığı arabayla Florya'ya gelmesi gazetecilerin dikkatini çekiyor. "Ne yapsak da bunu işletsek" diye düşünürlerken, Süleyman Gültekin 'çaktırmadan' kendi araba anahtarıyla her nasılsa Taşkın'ın arabasının kapısını açmayı beceriyor. Taşkın'ın yanına gelip, "Şuradaki araba senin değil mi olum. Kapılarını açık bırakmışsın" deyip uzaklaşıyor. Taşkın, şaşkın halde arabanın yanına gidiyor, bakıyor ki hakikaten kapılar açık. Kilitleyip geri dönüyor, Süleyman bir daha aynı numarayı yapıp bu defa Şafak Kayarlar'ı Taşkın'ın yanına gönderiyor. Taşkın, yine kilitleyip dönüyor. Olay birkaç kez tekrarlanınca bu defa 'kapıları açık bırakayım bakalım ne olacak' diye beklemeye koyuluyor. Süleyman bu defa arabanın yan tarafından sürüne sürüne dolaşıp, kapıları kilitleyip kaçıyor. "Şaşkın" Taşkın, "Galiba arabanın kapısı sıcaktan genleşiyor" kanaatine varıp, tesislerden aldığı bir kova suyu aracın kapılarına boca ediyor. Arkasını döndüğünde kıs kıs gülen Süleyman'ın o hallerini görünce de jeton düşüyor tabii. Artık kovada kalan suyun Süleyman'ın başından aşağıya süzüldüğünü söylemeye gerek yok... > Unutulmaz anılar Yeşil sahaların gördüğü en çılgın futbolculardan biriydi o. Agresif tavırlarıyla, "buralar benden sorulur" edasıyla, tribünlerle kurduğu o sarsılmaz bağla yıllar geçse de unutulmayacak bir isimdir Pascal Nouma. İşte o çılgın adamın futbola ve hayata bakışı... "Kendi yüzümü hiç sevmiyorum ve insanların da görmesini istemiyorum. Bu sebeple kendi giyim tarzımda sürekli şapka kullanıyorum... Fransa'da parasızsan ve kötü bir yerde yaşıyorsan işin çok zor demektir. Gerçi bu Türkiye'de de geçerli. Benim babam da futbolcuydu. Futbolcu olamazsam işimin Fransa'da çok zor olacağını hep söylüyordu. Ben de okuldan dönüşlerde sürekli futbol oynadım. Futbolcu olmak için çaba harcadım... Futbola başlamamın asıl nedeni öğretmenimden intikam almaktı. 7 yaşındayken okulda öğretmenimiz bütün öğrencilere hangi mesleğe yapmak istediğini sordu. Bütün öğrenciler, doktor, polis, avukat, mühendis olmak istediklerini söylerken sadece ben ''Futbolcu olacağım' dedim. O sözden sonra öğretmenimiz bana 'Futbolculuk meslek değildir' dedi. Ben de bu söz üzerine çok hırslandım ve futbolculuğun da meslek olduğunu gösterdim...." Pascal rüzgâr gibi geçti ama çok iz bıraktı bu ülkede... Hatıraları tek yazıya sığmaz, devamı haftaya... > Unutulmaz sözler... "Doktorlar sigarayı bırakmazsam futbol oynayamayacağımı söylediler, ben de futbolu bıraktım" (Johan Cruyff)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.