İşimiz çoluk çocuğa kaldı!

A -
A +

Milli Takım aday kadrosu açıklanmadan önce G.Saraylı Ayhan Akman, bizim Tahir Kum'un dergisi Futbol Extra'ya 8 sayfalık bir röportaj vermişti. Neler söylememişti ki... Kendisini bir kenarda unutan Teknik Direktör Fatih Terim'e "sallamış", Aurelio'ya "bizim ayıbımız" demişti. Fatih Hoca da tutup kadroya çağırınca, hoop Ayhan ofsayda düştü!.. Sonra inkâr etmeye kalktı, "öyle demedim, böyle demedim" dedi. Halbuki Terim, Ayhan'ın o lafları, hatta daha ağırlarını ettiğinden emindi. Basın toplantısında, ''Yaşları kaç olursa olsun futbolcular herhalde hep genç, hep çocuk oluyor. Onları da affetmek biz büyüklere düşüyor'' dedi. *** Malta maçı sonrası... Herkeste büyük bir hayal kırıklığı var. Böyle bir takıma karşı "beraberliği kurtarmak" yenilgiyle eşdeğer. Kimi Fatih Hoca'yı suçluyor, kimi futbolcuları... O maçta kaptanlık bandını takıp sahaya çıkan Hakan Şükür, bir gün sonra şaşkınlık verici bir açıklamada bulunuyor; ''Alınan sonuç için özür dilemeye gerek yok!..'' Terim yine devreye giriyor, 36 yaşındaki Hakan için, ''Onlar genç, ben de hatalar yaptım. Fevri, sinirli yaklaştığımız zamanlar oldu. Onların gençliğine vermemiz lazım, kolay bir şey değil bunları kaldırmak. Onların üzüntüsüne vermenizi rica ediyorum'' diyor... *** Macaristan maçı... İlk yarıda Milli Takım umut verici bir oyun ortaya koyamıyor. Macarlar ilk baskıyı atlattıktan sonra zaman zaman üstümüze bile geliyor. İkinci yarıda "Ben hiçbir zaman şansın arkasına sığınmadım" diyen Fatih Hoca'nın ve millilerin şansının yanında olduğu an. İskoç hakem Zoltan Gera'yı 'aldatmaya yönelik hareketten' atıyor ve o dakikadan itibaren Macarların gardı düşüyor, biz umutlanıyoruz. İkinci yarıda kaptanlık bandı Emre Belözoğlu'nun kolunda. Atılan gollerden sonra herkes birbirine sarılıyor, galibiyeti kutluyor ama Emre başka hesaplar peşinde. Arkadaşlarından ayrılıyor, basın tribünün önüne geliyor ve "el-kol hareketleriyle" içindekileri ortaya döküyor! Şimdi sorsak Fatih Hoca'ya, "Dedik ya, futbolcular zaten hep çocuk" diyecek! Eyvah işimiz çoluk çocuğa kaldı demek ki!.. Hocam hani diyorsun ya, "Yeni şeyler söylemek lazım" diye. Kabul... Ama bu çocukların da biraz büyümesi lazım be Fatih Hocam!.. >>> ah basına gelenler Serviste hortlak vaar! 90'ların ortalarına kadar Cağaloğlu'ndaydı bütün gazeteler. O dönemdeki muhabbetler de bir başkaydı dolayısıyla. Servis olarak şaka malzemeleri satan bir tezgahtan yaşlı, iğrenç bir adam görüntüsünde bir maske almıştık. Servise gelen gideni 'korkutup' hep beraber kahkahalara boğulmak günlük gıdamız olmuştu. Mesela bizim Engin Atay, bulunmaz malzemeydi korkutmak için. Gözünün önünde tak maskeyi, 'pöh' de, Engin Atay yerinden sıçrardı. Ümit Aktan Abi, bir öğleden sonra geldi servise. İşlerin durulduğu akşam saatlerinde kadrolar kuruldu, serviste 'scrabble' partisi başladı. Halid Kayacan, "fırsat bu fırsat" diyerek kaptı maskeyi, geçirdi kafasına, daldı Ümit Abi'nin yanına! Ümit Abi şöyle bir kafasını kaldırdı, hiç tepki vermeden oyununa devam etti. Halid, korkutmayı bırak, dikkat bile çekemediğini görünce büyük bir utançla çıkardı maskeyi yüzünden. İşte Ümit Abi o anda hepimizi kahkahaya boğan tepkiyi verdi. Kaldırdı kafasını, elinde maskeyle kendisine sırıtarak bakan Halid'e bakıp "Annnneeeee!" diye bağırdı, "Burada bi hortlak vaaaar!" >>> Unutulmaz anılar Kim unutabilir ki Ali Kemal Denizci'yi? Trabzonspor'un efsane olmuş futbolcularından biriyken önce F.Bahçe'ye ardından da Beşiktaş'a transfer olmuştu. Bu hatırası Beşiktaş günlerinden... Ali Kemal'den dinleyin: "Rızaların, Ziyaların yeni oynamaya başladığı dönemde kamp için Almanya'ya gittik. Fenerbahçe ile bir maç oynadık ve 3-0 kazandık. Rıza'ya dedim ki. 'Bu sene kim şampiyon olur?' Abi dedi, F.Bahçe. Oğlum dedim, az önce 3-0 yendik onları. 'Olsun. F.Bahçe şampiyon olur' dedi. Dedim, al kağıdı, kalemi eline. Kadrolar kurduk. Ben biz daha iyiyiz dedim. Ama o yine de F.Bahçe'de ısrar etti. Sezon sonunda biz şampiyon olduk. O yıl gençlere ben, Necdet, Mehmet Ekşi gibi tecrübeli oyuncular ağabeylik yaptık. Güven aşıladık. İnandık ve şampiyon olduk." >>> Unutulmaz sözler... "Benim vârisim Bülent Akın." (Gheorge Hagi)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.