Tarih tekerrürden ibarettir demişler... Geçmişle ve ilkelerle bağdaşmayan durumlar için de "Dün dündür, bugün de bugün" yakıştırması yapılmıştı bir büyüğümüz (!) tarafından... İki kaptanını "konuşarak anlaşmak" yerine, "vuruşarak anlaşmaya" çalıştıkları için kapının önüne koyanlar, Fahri'yi kenara çekip takımda istenmediğini konuşarak anlatmak yerine mesajla ifade etmişler. E, devir kurumsal iletişim devri. 2 SMS değerindeki bir mesajla transfer işleri halloluveriyor. Prensipler başkasına bir türlü, öbürüne başka türlü işleyebilir. Ne demişti rahmetli Turgut Özal, "Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz..." Prensipleri de bir kere delmekle bir şey olmaz canım! İki kaptan birbiriyle kavga etmişse kollarından alırsın bandı, kovarsın gider. O bandı, daha geçen sene kamptan izinsiz çıkan, oyundan alındığı için kulübeyi tekmeleyen birinin koluna takıverirsin, olur biter! Hem öyle bazı konularda ısrarcı davranmak lazım. Bundan 8 yıl önce Ertuğrul Sağlam'a bir kamp dönüşü, "Seni Samsun'a gönderdik" diyenler, bugün de Fahri'ye aynı şeyi deyince niye eleştiriliyor ki! Oturup anlatsalar, "Bak koçum senin mevkiinde bi sürü adam var. Senin forma giymen zor. En iyisi mi oynayacağın bir takıma git, kendini kurtar" deseler, "Bunların da 8 yılda hemen huyu değişti" demezler mi adama! Di mi ama! ah basına gelenler Korsan heyecan İstihbarat Servisi, Ümraniye'de bir yangın olduğu haberini alır telsizden. Görev hemen bizim Ziya Sandıkçıoğlu'na tevdi edilir. Bir taraftan fotoğraf makinesini çantaya yerleştiren Ziya, diğer taraftan telefonla ulaştırmayı arar, "Acil çıkmamız lazım" diye. Kapının önüne indiğinde kendisini bekleyen arabaya atlar, "Ümraniye'ye acil" der. Şoför gaza asılır. Yolun yarısında Ziya, şoförü daha önce hiç görmediğini fark eder. - Abi sen yenisin galiba... - Evet, yeni başladım korsancılığa. N'aparsın işte, geçim derdi... Yanlışlıkla başkasına gelen korsan taksiyle yola çıktığını anlar anlamaz cebinde beş kuruş para olmadığı aklına gelir Ziya'nın. - Abi ben ulaştırmadan sandım seni. İstersen gazeteye dönelim hemen, bende para yok şu anda. Bir taraftan da telsizden cızırtılı bir şekilde yangınla ilgili konuşmalar geçmektedir. Olayın heyecanına kapılan şoför, "Abi ben severim böyle heyecanlı işleri. Boş ver parayı. İşe gecikmeyelim, bu da benden olsun" der ve işi yetiştirirler gazeteye... Unutulmaz sözler... "Deplasmana giderken yolda taraftarlar çeviriyor baklava veriyorlar, havaalanına geçiyoruz baklava veriyorlar. Baklava güzel ama komik geliyor bu davranış..." (Nicolas Anelka)