Yandı gülüm keten helva

Bosna... Saraybosna... Can Bosna... Ne çok kan aktı, ne çok gözyaşı döküldü bu topraklarda... Caddelerinde yürürken, sokaklarında dolaşırken bile anlıyorsunuz çektiklerini. Eski yapıların neredeyse tamamında göz göz kurşun delikleri var yakın tarihten acıyla size bakan. ..Ve şehitlik... İnsanın insan olmaktan utandığı, yüreğinin burkulduğu, zamanın durduğu mekan. İnsanların yeni yeni gülmeye başladığı, acılarını unutmaya, gözyaşlarını içine akıttığı şu dönemlerde Bosna Federasyon Başkanı Milanjelic çıkıyor; "Oğlum isterse Sırp Milli Takımı'nın formasını giyebilir" diyor. İşte o zaman anlıyorsunuz sahaya atılan meşalelerin verdiği mesajı... *** Kritik bir virajdaydık Bosna'ya gelirken... Yenersek köşeyi dönecek, yenilirsek hesap kitap yapmaya yeniden başlayacaktık. Çünkü bu defa da Boşnaklar iyice potaya girecekti. Lig bitmiş, futbolcular ununu elemiş eleğini asmış, akılları atacakları imzalarda ve yapacakları tatilde. Bizim için her zaman büyük handikaptır böyle dönemler. Her şeye rağmen iyi başlıyoruz maça. Soldan Arda bindiriyor, havadan Hakan indiriyor, ufak ufak yokluyoruz kaleyi. Derken koca lig sezonunda 4 golde kalıp rekor yerine dekor yapan Hakan perdeyi açıyor. Bizim için kolay geçebilecek bir maçın ilk işaretini aldığımızı zannederken, defansımızı daldığı uykudan uyandırıyor Muslimovic. "Neyse oldu bir kaza" derken yeniden dalıyoruz maça. Aurelio her zamanki ciddiyetiyle makine düzeninde oyuna asılırken, Arda özlediği çalımlarına dalmış, Tuncay'ın aklında kim bilir ne hayaller var? Tuncay'ın nefis pasında Sabri'nin tabelayı bir kez daha değiştirmesi, değiştirmiyor hiçbir şeyi. Çünkü defans bahar mahmurluğunda. Servet'in harika asistini Dzeko 90'a asıyor lamba gibi. İkinci yarıda toparlanmak istiyorduk. Ancak bu defa da maça iyice ortak olan Bosna bırakmıyor. Eskilerinden kurtulmuş, yep yeni bir ekip olmuş Bosna, her yönüyle "Takım" olduğunun altını çiziyor yaptığı her harekette. Ne zaman gol için yüklensek, dönüşünde kâbus gördük kalemizde. Servet'in ayağının kaydığı pozisyonda, bizim de hayatımız kayacaktı neredeyse. İkinci yarıda yapılan değişiklikler de merhem olmadı yaramıza. Defansımızın inanılmaz hatalarından Bosna 3. golü de attığında, artık grupta bütün avantajımızı kaybettiğimizin resmiydi adeta. Şimdi kalemi defteri elimize alıp, yeniden hesap yapma zamanı.