Bakın tam 74 senedir CHP bu ülkede tek başına iktidar olamadı. Bir iki kez koalisyon ortağı oldu, o kadar. Millet asla ülkeyi yönetin yetkisini vermedi. Peki CHP hiç öz eleştiri yaptı mı? Asla. Hep milleti suçlu buldu. Bir kez bile, “Galiba hata bizde” demediler!..
İki gün önce tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in durumu da bunu ortaya koyuyor. Ahmet Özer’in PKK’yla ilişkisi net. Görüşmeler ortada. KCK üyesi Remzi Kartal’la 14 kez görüşmüş.
31 Mart yerel seçimlerine giderken CHP "Kent uzlaşısı" adı altında Ahmet Özer’i DEM Parti’nin isteği üzerine Esenyurt adayı yaptı. O zaman da "bu başınızı ağrıtır!" dendi ama CHP oralı olmadı. “Ahmet Özer’i aday yapmayın” dendi. CHP, ortağı DEM’le iş birliği gereği aday yaptı...
Ahmet Özer’in görüşleri ne, bir bakalım... Aynı sıkıntı yakında Mersin’in Akdeniz ve Toroslar ilçesi için de çıkarsa şaşırmayın. Göz göre göre PKK’nın siyasi kanadıyla iş birliği yapıp bunun hukuki sonucu olmayacağını sanmak safdillik olur...
Ahmet Özer Kürtçenin eğitim dili olarak kabul edildiği, ideolojik olarak "tarafsız" vurgulardan oluşan, Kürt kimliğine de atıf yapılan çok kimlikli bir vatandaşlık tanımını içeren hukukî düzenlemeleri savunuyor. Bu talepler de Anayasa'nın ilk dört maddesinin değiştirilmesi anlamına geliyor.
12 Ocak 2023'te Rûdaw TV'ye verdiği röportajında "Bir toplumu ileriye götürmek istiyorsanız en önemlisi ona dilini öğretmelisiniz. Kendi anadili ile öğrenmeli, bilim yapmalı. Gelişmiş toplumlar çok dilli toplumlardır" demiş Özer. Ayrıca Kürtçenin seçmeli dil olarak müfredatlarda yer almasını yetersiz buluyor. Pek çok yazı ve demecinde Türkçe ve Kürtçe iki dilli eğitimin "gerekliliğinin" altını çiziyor. (Sabah gazetesi)
Ahmet Özer, Anayasa ile ilgili fikirlerini SODEV dergisinin 105/106 numaralı nüshasında şöyle dile getirmiş: “Yasalardaki ırkçı ve antidemokratik söylem, tanım ve belirlemelerin ayıklanması ve fiilî uygulamaların buna uyması gerekir. Hiç kuşkusuz bütün değişikliklerin ilk adımı ve temeli anayasa değişikliğidir. Başta 66. madde -'Türkiye devletine vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türk'tür' ibaresi- olmak üzere diğer etnisiteleri dışlayan milliyetçi ve ırkçı maddeler değiştirilmelidir. İnsanın şerefi olan kimliğini reddetmeyen, çokluk içinde birlik bu sayede ve bu temelde sağlanabilir.”
Ahmet Özer TOHAV dergisinin 17. sayısında yerel yönetimlerle ilgili şunları yazmış: "Yerel yönetimler kendi parlamentolarıyla idare edilmelidir. Kendi güvenliğini asayişini kendi sağlamalıdır. Kendini idare etmek kamçılayıcı olacaktır; öz savunmalarını yapma gibi sorumlulukları yerel yönetimler üstleneceğinden ulusal projelere yönelim hız kazanacaktır."
Ve en önemlisi Özer terörle mücadele yasasını, millî savunmaya ayrılan bütçeleri ve koruculuk sistemini eleştirmiş. "Bütçesinin önemli bir kısmı her yıl savunma giderlerine ayırmakta; çatışmalar bölgenin iç dinamiklerini ve ulusal zenginliklerini, köylerini, kasabalarını, kentlerini, ormanlarını, topraklarını, hayvanlarını ve hatta insanlarını yok etmekte; devlet, çözemediği sorunun çözümünde, koruculardan medet ummakta, koruculuğu yaygınlaştırmakta, bunu yaparken hem sorunu besleyen çağ dışı kurumları korumakta ve geliştirmekte hem de iç barışı sağlayacak toplumsal dengeyi dinamitlemektedir." (24 Haziran 2021 Independent Türkçe)
CHP böyle bir ismin sorun çıkaracağını öngörmediyse kendi öngörüsüzlüğü! Ama DEM istedi diye böyle bir ismi aday yaparsanız belediyeye kayyım atanır. CHP 7 Haziran 2015’ten bu yana hiç ders almamış. "PKK’ya karşıyız" deyip PKK’yı "kutsayan" isimler önemli ilçelerde seçilecek yere konuyor...
Sahi CHP’de hiç bu meseleleri öngören biri yok mu? “Bu yaptığımız yanlış” diyecek tek kişi yok mu?
Cunki tencere hicbir zaman dibim kara demez .
Bu ülkenin ilk burjuvasıdır. Kendilerini halktan üstün addederler. Sosyalist enternasyonale üye olmaları düşünceleriyle çelişkilidir.