Cumhurbaşkanı olduğu için değil Erdoğan hâlâ çok güçlü. Gücü de milletten alıyor. Dünkü kongrede bunu ortaya koydu. İçeride ve dışarıda büyük kalabalık vardı.
Erdoğan milletten aldığı destekle yoluna devam ediyor. 24 senedir AK Parti ayakta. Dün Erdoğan’ın ileriye dönük şu cümleleri önemliydi:
“Türkiye'yi önce 2053, sonra 2071 vizyonlarıyla buluşturacak olan geleceğimizin teminatı sevgili gençlerimizden talebim, gençliğin tüm dinamizmini partimize taşımalarıdır. Gençler, bu öyle bir sevdadır ki, burada isimler fânidir, baki olan tek şey davadır. Partimizin politikaları dinamik, kadroları değişken ama ilkeleri sabittir. İşte bu anlayışla AK Parti bayrağını ilk açtığımız günden beri, köklerimize ve kurucu değerlerimize bağlı bir şekilde yükseltmeye devam ediyoruz. Dünyada başka hiçbir topluma nasip olmayan sağlam bir temele sahip olduğumuzu unutmadan, yönümüz hep geleceğe, başımız hep yukarıya dönük bir şekilde yolumuzda kararlılıkla yürüyoruz. Bakınız burada şu hakikati çok net ifade etmek isterim; biz, Anadolu'ya bin yıl önce 'yeni' değil, 'yeniden' geldik. Gerektiğinde alın terimizle, gerektiğinde al kanımızla, 'enbiya yurdu' olan bu toprakları kendimize vatan eyledik. Alparslan'dan Fatih'e, Yavuz'dan Gazi'ye, Menderes'ten Özal'a kadar bu davanın yolbaşçılarının hepsi de işte bu şuurla millete hizmet etmiştir. 'Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır' diyen şair, işte bu onlarca asra sari hakikate gönderme yapıyor. Eskiler, ne güzel söylemiş; 'Köküne küs ağaç yeşermez' derler. Biz de milletçe köklerimize öyle sarılacağız ki; dallarımız şıvgaya dursun, kollarımız göğe doğru uzansın. Kökünden kopan toplumların, rüzgârda savrulan kuru yapraklar gibi nasıl kaybolup gittiğini asla aklımızdan çıkarmayacağız.”
Erdoğan köklerden ve milletten aldığı güçten bahsetti. Bunun arkasında durdu. Kökünden kopmazsan yoluna devam edersin dedi. Yoldan dönmeyeceklerinin de altını çizdi.
Erdoğan’ın şu cümleleri de önemli:
“Türkiye; kronik meselelerini ve farklı toplum kesimlerinin taleplerini daha sağlıklı, daha steril bir zeminde tartışma imkânı bulacaktır. Şu tespitin yapılması da çok ama çok önemlidir; Türkiye'nin ekonomide, dış politikada ve siyasette itici gücü demokrasidir. 'İç cephe' olarak tarif ettiğimiz kardeşlik hattımızı tahkim edecek olan da yine 85 milyonun tamamını saran kuşatıcı bir demokrasidir. Bunun için önümüzdeki fırsatları değerlendirerek, en iyisini ümit edip en kötüsüne hazır olarak, 'Terörsüz Türkiye' hedefimizi gerçekleştireceğiz. Hiç şüphesiz bundan en çok, terör örgütünün ideolojik bahçesinde otlanıp, devletimize ve milletimize düşmanlık edenler rahatsız olacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar, bunun önüne geçemeyecekler. Türkiye'yi, girdiği aydınlık yoldan geri çeviremeyecekler. Sadece bölücü terörün arkasında siper aldığı yaldızlı kavramları değil, FETÖ'yü ve 15 Temmuz gerçeğini anlayamayanlara da şunu hatırlatmak istiyorum; Pensilvanya'daki hain başının ölümü sonrasında bu örgüt, yurt dışında da çöküş ve dağılma dönemine girmiştir. FETÖ tehdidi bertaraf edilene kadar bu hain yapıyla mücadelemiz içeride ve dışarıda kararlılıkla sürecektir. FETÖ'yü ve 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünü, AK Parti'yi yıpratma aracı hâline dönüştürmek isteyenler de tarih önünde hesap vereceklerdir.”
Evet, Erdoğan hâlâ en güçlü ve rakipsiz lider. Bu gücü de milletten alıyor. Onu yenmek asla kolay değil...
Cem Küçük'ün önceki yazıları...
Gerçekten yenilmez yenilemez. Gerçekten oyun kurucu ve top çevirici. Sağlığı elverdikçe böyle sürüp gidecek. Kaybedenler utansın bence.
Teprikler cem bey tv lerdeki tartışmalardan başarınızı kutluyorum yolun acık olsun
Cem bey sizin fikirlerinizi beğeniyorum Cumhurbaşkanımızın yaptıklarını inkar edenlerde nankördür.Kendimizi onun sayesinde batıya karşı dik ve onurlu bir şekilde bakıyoruz,artık biz ezik değiliz.Size yacaklarım buraya sığmayacak anlaşıldı Allah yar ve yardımcınız olsun.
İYİKİ VARSIN REİS.