Kime inanalım?

A -
A +

Çarşamba günü 6,2 ile sallandık. Hepimizin ödü koptu. 1999 Gölcük depreminden beri hepimiz "Büyük İstanbul depremi ne zaman olacak?" diye teyakkuzdayız. Hemen her konuda nasıl farklı görüşlerdeysek deprem uzmanları da anlaşamıyorlar!..

 

6,2 beklenen deprem mi, yoksa daha büyük mü olacak? Uzmanlar ne diyor?

 

Prof. Dr. Naci Görür: “İstanbul’da Marmara Denizinde, Kumburgaz fayı üzerinde çok deprem oluyor. Değişik büyüklükte. Bunlar Marmara’da beklediğimiz büyük deprem değil. Bunlar bu fayın biriktirdiği stresi artırıyor. Yani kırılmaya zorluyor. Burada asıl deprem daha büyük ve 7’nin üzerinde olacak."

 

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: “Hayır beklemiyoruz. 1999'dan beri söylüyoruz. Yegane 6,5 büyüklüğünde deprem taşıyabilecek bir faydı. O fay kırıldı. İstanbul'a gelen fayda bir risk yok. 1912 depreminde Silivri fayı kırılmıştı. Güneyde de Çınarcık'taki fay 1894'te kırılmıştı.”

 

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ziyadin Çakır: “Beklediğimiz Marmara depremi bu değil, onu erkene çeken bir deprem. Kuzey Anadolu Fayı’nda oluşan bu deprem zaman olarak Marmara depremini öne çekti. Cüzi miktarda da büyük depremi küçültür ama kayda değer bir küçülme söz konusu değil. Dünkü küçük bir deprem, biz Marmara’da 7 civarında yani dünkünden 10 kat daha büyük bir deprem bekliyoruz. Belki dünkü depremle enerjinin onda biri boşalmış olabilir. Ama zamansal açıdan risk artmış durumda, önlem almak için zaman daraldı. Derhal kentsel dönüşüm hızlandırılmalı, 2000 yılı öncesi binalardan uzak durulmalı. Oralar satın alınmamalı, kiralanmamalı, oturulmamalı. Binalarında hasar olanlar girmemeli. AFAD uyarıları dinlenmeli. Yoksa yapacak bir şey yok. Depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz, insanlar önlemlerini alarak hayatlarına devam etsinler.”

 

Prof. Dr. Osman Bektaş (Jeoloji Mühendisi): “Orta Marmara’daki fay 'creep’ yani ‘sürüklenen’ bir fay. Bu tür faylar ‘kilitli faylar’ gibi çok enerji biriktirmez. Sürüklendiği için daha az enerji biriktirir. Şimdiye kadarki bilimsel veriler bu bölgede 7 büyüklüğünde bir deprem olamayacağını, en fazla 6,4 büyüklüğünde bir depremin olabileceğini gösteriyordu. Nitekim bu öngörüye uygun bir netice çıktı. Endişeye mahal yok. Artçılar olabilir ama daha büyük bir deprem beklemiyoruz. Çünkü buradaki fay kilitli fay olmadığı için ancak bu kadar enerji biriktirebilir.”

 

Şimdi bilimsel olarak bakarsak hepsi profesör. Peki nasıl iki görüş çıkıyor? Sahada inceleme yapıyorlar mı yoksa ezbere mi konuşuyorlar? Verileri mi inceliyorlar? Ayrıca iyi bir deprem uzmanı hangi verilerle hareket eder?

 

Burada bence yabancı uzmanlara da bir danışmak gerekir. Yabancı bilim insanları ne diyor? Ona bakmak lazım. 

 

Ama bizdeki kıymetli bilim insanları, aralarında anlaşamıyor. Hepsi farklı şeyler söylüyor. İnsanlar da kime inanacağını bilemiyor. 

 

Sahada araştırma yapan Prof. Dr. Cenk Yaltırak ise şöyle diyor: “AFAD verilerine göre bu depremde Silivri Çekmece arasında en büyük yer ivmesi 0,1-0,2 arası gerçekleşmiştir. Bu ivmelerde bir yıkım yoktur. Bu durumda şimdiye kadar yaptığımız olası depremlerin tüm fayları bir arada kırma ihtimalinde ulaşılacak büyüklük Mw 7,8'dir. Daha önce Kaikoura 2016 ve sonra Maraş 2023 depremlerinde gördüğümüz gibi farklı faylar aynı anda kırılarak olağanüstü sonuçlar oluşturuyor. Bu nedenle tarih boyunca son 1500 yılda; 38 ikiden fazla yerleşimi yıkan 250 civarında insanları korkutan ve paniğe yol açan depremin olduğu bir bölgedeyiz. Bu tür depremler aynı 1935 Marmara Adası, 1963 Çınarcık, 2019 Silivri depremleri gibi depremlerdir... Bütün eski evleri yıkalım yeni ev yapalım doğru bir iş değildir. Yapılması gereken doğayı doğru anlamak doğru bir strateji, depreme bilim ve teknolojinin en son hâli ile hazırlanmaktır. TV’lerde yüzlerce yorum göreceksiniz... Bu yorumu dahi yapmak için çalışma arkadaşlarımla değerlendirip ne söylenebileceğine karar verdik. Kısaca fayları kovalara benzetirsek bu kovalar dolu. Roma atasözü der ki: 'Kovayı taşıran son damla değil içindeki sudur.' Bizler, zaten kırılma eşiğine gelmiş faylara yarın olacak veya olmayacak sözlerinin getirilmesinin bilimsel bir anlam ifade etmediğini düşünüyoruz." 

 

Bana en mantıklı geleni Cenk Yaltırak’ın ifadeleri oldu.

 

 

 

Cem Küçük'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.