Siz öğrenince araştırmacı gazetecilik, başkası öğrenince tetikçilik, öyle mi?

Adamlar ekranlarda her gün birini linç ediyor. Mesele Diyanet İşleri Başkanı’na orantısız vuruyorlar. Hükûmetten birinin ailesine saldırıyorlar. Bir kamu görevlisine her şeyi diyorlar. Muhalif kanallarda cellatlık yapıyorlar. İnsanlara ne cevap hakkı veriyorlar ne başka şey. İtibar suikastının en aşağılığını yapıyorlar. 

 

Yargıdaki konular hakkında dosya numaralarını öğrenip güya araştırmacı gazetecilik yapıyorlar. Yani kendileri öğrenebilir ama başkaları öğrenemez. 

 

Birkaç gündür bazı yargı konuları gündemde. Bizler de bilgi alıyoruz. Mesela savcılar Halk TV ve bazı yayın organlarının Gezi darbe girişimi zamanı yaptıkları yayınladı inceliyorlar. Bu soruşturmaların içeriği gizli ama soruşturulma kısmını savcılar söylüyor zaten. Bizler de öğreniyoruz. “Vay efendim, siz nereden biliyorsunuz. Savcı mısınız?” türü hakaretler başlıyor. 

 

İsmail Saymaz hakkında çok gizli yürütülen bir terör soruşturması var. Detayı bilinmiyor ama bir soruşturma olduğu kesin. “Yok avukatına demediler de, onlar da bilmiyorlar da, sen nereden biliyorsun da.” Yahu avukatlarına da bir soruşturma deniyor ama detay verilmiyor. Kimsenin içeriğini bilmesi imkânsız. 

 

Başkaları dosya numaralarını bile öğrenince araştırmacı gazetecilik, bizler öğrenince tetikçilik öyle mi? Muhaliflerin kafası olaylara zerre çalışmıyor. Dosyanın içeriğiyle ilgili kimsenin bilgi sahibi olmasına imkân yok. Ama illa algı yapacaklar. Yazık bunlara!..

 

Muhalif medyanın zerre inandırıcılığı yok. Hiçbir zaman da olmadı. Her türlü manipülasyonu yapıyorlar ama sonra yapmıyormuş gibi görünüyorlar. 

 

Ece Üner’i dün gördünüz işte. Savcılar İsmail Saymaz’ın pasaportunu iptal etti. Ece de, “FETÖ artığı operasyon çocuğu artıkları” dedi. Dün mahkemede, “Ben savcıları kastetmedim” demiş. Savcıları kastettiğin bariz belli ama bunlar böyle. Bunların cesareti bir savcı ve bir polisi görene kadar. Savcıdan ödü kopmuş Ece Üner’in. Bunlara inanan kitleye yazık...

 

Ece Üner’den dava adamı çıkmaz. Yapmacık gülümsemeleri asla ikna edici değil. Dün Kanal D’de hükûmeti savunuyordu, bugün Halk TV’de muhalefeti destekliyor. Gerçekten yazık. Azıcık onurlu duruşunuz olsun. Kocası da Kanal D’de hükûmeti savunuyor. Gerçekten merak ediyorum, biri hükûmeti savunan diğeri eleştiren karı koca akşam eve gidince ne konuşuyorlar?!. Ece eşine, “Tayyip Beyi niye övdün?” diyor mu? Ya da kocası, Ece’ye, “Sen niye hükûmeti eleştiriyorsun. Bu bizim ekmek paramız” diyor mu? Niye böyle sahtesiniz? Niye kendiniz olamıyorsunuz? 

 

Halk hepinizin gerçek yüzünü görüyor. Sizden bir şey olmayacağını da anladı. Bir de bunlar kendilerini herkesin üzerinde görüyorlar. Mesela Halk TV’de topuklayan ekip kendi patronlarına bile söz hakkı vermiyor. Kendilerini ulaşılmaz katta sanıyorlar. Kanalın sahibi onlar sanki. Onlara kimse hesap soramaz. 

 

Zaten önümüzdeki süreçte kimin ne olduğunu göreceğiz...

 

 

 

Cem Küçük'ün önceki yazıları...