Solculuk, zenginlik, Zülfü Livaneli ve Suavi...

Türkiye’de ideolojisine inanan kaç kişi vardır, bilmiyorum. Söylediği gibi yaşayan bir elin parmaklarını geçmez. Ancak yıllarca Türk medyasına ve kültürüne hâkim olan solcular imkânlara kavuşunca pek de ideolojik davranmıyor. Bunu geçmişte de biliyoruz. 

 

Şimdi eski havası olmasa da 78 yaşındaki Zülfü Livaneli 1990’larda fırtına gibi eserdi. İyi solculuk oynardı. Ben liseye gidiyordum. Galiba 1994 yılıydı, Tarabya’da aldığı villa eleştiriliyordu. “Solcu adamın villası mı olur?” deniyordu. 

 

Zülfü Livaneli 1993 yılında o zamanlar çok satan haftalık Aktüel dergisinde yazardı. Sabah gazetesinde de haftada iki ya da üç yazıları yayınlanırdı. Aktüel dergisinin 1993 Temmuz'unun galiba ikinci haftasında çıkan yazısında 1971 Muhtırası sonucu Stockholm’e nasıl kaçtığını ve orada geçen günlerini anlatıyordu. Tabii Zülfü Bey pek de zorluk yaşamamış. Arkadaşları burada çile çekerken o İsveç’te uluslararası üne sahip bazı arkadaşlarıyla gününü gün ediyordu. Sonra dönmüş. 1980’de de yurt dışına gitmişti. Sanki çok zorlu bir hayat yaşamış gibi Aktüel’de anlatıyordu. 

 

Sonra 1994’te SHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmuştu. Artık Zafer Mutlu’nun gazıyla mı oldu bilemiyorum ama sonunda Tayyip Beye yenilmişti. İşte o dönemde Tarabya’daki villası gündemdeydi. Solcuydu Zülfü Bey ama parayı severdi. Dönemin SHP’li Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın destekleriyle Şahmaran diye berbat bir film bile çekmişti. 

 

Daha sonra Zülfü Bey 2002’de CHP’den İstanbul vekili oldu. Hatta bir ara Genel Başkan olmayı bile istedi. Bugünlerde bile Zülfü Beyin CHP’li belediyelerden iyi para alarak konser verdiği söyleniyor. Mehmet Sevigen iddiasını ısrarla sürdürüyor. Zülfü Bey artık yaşlandı. Allah uzun ömür versin. İyi servet yaptı... 

 

Bu hafta Suavi hakkındaki haberleri görünce çok şaşırdım. Valla onun en azından solculuğu konusunda hemfikirdik. Yalıçapkını gibi bir iki şarkısı dışında bilinen eseri de pek yok. Gerçi sesi Allah var benimkinden iyi. Zülfü Beyin sesi benden de beter; boru gibi!..

 

Suavi’nin Bodrum’da 8 villa yapmak için ağaçları kestiğini görünce şaşırdım. Bu kadar parayı nereden bulmuş şaşırdım. Gerçi CHP’li belediyelere iyi konserler vermiş. Akbelen’de ağaçlar kesiliyor diye ortalığı yıkmıştı ama kendisi de Bodrum’da ağaçları kesmiş... 

 

Olsun muhalif kitlenin umurunda mı? Onların da derdi ranttan nemalanmak. Yoksa solculuk sadece etiket. Hey gidi hey... Ne diyordu şair:

 

“Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir.” Yiyin efendiler. Siz de yiyin...

 

Suavi değil 8 ağaç, 800 ağaç kesse muhaliflerin umurunda olmaz. Dün Zülfü, bugün Suavi. Böyle devam...

 

 

 

Cem Küçük'ün önceki yazıları...