Bazen birini anlamanın tek yolu, kendinizi onun yerine koymaktır. Bir an için kendinizi Kuzey Afrika'nın varoşlarında yaşayan bir gencin yerine koyun. İlk olarak kendimizi Kahire'nin Şubra semtinde, hep işsiz olan, spor ayakkabılarının ya da sandaletlerinin altı delik gencin yerine koyalım. Büyük ihtimalle gün ve gece boyunca korna seslerinin susmadığı, yüksek sesli tartışmaların olduğu bir mahallede, kalabalık bir aileyle yaşıyordur. Yaşadığı bölgenin ekonomik durumundan dolayı evlerde ana-babalar arasında faturalar, para olmayışı ve akşam ne ile karın doyurulacağı üzerine birçok tartışma yapılıyordur. Tüp gazın nasıl alınacağı önemli kavga sebeplerinden biridir. Bu genç adamın kardeşleri okuyorsa, onlara da okul üniforması, ayakkabı, kitap, kalem ve benzeri eşyalar gerekir. Okula gitmek çare değil, okullar bütün mahalleyi cahil bırakıyor. Hadi diyelim ki Mısır'da iş imkânı var, kendimizi yerine koyduğumuz bu gencin, aldığı kötü eğitim sebebiyle iyi bir iş bulma şansı yine olmayacaktı... Şimdi bir de IMF 4.8 milyar dolar kredi vermek için sübvansiyonların kaldırılmasını isterse ne olur? Muhtemelen her şey çok daha pahalı ve hayat çok daha zor olur, başka da bir şey bilemezsiniz. Eğer başka bir ülkeye gitme şansınız olsa bile, aileniz, kimseniz olmadan, anlamadığınız bir kültürde ne yapabilirsiniz ki... Hatta Yunanistan'da bazı Mısırlıları dövdükleri gibi sizi de dövebilirler. Bu Mısırlıların bir kısmı 1970'lerden beri Yunanistan'dalar ve hâlâ yabancı olarak görülüyorlar. Hele bir de uydu kanallarından ABD, AB, Türkiye, Çin gibi yerlerin zenginliğini ve refahını görüyorsanız neler hissederdiniz. Mısır duraklayıp çökerken, Türkiye'nin ekonomisini son 20 -30 yılda toparlayarak hızla yükseldiğini öğrenseniz nasıl hissedeceğinizi bir düşünün... Bir de zengin ailelerin çocukları var, yurt dışında okuyan, iyi bağlantıları olan, fakirin çektiği sıkıntıları hiç bilmeyen. Kırsalda yaşayanlar var, bir parça topraktan hayatlarını kazanmaya çalışan. Şehirlerde yaşamak daha zor hale gelince birçok insan köyüne döndü. Şimdi de bir terör örgütünün size para teklif ettiğini düşünün. Ya bu örgüt size bir hanım temin edebilirse? Normalde iyi bir işe, bir eve ve iyi bir geleceğe sahip olmadan evlenme şansınız pek yok. Ya bu örgüt size körfez ülkelerinde bir iş bulursa? Gelecekte bu örgüt için neler yapardınız? Kuzey Afrika'daki varoşlar ve diğer fakir bölgeler daha kötü hale geldikçe şiddet ve kaos ihtimali artıyor. Aynı zamanda terör ve suç örgütlerinin adam bulması kolaylaşıyor. Bu, Kuzey Afrika gençliği için korkunç, kafa karıştırıcı, iç karartıcı ve hatta akıl tutulması yaşatan bir dönem. Evet, şiddetin, kaosun, para kazanma ümidi kalmamasının ve fakirlerde giderek azalan evlenme oranlarının sebep olduğu psikolojik etkileri unutmamalıyız. Kuzey Afrika'nın devasa toprakları çok tehlikeli ve hatta habis bir yer haline gelebilir. Bu olmadan bir şeyler yapmalı, yoksa hepimiz zarar görürüz...