Yakın zaman önce Harvard Üniversitesi'nde enerji-su-yiyecek bağlantısıyla ilgili bir panelde konuşma yaptım. Çoğu insan enerji, su ve gıdanın ayrı konular olduğunu düşünür.
Bazıları su ve yiyeceğin bağlantılı olduğunu düşünür, zira yiyecek yetiştirmek için su gerekir ve yediğimiz yiyeceklerin çoğu su içerir. Eğer bazı gıdaların su ayak izine bakarsak, aynı ağırlıktaki bifteğin, pirince göre çok daha fazla su gerektirdiğini görürüz. Türkçe olarak hazırlanmış yiyeceklerin ekimi, büyütülmesi, hasadı ve hatta nakliyesi için ne kadar su gerektiğini gösteren harika bir web sitesi var. Bu sitedeki rakamlar ürünlerin 1 kilogramı içindir: http://www.waterfootprint.org/?page=files/home_su_ayak_izi
Bu sitede bulabileceğiniz rakamlardan bazı örnekler vereyim: 1 kg şeker için 1800 litre, 1 kg pirinç için 2500 litre, 1 kg inek eti için tam 15400 litre.
Herkesin yediği yemeklerin, giydiği giysilerin, kısaca kullandıkları her şeyin "su ayak izi"ni bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu rakamları ilk gördüğümde oldukça şaşırdım. Su giderek azaldığı için, daha iyi kullanmayı öğrenmemiz lazım...
Enerji üretimi, işlenmesi, nakliyesi, vb. işlemlerde su çok kullanılır. En çok su kullanılan yakıtlar arasında sulamalı tarımla yetiştirilen soya fasulyesi ve mısırdan elde edilen biyodizel yakıtlar vardır. Şeker kamışı yetiştirilirken de çok su kullanılır. Yağışın az olduğu yerlerde ekin yetiştirmek için daha çok su gerekir ve yakıtın su maliyeti de o kadar artar.
Bunlardan ayrıca enerji ve gıdanın da bağlantılı olduğunu görebiliriz. Başlangıçta çoğumuzun aklı bunu almayabilir. İlk öğrendiğimde benim için öyle olmuştu. Ancak biyoyakıt yapılan gıdaların çoğu, mısır, soya fasulyesi, şeker kamışı, patates ve daha birçok başka ekin normalde yediğimiz ürünlerdir. Lakin şimdilerde bunların büyük bir miktarı etanol ve biyodizel olarak araçların yakıt tankını dolduruyor.
Kaya petrolü ve kaya gazı çıkarmak, işlemek, rafine etmek için çok miktarda su kullanılır. Petrolü rafine ederek benzin ve motorin haline getirmek için su kullanılır...
Elektrik santrallerinde elektrik üretmek için çok büyük miktarlarda su kullanılır. Bu suyun çoğu santrali soğutmak için kullanılır, ama buhar üretmek için de bir miktar su kullanılır. Su, aynı Türkiye'nin GAP projesinde olduğu gibi hidroelektrik santralleri için de kullanılır. Rüzgar ve güneş enerjisi için çok az su kullanılır, kurak yerlerde bunu değerlendirmek lazım. Konsantre güneş enerjisi için çok su kullanılır. Jeotermal enerji için çok su gerekir.
Durumu gerçekten ilginç kılan bir başka boyutu da var. Birçok kurak yerde çok fazla enerji harcayan su arıtma tesislerinde deniz suyu arıtılır ve bu suyun çoğu birçok ülkede tarım için kullanılır.
Aslında bu üçü arasında yazıya sığdığından çok daha fazla bağlantı var. Hepinizin bu bağlantıları incelemesini tavsiye ederim. Bunlar sizin ve çocuklarınızın geleceği ve sonra gelecek nesiller için oldukça mühim konular.