Bu soruya verilecek hızlı cevap: Elbette. İsrail açıklarında bulunan büyük doğal gaz sahaları ülkeye muazzam zenginlik ve imkan sağlayabilir. Bu doğalgaz sahaları İsrail'in eğitim sisteminde, alt yapısında, savunmasında, sanayiinde ve istihdamında iyileştirmeler yapmaya yarayacak kadar büyük. Bu kaynak dışarıdan daha fazla insanın İsrail'e yaşamak ve çalışmak için gelmesini de sağlayabilir. İsrail'in yaşadığı bütçe sorunları da 10-20 yıl içerisinde tatlı bir hatıra olabilir. Boru hatları ve bankalardan akan para bir kaç yıl içinde İsrail'e yapılan yardımları devede kulak olarak bırakabilir. İsrail çok kısa bir süre içinde yardım almaksızın zengin olabilir. İsrail zaten Doğu Akdeniz'de kişi başına düşen gelir bakımından en zengin ülke. Bu hidrokarbon rezervleri düzgün işletilirse çok daha varlıklı olabilir. İsrail daha huzurlu bir bölgede olsaydı, KİK gibi bölgesel bir bloğun parçası olsaydı, Filistin meselesi gibi suçlandığı konular olmasaydı, İran'la baş etmek zorunda olmasaydı, o zaman bu doğalgaz sahaları tıpkı bir kaç hafta önce Başbakanlarının tanımladığı gibi ''talih kuşu'' sayılabilirdi. Ancak İsrail bu yeni para kaynağı yüzünden türlü problemlerle uğraşmak zorunda kalabilir. Kıbrıs Rum kesimiyle sıvı doğalgaz tesisi kurup, İsrail gazını AB'ye ihraç etmek için yapılan görüşmeler var. Türkiye bu işten hiç memnun değil. Ayrıca Türkiye bulunduğu söylenen bu gazın kendi karasularına çok yakın olmasından da rahatsız. Gazın bir kısmının kendilerine ait olduğunu düşünen Lübnanlılar da kızgın. İsrail'in gaz sahalarının sınırları olarak tanımladığı yer Lübnan karasularına çok yakın. Gazze açıklarındaki bazı sahalar için de Filistinliler hak iddia ediyor. Doğal gaz ve petrol sahaları söz konusu olduğunda hesaba katılması gereken en önemli şey; sahanın tam değerlendirmesi yapılıncaya ve sondaj kuyuları açılıp, üretime geçilinceye kadar tam olarak aşağıda ne olduğunun bilinememesidir. Hatta bir çok petrol ve gaz sahası yıllar içerisinde gerek verdikleri beklenmeyen hediyeler, gerekse beklenmeyen problemler sebebiyle uzmanları çok şaşırtmışlardır. Bu sahaların basıncı yer yer büyük değişim gösterebilir. Sahalardaki rezerv miktarı ilk tahminlere göre kimi zaman çok fazla, kimi zaman çok az olabilir. Doğal gaz ve petrol sahalarının yerin altında, bazen çok derinlerde olduğunu unutmayın. Bir tekneye binip, gidip ölçemezsiniz. Sahalar başlangıçta genellikle üç boyutlu sonar grafikler ile ölçümlenir. Gemiler sahaların üzerinde dolaşır ve sonar sinyalleri gönderir. Sonar sinyallerinden elde edilen verilerle sahalarda ne olabileceğiyle ilgili hologramlar üretilir. Bu hologramlarda petrol, gaz, madenler ve su için farklı renkler kullanılır. Bazen temiz su toprağın derinliklerinde bu sahalara karışır. Şirketlerdeki uzmanlar bu hologramları inceler ve aşağıda neler olabileceğini, en kârlı nereden sondaj yapılabileceğini tahmin eder. Sonra sondaj kuyuları açılır. Bu işler bittikten sonra değerlendirme testleri yapılır. Gaz sahaları yüksek ya da alçak basınçlı olabilir. Bu sahalar ''temiz'' olabilir, yani içinde fazla ölümcül gaz, çamur vb. olmayabilir. Oldukça zehirli olabilir, özellikle de içine petrol karışmışsa. Orta Asya ve Hazar'daki meşhur sahalardan bazıları oldukça tehlikelidir. Ancak bu sorunlarla baş etmek için teknoloji mevcut. Bazı gaz sahaları petrolle birleşik olabilir. İsrail açıklarında olanlar böyleye benzemiyor. Ayrıca bu sahalarda bol miktarda su olabilir. Böylesi sahalar ıslak saha diye anılır ve buralardaki gazı çıkarmak için daha pahalı teknoloji ve teçhizat gerekir. Ancak bu jeolojik, teknik ve işle ilgili meseleler İsrail'in en hafif dertleri olabilir. Bu kaygıların çoğu İsrail firması Delek, İsrail doğal gaz kovboyu Gideon Tadmor ve Amerikan ortağı Noble tarafından yetkinlik ile gideriliyor. Bu şirketler aynı zamanda değerlendirme ve test tekniklerinde uzman olan taşeron firmalardan da çok şey öğrendiler. Çoğu petrol ve gaz arama ve üretim işi çok sayıda şirket tarafından yapılır. Gerçekten zor olan ise sahaları değerlemek, gazı üretmek, işlemek, likit gaza çevirmek, sevk etmek ve piyasalara sunmak olmayabilir. İsrail için bu işin gerçekten zor olan kısmı politik ve bölgesel durumlardır. Eğer bu iş sadece gazı çıkarmak ve satmak olsaydı kolay olurdu. Ancak İsrail zor bir bölgede bulunuyor. Sadece komşuları Lübnan ve Suriye düşünseniz, bu bile endişelenmek için yeterlidir. Sonra bir de değişen Mısır ve Libya'yı, Türkiye ile artan gerilimi, istikrarı giderek bozulan Irak'ı ve Ürdün'deki gerginliği de hesaba katarsanız, o zaman işler iyice karmaşıklaşır. Hele bir de İsrail'le İran arasındaki patlama derecesine gelen gerilim var. İsrail'in bölgede hiç dostu olmadığını da hesaba katalım. Ayrıca İsrail iç politikasındaki çekişmeler de her geçen gün tırmanıyor. Sonra bu gaz sahalarının sınırlarını diğer ülkelerin sınırlarına göre ayarlama meselesi var. Ve giderek huzursuzlanan Filistin halkıyla ilgili problemler var. Bu hikayede Doğu Akdeniz'de bulunan doğal gaz sahalarında ne kadar rezerv bulunduğundan çok daha fazlası var.