Orta Doğu'ya ve civarına yaklaşmakta olan dev bir kasırga var. Bu kasırga Sünniler ve Şiiler arasındaki çatışmalardır. Yakın zaman önce üst düzey bir Sünni lider, Suriye'deki Şiilere karşı cihat ilan etti. Lübnan'daki üst düzey Şii liderin askerleri, Şii Hizbullah ordusu, halihazırda Suriye'de savaşıyor.
Suriye'de artan mezhep gerilimi, Lübnan ve Irak'taki genelde kanlı olan mezhep savaşlarının da iyice su yüzüne çıkmasına neden oldu. Bölgedeki günlük basın ve internet siteleri, diğer tarafın neden haksız olduğuyla ilgili sayısız makaleyle dolu.
Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) yakın zaman önce oybirliğiyle Hizbullah'ı terör örgütü olarak gördüklerini açıkladı ve bu örgütü ve destekçilerini körfez bölgesinde barındırmamak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını duyurdu. Eh yani, artık zamanı gelmişti beyler. Neden bu kadar geciktiniz?
Körfezin batısındaki Sünni monarşilerle İran arasındaki gerilim neredeyse patlama noktasına geldi. İran gerçekten atom bombası yapmayı başarırsa, o zaman bu gerilim öngörülemeyen bir çok şekilde kıvılcıma dönüşür.
Bahreyn'deki etnik gerilimler giderek azalarak bitme noktasına geldi. Bahreyn'deki etnik gerilimin altında İran'ın ve KİK içerisindeki muhaliflerin körüklediği Sünni-Şii gerilimi vardı. Bahreyn'in protestoların, gerilimin ve şiddetin olduğu bir ülke olmaması gerekiyordu, ama aynı Suriye'de olduğu gibi, mezhep güç savaşlarının yapıldığı ve intikam duygularıyla hareket edilen bir vekil savaş alanı oldu.
Irak da bu savaş alanlarından biri. Batılı bazı liderlerin CNN, Fox gibi kanallarda Irak'ın artık demokratik ve istikrarlı bir devlet olduğunu söylemesine bakmayın, Irak'ta ne demokrasi var, ne de istikrar. Eğer Suriye tamamen felçli bir devlet haline gelirse, ki kuvvetle muhtemel, Irak'taki durum daha kötü olacaktır.
Yemen'de de etnik gerilim var. Bir çok Yemenli bunun bir Sünni-Şii problemi olmadığını, zira bu gerilimin taraflarının Sünni değil, ortodoks Şii olmayan Hutiler olduğunu söyler. Suriye'deki Aleviler de ortodoks Şii değildir.
"Düşmanımın düşmanı dostumdur" atasözü mucibince sokaklarda çatışmalar, gösteriler, bombalı araçlar ve havan topu saldırıları devam ediyor. Ancak durum daha çok kontrolden çıktıkça, çıkacak gözüküyor, bu dostluklar düşmanlığa dönüşecektir.
İran'daki ve diğer bazı yerlerdeki liderlerin samimiyetsiz, çıkarcı mezhepçiliği artık bölgedeki insanların daha çoğu tarafından görülebilir. Ondan sonra ne olacağını tahmin etmek zor değil.
O zaman mezhepçilik insan zihninin derinliklerindeki ilkellik ve kabileciliğe dönüşebilir ve bunun neticesi çok feci olabilir.
Bölgedeki liderler: çok dikkatli olun. Böyle bir durumda tehlikeliden çok öte unsurlar mevcuttur.