Ailelerden şirketlere, ülke içi çatışmalardan bölgesel çatışmalara, uzlaşma zemini bulmak barışın sürmesini sağlar.Hayatta öğrendiğim en önemli şeylerden bir tanesi, uzlaşma sağlamak için kazanılmış bir haktan fedakârlık yapmaktır. Düğünümün olduğu gece Nil'de dolunay olan bir haziran gecesi yaşlı ve bilge arkadaşım, hem de akıl hocam şunu söyledi: Unutma Paul, her şey siyasettir... Kendisi siyaset bilimi profesörüydü. Amerikalı biri için oldukça zor bir iş yaptı, Orta Doğu'da önemli bir üniversiteyi yönetti.
Fakülteler ve diğer kurumlar arasındaki problemleri çözmeye çalışmasını gözlemlemiştim. İlk başta aşırı yumuşak tavırlarına şaşırmıştım. Ancak bir müddet sonra anladım ki, birçok durumda benim gördüğümden çok daha fazla ölçüp biçilmesi, uzlaşılması ve başa çıkılması gereken karmaşık mevzular var. Bu görüşmeler ve pazarlıklar sürerken bunlardan hiç bahsetmemesi çok akıllıcaydı. Tabii o da bazı hatalar yaptı. Hepimiz hata yaparız, ama onun yaptıklarını gözlemleyerek çok şey öğrendim.
Ayrıca EastWest Institute (DoğuBatı Enstitüsü) ile çalışma şansım oldu. Bu enstitünün sloganı "Daha güvenli ve daha iyi bir dünya için ortak hareket"tir. Bu kurumun sadece bunu yapabilmek için dünyadaki en üst düzey insanlarla çalıştığını gördüm. Bu zor bir iştir. Bir mühendislik tasarımı yapar gibi kesin çizgilerle yapılabilecek bir iş değildir.
Ayrıca çeşitli gruplar arasında uzlaşma ve karşılıklı anlayış sağlamaya çalışan ABD Barış Enstitüsü ve diğer bazı organizasyonlarda çalıştım. ABD Barış Enstitüsü'nde Sudan'la ilgili bir projede danışman olarak çalışmıştım. Çok değişik perspektife sahip insanların pozisyonlarını korumak için gerçekte ne düşündüğünü ve onların nasıl anlaşılacağıyla ilgili çok şey öğrendim.
Sudan ve benzeri mevzularda çalışırken insanların kendi taraftarlarına yardım ettiğini düşünerek aldıkları pozisyonun aslında nasıl zarar verdiğini gördüm. İki Sudan arasındaki petrol ithalatı ve petrol gelirlerinin paylaşımı buna iyi bir örnektir. Her iki taraf kendileri için en iyi olduğunu düşündükleri fikirlere saplanıp kaldı. Neticesinde boru hatlarından akan petrol durdu, birçok kuyu kapatıldı ve her iki ülke daha fakir ve istikrarsız bir hale geldi...
Gergin dönemlerde ve muhtemel çatışma ihtimali olduğunda, karşılıklı fedakârlık yapılmazsa ve gruplar belli şeylerden vazgeçmezse durum çok daha kötüye gidebilir ve çatışma kaçınılmaz olabilir.
Makul görüşmeler yapılması gerekirken, gruplar arasındaki fikir ayrılıkları derinleştiğinde biraz üzülürüm, ama aynı zamanda bilirim ki, doğru insanlar aradaki farkları saygılı, pratik ve uygun bir şekilde görüşürse, hiçbir çatışmanın gerçekten kaçınılmaz olmadığını bilirim.
Ancak bunların hiçbiri kolay değildir. Genellikle bahse konu şeyler çok büyüktür. Bazen, Mısır'da bugün olduğu gibi, hayatlar ve geçim söz konusudur. Mısır'da uzlaşma olmadığını ve ekonomik ve diğer bazı başarısızlıkların büyük bir kavgaya dönüşmesini ve aslında mafya kanunlarının uygulandığını görüyoruz...