Hayatımızın her alanında etkili ve önemli olan duygularımızı akıllıca kullanabilmenin yolu "Duygusal Zeka" olarak adlandırılmaktadır. Duygularımızı akıllıca kullanmak bizi hayatta başarı, mutluluk ve iyi ilişkilere götürür. Bunun için kişinin kendisinin ve başkalarının duygularını anlayarak onları etkili bir şekilde kullanabilmeyi öğrenmesi önemlidir. Duygusal zekası yüksek çocuklar yetiştirmek, çocuklara ne öğütlediğinize ya da ne öğrettiğinize bağlı değildir, onlarla nasıl ilişki içinde olduğunuzla ilgilidir. Yetişkinlerin çocuklar ile olan ilişkileri ve hayatın ilk yıllarında onlara kazandırdıkları tecrübeler çocukların duygusal ve beyin gelişimlerinin yanı sıra onların gelecekteki tutum ve davranışları üzerinde de etkilidir. Yapılan araştırmalar, çocuk dünyaya geldiğinde beyninde henüz birbirleriyle bağlantısı olmayan milyarlarca sinir hücrelerinin bulunduğunu göstermektedir. Sinir hücrelerinin birbirleriyle bağlantılarının oluşması, çocuğun içinde yaşadığı ortamdaki zihinsel, fiziksel ve duygusal uyarılar ve tepkilerle gerçekleşir. Beyin ilk üç sene içinde bir yetişkin beyninin 2/3'si kadar gelişir. Bu çok önemli zaman içerisinde yaşanan kötü olayların ve stresin beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkisi vardır. Fiziksel ve duygusal ihtiyaçların karşılanması, çocuğun beyninin sağlıklı gelişmesini sağlar. Duygusal açıdan sağlıklı gelişen çocuklar gerek ergenlikte gerekse yetişkinlikte stresle daha kolay baş edebilir. Duygusal zeka ögelerinin ilk öğrenildiği yer aile ortamıdır. Çocukların kendilerini anlamaları ve tanımaları çevrelerinden gelen tepkilerle beslenir ve gelişir. Anne ve babanın çocuklarıyla arasında kurulan sıcak, güvene dayalı yakın ilişki ile çocuk, kendisini nasıl göreceğini, başkalarının kendi hislerine nasıl tepki vereceğini, hisleri hakkında nasıl düşünmesi gerektiğini ve başkalarının duygularını nasıl okuyup ifade edeceğini öğrenir... Konuya devam edeceğiz...