EKOLOJİK DENGE VE DOĞANIN DİNAMİZMİ -2- Değerli okurlar, problemlere daima çözüm bulunur. Biz de bu sayfaya başladığımız günden itibaren çözümden yana olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Yeter ki umudumuzu kaybetmeyelim... Dilerseniz geçen haftaki dosyamızın devamı olan "Ekolojik Sorunları" kısaca gözden geçirelim... HAVA KİRLENMESİ Etki şekilleri: Zararlı maddelerle canlıların zehirlenmesi, asit yağmurlarıyla toprak özelliklerinin bozulması, atmosferde gaz birikimi (CH4 Metan, CO2 Karbondioksit , N2O Diazotmonoksit, SO2 Kükürtdioksit ve büyük küçük katranlı toz zerrecikleri) Sonuçlar: Sera etkisi ile iklim değişikliği, yaşama alanlarının kirlenmesi (Londra'da Kirli Sis Felaketi gibi. 1952'deki kirlenmede 5 binden fazla can kaybı) Çözüm yolları: Teknik tedbirler (bacalara filtre, gazların tutulması, kaliteli yakıt kullanımı, yeşil alanların artırılması) SU KİRLENMESİ Etki şekilleri: İçme ve kullanım suyu kirliliği, besin zinciri zehirlenmesi Sonuçlar: Sulardaki canlıların ölümü ve kokuşma (Minamata Felaketi/Japonya 1956 metilli cıva kaçağı, sulardaki balıkları tüketen insanlar arasında felç, körlük ve can kaybı) Çözüm yolları: Mekanik, biyolojik ve kimyasal arıtma sistemlerinin titizlikle uygulanması, genel hijyenik kurallara uyulması, sulara kıyısı bulunan üretim tesislerinde periyodik denetimler... TOPRAĞIN BOZULMASI Etki şekilleri: Ürün miktarı kaybı ve kalite bozukluğu Sonuçlar: Tarım alanlarının daralması, zararlıların artması Çözüm yolları: Sanayi kuruluşlarının tarım alanları içine yerleştirilmesinden vazgeçilmesi (AB ülkelerinde verimli topraklarda sanayi yatırımlarına müsaade edilmemektedir), tarım zararlılarıyla mücadelede çevreyi korumaya yönelik tekniğin uygulanması (Biyolojik Kontrol; bir zararlının onu tüketen başka bir canlı ile kontrol altına alınması) NÜFUS PATLAMASI Etki şekilleri: İşsizlik, tüketimin artması Sonuçlar: Beslenme noksanlığı, doğal kaynakların tahribi, atık sorunu Çözüm yolları: Nüfus planlaması, tarım alanlarından sürekli yararlanılması, modern üretim sistemlerinin geliştirilmesi... ENDÜSTRİLEŞME Etki şekilleri: Ham madde ve enerji sorunu, su, hava ve toprak kirliliği Sonuçlar: Doğal dengenin bozulması Çözüm yolları: Planlı endüstrileşme, tarım-sanayi dengesinin kurulması, çevre korumayı ön planda tutan tekniklerin geliştirilmesi... ARTAN ENERJİ İHTİYACI Etki şekilleri: Yenilenemeyen kaynakların tüketimi, doğada sınırlı birçok maddenin yok olması (kömür, petrol, doğalgaz ve uranyum gibi radyoaktif maddeler) Sonuçları: Aşırı karbondioksit, metan ve kükürtdioksit gazı solunumu, radyasyon kaçağı Çözüm yolları: Enerji kaynaklarından dengeli yararlanma, yenilenebilir enerji sistemlerine yatırım (Güneş, Biyokütle, Biyogaz, Rüzgâr ve Jeotermal gibi) Sevgili okurlar, önemli bir alternatif enerji kaynağı olan dünyamızdaki tatlı su rezervleri tahminimizin çok altında bulunan bir seviyededir. Her iki kutup bölgesindeki karasal buzullar yüzde 2, bütün akarsu ve göller ise sadece yüzde 0.5 dolayındadır. Yeryüzünde toplam olarak yüzde 2.5 tatlı su rezervi mevcuttur. SUYUMUZU TATLI TATLI İÇİYORUZ Günümüzde tatlı sulara sahip olmayan birçok Arap ülkesinin ve yakınımızdaki Malta Cumhuriyetinin günlük tatlı su kullanımı deniz suyundan karşılanmaktadır. Çok daha pahalı bir sistem olan bu teknolojiye nazaran tatlı sular daha uygun bir alternatif teşkil etmektedir. Bu nedenle yenilenebilir bir kaynak olmasına rağmen ülkemizdeki göl ve akarsularımızı temiz tutmak ve ekonomik kullanmak zorunda olduğumuzu belirtmek isterim. Bugün kullandığımız içme suları, kar suyu ve yağışlarla toprak altına süzülen, göl ve akarsulardan dip katmanlara sızarak temizlenip berraklaşan kaynak sularıdır. Uzaydan bakılınca küçücük bir mavi top olarak gözüken dünyamızda 7 milyar insan nüfusu ile akıllı canlılar olan bizler, sadece birer küçük zerreyiz. Bunu hiç unutmayalım! Biraz daha hoşgörü, sevgi ve aklıselim, biraz daha paylaşımcılık ve geleceğe yönelik doğru kaynak kullanımı hiç şüphe yok ki yarınlara atılan mutluluğun temelini oluşturacaktır. Size sağlık içinde geçecek güzel bir hafta diliyorum. KARA LEYLEĞiN nesli tehlikede Muğla'da av tüfeğiyle vurularak yaralanan nesli tükenme tehlikesindeki "Kara Leylek" (Ciconia nigra) koruma altına alındı. İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü Mühendisi Hüseyin Akgöz, leyleğin bir kanadında saçma yarası tespit ettiklerini söyledi. Ula'nın Gökova beldesindeki hayvan hastanesinde görevli Uzman Veteriner Hekim Göksel Bayramlı ise, "Tedavinin ardından leylek eski sağlığına kavuşursa doğaya bırakacağız. Kanatta kangren olursa kanadı kesmek zorunda kalabiliriz. Kanadı kesilirse doğada kendine bakamayacağı için bir rehabilitasyon merkezinde kalabilir" dedi. Hastane yetkilileri leyleğe "Karam" ismini verdi. ÇÖP POŞETLİ ambalaja ödül Yenilikçi uygulamalarla geleneksel kuruyemiş keyfini zenginleştiren Papağan Kuruyemiş, ay çekirdeği paketlerine eklediği çöp poşetleriyle Ankara'da gerçekleştirilen 2. Uluslararası Güvenilir Gıda Zirvesi'nde 2011 Çevreye Duyarlı Ambalaj Ödülü'nü aldı. Papağan Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı Kani Emekçi, "Ay çekirdeği paketlerine eklediğimiz çöp poşeti, tüketiciler tarafından çok sevildi" dedi. Kaptan Cousteau'nun başmühendisi: Tsunaminin etkisi yıllarca sürebilir KKTC'de Doğu Akdeniz Üniversitesi tarafından düzenlenen "5. Uluslararası Sualtı Araştırmaları Sempozyumu", dünyanın pek çok ülkesinden deniz biyologlarını ve sualtı arkeologlarını bir araya getirdi. Sempozyumda konuşan efsanevi Fransız denizcisi ve bilim adamı Kaptan Cousteau'nun başmühendisi Andre Laban, her doğa felaketinin ardından sualtındaki canlı yaşamının büyük zarar gördüğünü, Haiti'deki depremin ve Japonya'daki tsunaminin olumsuz etkisinin uzun yıllar devam edeceğini söyledi. Akdeniz'in genelinde küresel ısınma ve buna bağlı olarak balon balığı ve benzer göçmen türler artışının yerel balık çeşitliliği ve sayısının azalmasında önemli bir faktör olabileceğini belirten 86 yaşındaki Laban, DAÜ - SAGAM'ın Boğaz bölgesindeki balıkçılarla birlikte başladığı yapay resif çalışmasının yerel balık popülasyonunu artıracağını ve bu projenin bütün dünya için örnek olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Steve Bortone de, Meksika Körezin'de kirliliğin tamamen temizlenmesine rağmen balıkçılığın eski haline gelmesi için 3- 5 yıla daha ihtiyaçları olduğunu dile getirdi. Cüneyt Bitikçioğlu Süs bitkileri ve bakımı MUM ÇİÇEĞİ (Hoya bella ve Hoya carnosa) Mis kokulu, az su isteyen sıcak dost Işıklı, tercihen sabah güneşi alan bir bölümde yaz ayları boyunca etli parlak yeşil yaprakları ve mis kokulu, beyaz veya et renkli çiçekleriyle salonlarımızı süsleyen Mum Çiçeği, zarif ve nadide sarılıcı bir süs bitkisidir. Biraz daha narin yapraklı Hoya bella ve geniş yapraklı Hoya carnosa yaz ayları boyunca gösterişli çiçekleriyle bize huzur ve mutluluk verir. Besince zengin humuslu ve kumlu toprakları sever, çok fazla sulamadan oluşacak kalıcı ıslaklıktan kaçınmak gerekir. Gelişme mevsiminde su püskürtmek veya ıslak bir süngerle yapraklarını silmek hem görüntüsünü güzelleştirir, hem de ihtiyacı olan nemi karşılar. Kış aylarında çok sıcak olmayan mekanları sever, sadece toprağın kurumaması için az su verin. Üretim, ana gövdeden kesilecek 10-15 santim boyundaki çeliklerle yapılır. Bu çelikler nemli torf içinde ve sıcak bir ortamda, üstüne şeffaf naylon geçirilmiş saksılarda çok çabuk köklenir. İthal edilen çeşitler yurda getirildikten sonra önemini kaybetmiş gibi gözükse de, bence hâlâ aranan bir süs bitkisidir.