BİTKİLER her zaman tıbbın hizmetinde

A -
A +
www.yesilsayfa.com farklı ve zengin içeriğiyle çevre dostlarının buluşma noktası olacak...
BİTKİLER VE DİĞER CANLILAR İNSAN SAĞLIĞININ VE EKONOMİNİN HİZMETİNDE Soğuk algınlığına kıyıdan köşeden bulaştığımız şu günlerde, hangimiz, bitkisel bir çaydan şifa aramıyor ki! Asırlardır tıp ve sanayide binlerce bitkisel ve hayvansal ürün kullanılıyor...BİTKİLER her zaman tıbbın hizmetinde

Kıymetli okurlar, bitki ve hayvanlardan elde edilen çeşitli maddelerin insanları iyileştirmek için kullanılması insanlık tarihi kadar eskidir. Günümüzde ise sanayi toplumları birçok maddeyi sağlıkla birlikte, endüstriyel amaçla da kullanmaktadırlar. Şifalı bitkilerle ilgili ilk bilimsel sayılan eser M.S. 1.yy'da Adana yakınlarında yaşayan "Dioscorides" adlı bilgin tarafından yazıldı. 600 bitkinin tıbbi özelliklerinin incelendiği bu eser, sonraki yüzyıllarda dünyanın en temel farmakolojik kitabı olarak kullanıldı. Sanayi devriminden sonra, 1800'lerden bu günlere, dünyada eczacılık gittikçe gelişerek bir müspet bilim dalı olarak ön plana çıktı. Ülkemizde de eczacılık biliminin kökü çok eskilere gider. ECZACILIK SUNİLEŞTİ Mİ? Günümüzde tıp ve eczacılık biliminin önemli maddelerinin büyük bir kısmı doğadan elde edilmektedir. Diğer önemli bir bölümü de, doğal maddeler baz alınarak, kimyasal yollarla üretilir. Örnek olarak çeşitli vitaminleri gösterebiliriz. Son yılların birçok önemli ilacı, mesela kan kanserine karşı etkin olan "vinkristin" ve "vinblastin" tropikal ormanlarda yetişen bir bitki türünden elde edilir. Dolaysıyla eczacılığın giderek doğal madde kaynaklarından koptuğunu sanmak büyük bir yanılgıdır. Bitkilerden elde edilen, daha doğrusu ham maddesi bitki olan kimyasallardan bazıları kinin, morfin, kodein gibi hiç de yabancısı olmadığımız maddeler. Ancak, Anadolu gibi florası zengin topraklardaki birçok bitki türü henüz yeterince incelenmiş değil. Bunların arasında kimbilir sağlık açısından ne derece faydalı cinsler bulunmaktadır. Bunları bilim, zaman içinde keşfedecektir. EKONOMİYE BÜYÜK KATKI Ülkemizde, eczacılık değeri olan pek çok bitki türü ham madde olarak ihraç edilmekte ve ekonomiye katkı sağlamaktadır. Bunların arasında "meyankökü" 'cola'ya bilinen özel tadını veren madde olarak önem taşır. Genel olarak ülkemiz, farmakognozi (tıbbi bitki tanımı) bilim dalındaki uzmanlarının görüşüne göre, tıp ve sanayide yararlanılacak maddeler açısından büyük potansiyele sahiptir. Tıp ve eczacılıktan başka, bitki ve hayvanlardan elde edilen maddeler çeşitli sanayi dallarında kullanılır. Bunların arasında ipek, yün, balık unu ve balık yağı gibi hayvansal maddeler, pamuk, keten, tütün, kenevir, ayçiçeği, günlük ağacı, susam ve gülyağı gibi bitkisel maddeler sayılabilir. Yine cila hammaddeleri, terebentin gibi boya hammaddeleri parafinler, zamk ve nişastalar, tenin, alkol, reçineler bitkilere dayalı kimya sanayinin başlıca maddelerini oluşturur. Gıda sanayinde kullanılan yağları hepimiz bilmekteyiz. Sanayide palmiye yağı, petrokimyasal yağların yerine kullanılmaktadır. Anadolu'da doğal olarak bulunan ve erozyon kontrolü için de kullanılabilen dikenli geven (Astragalus gummifer) adlı çalıdan elde edilen kitre zamkı, şekercilikte ve ilaçlara katkı maddesi olarak kullanılır. Sevgili Okurlar, bugün size doğadaki kaynakların ne derece zengin olduğunu ve onların insan sağlığı hizmetinde kullanımının ne denli önem taşıdığını vurgulamaya çalıştım. Bu değerleri ve gizli kalmış sırlarıyla tabiatı koruyabilirsek insanlığa, gelecek nesillere büyük hizmet yapmış olacağız. Hepinize gelecek haftaya kadar esenlikler diliyor, sevgiler sunuyorum. Herkesin bir otu var! Bitki kökenli ağrı kesiciler, antibiyotikler, kalp ve kanser ilaçları, hormonlar, laksatif (müshiller) günümüz ilaç sanayinde önemli bir yer tutar. Dilerseniz, dünya ve ülke ölçeğinde bitki kökenli olan ve ilaç sanayinde yüksek ekonomik değer taşıyan maddelerden birkaç örnek verelim: Ülkemiz geleneğinde önemli yerleri olan aktarlarda bulunan idrar söktürücü "tahtacı otu" kabızlığa karşı, "karakafes otu" iç kanamalarda, "yılan otu" ishal kesici, "peygamber çiçeği" sarılık tedavisinde ve "yalancı ısırgan otu" ise tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Dünyaya baktığımızda ise; - Brezilya'da bir bitkiden elde edilen öksürük dindirici "ipekak", - Çin'de bir çöl bitkisinden elde edilen sinir sistemini uyarıcı etkisi olan "efedrin", buğday, pirinç ve bütün tahılgillerde yetişebilen ülkemizde, "çavdarmahmuzu" denilen bir küften elde edilen kanamayı durdurucu "ergotamin", - Meksika'da yetişen bir kaktüsten elde edilen, şizofreni ve bunamaya karşı kullanılan "meskalin", önemli örneklerden sayılır. BİTKİLER her zaman tıbbın hizmetinde

TEMİZ ENERJİ Türkiye, petrolün tahtını BİOMAS ile sallayacak Doğal kaynaklardan elde edilen enerjinin her geçen gün önemi artmaktadır. "Biomas" (Biyolojik Kütle) yakıtları denilen alkol ve biyogaz gibi yakıtlar günümüzde belirli ülkelerde benzin ve mazotun yerini alıyor. Alkol ülkemizde yakacak ispirtosu, içki, kolonya ve kimya sanayi hammaddesi olarak üretilir. Bunun büyük kısmı şeker fabrikalarının bir yan ürünü olarak melastan elde edilir. Brezilya'da 1983'ten itibaren üretilen taşıtlar, yalnız alkol yakacak şekilde yapılmakta. İşte burada sözü edilen bu biyolojik yakıtlara "Biomas Enerjisi" adı veriliyor. Biomas, yeşil bitkilerin güneş enerjisini fotosentez yoluyla kimyasal enerjiye dönüştürerek depolaması sonucu meydana gelen biyolojik kütle olarak tanımlanır. Bu enerji çeşidi, petrol ve kömürün aksine, yenilenebilir nitelikte bir enerji kaynağı olup, doğada hiç tükenmez. Organik evsel ve endüstriyel atıklar, çöpler, odun, tezek, fındık ve ayçiçeği kabuğu gibi tarımsal ürün atıkları da bu guruba dahildir. Biomas enerjisi potansiyeli bakımından Türkiye dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Yapılan hesaplar, ülkemizdeki tarım atıklarından, her yıl elde edilebilecek enerji potansiyeli 10 milyon ton petrole eşdeğer olduğunu gösteriyor. Bunlara ilave olarak ağaç ve orman sanayi atıkları, hayvan atıklarını eklediğimiz zaman, bu biomas enerjisi zenginliğimiz, ülke enerji kullanımının % 47'isini karşılayabilecek durumda. Örneğin; İsveç'te bu oran % 28, İspanya'da % 15, ABD'de % 9, Japonya'da % 5 civarındadır. BİTKİLER her zaman tıbbın hizmetinde

Yeşil toplantıya rengini YEŞİL SAYFA verdi Almanya'da gerçekleştirilen "Doğa ve Çevre Korumasında Biyolojik Çeşitliliğe Dair Kültürlerarası Duyarlılaştırma" adlı toplantıda proje sorumluları ile basın mensupları, karşılıklı fikir alışverişinde bulundu. Frankfurt Türk Kültür Merkezi'ndeki buluşma, Türkiye Araştırmalar Merkezi'nden (TAM) Basın Sözcüsü Cem Şentürk ve Proje Sorumlusu Caner Aver ile Lüneburg Üniversitesi Öğretim Üyesi Nina Katz'ın katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda gazetemiz adına söz alan İbrahim Tahir İpek'in gündeme getirdiği "Yeşil Sayfa"mız büyük ilgi gördü. Japonya iklim için 7 uydu fırlattı Sera gazı emisyonu ölçümü için uzaya ilk uydu gönderen ülke Japonya oldu. Japon Uzay ve Havacılık Dairesi, 7 uyduyu taşıyan roketin başarıyla fırlatıldığını açıkladı. GOSAT adını taşıyan ana uydunun 5 yıl boyunca uzayda kalarak dünya üzerindeki karbondioksit ve metan gazı yoğunluğunu ölçmesi öngörülüyor. Projenin, nakit sıkıntısı içinde olan uzay programını da canlandırması bekleniyor. Japonya bu proje ile dünya üzerindeki 56 bin farklı noktada ölçüm ve hesaplamalar yapabilecek. Japon yetkililer, bunun, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik küresel çabalara önemli bir katkı sağlayacağını umuyor. BİTKİLER her zaman tıbbın hizmetinde

Web sitemiz hazır www.yesilsayfa.com farklı ve zengin içeriğiyle çevre dostlarının buluşma noktası olacak...
Bir süredir test aşamasında olan web sitemizi, sizlere daha iyi hazırlamak için bu sayfadan duyuramamıştık. Ancak artık zamanı geldi... Sanal dünyanın bütün nimetlerinden faydalanılarak daha yaşanabilir ve yemyeşil bir çevre bilinciyle internette de buluşuyoruz. Renkli tasarımı ve zengin içeriğiyle Türkiye'de bir ilk olan www.yesilsayfa.com sitesinin çıpasını, sizlerden alacağımız destekle kısa sürede daha da yükseklere taşıyacağız. Çağımızın yükselen değeri olan temiz çevreyle ilgili onlarca yıllık birikimimi, Türkiye Gazetesi tecrübesiyle bu sütunlardan sonra internette de paylaşacağız. Ayrıca dünyada ve ülkemizde gelişen çevre olaylarına çözümleri hep birlikte bulmaya çalışacağız. Bana sitemizden de rahatlıkla ulaşabilirsiniz... İnsana saygı, tabiata saygıdan geçer. Tabiata saygıyı ise ancak ve ancak bilinçli toplumla başarabiliriz. Bundan dolayı gelin, hep birlikte elimizdeki bütün araçları bütün imkânları kullanarak temiz bir dünya oluşturalım!.. ÇEVRENİN KALBİ BURADA ATIYOR Sizin siteniz www.yesilsayfa.com, küresel ısınmadan, hayvanlar âlemine, tabiat güzelliklerinden çevre etkinliklerine kadar birçok konuda gündem oluşturmayı ve toplumu bilinçlendirmeyi hedef edinmiştir. SİZDEN GELENLER Atık aküler yollara dökülüyor > İsmi Mahfuz/BARTIN Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren bir aile şirketinin üyesiyim. Şirketimiz 10 yıldır bir akü markasının bölge bayiliğini yürütmekte. 2005 yılında yürürlüğe giren APAK Yönetmeliği (Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği) gereği sattığımız akülerin %90'ına karşılık gelen kısmını hurda akü olarak geri toplamamız ve geri dönüşüm tesislerine teslim etmemiz gerekiyor. Üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Atık akülerin özel izole edilmiş, sızdırmayan, üzerinde uyarı levhaları bulunan araçlarda taşınması gerekiyor. Şu anda bu kurallar tamamen hiçe sayılmış durumda. Normal kamyonlarla taşınıyor ve kırılan akülerin asitleri yollara dökülüyor. Son zamanlarda aküleri teslim almaya gelen bütün kamyonlarda aynı durumu görünce konuyu sizinle paylaşmak istedim. >> CEVAP: Tabiatın tahribine, kirlenmesine sebep olan bu çevre kirliliğine gösterdiğiniz hassasiyet her türlü takdirin üstündedir. Milletçe bizim en büyük zaafımız, zaman içinde kurallara uymama alışkanlığımızdır. Bunu bir türlü yenemiyoruz. Bahsetmiş olduğunuz aküler hakikaten asit ve kurşun gibi ağır metaller içerdiğinden, özellikle yeraltı sularına karışarak doğayı ve dolayısıyla insan sağlığını tehdit etmektedir. Bu konuyla ilgili yetkili kurumların gerekli hassasiyeti göstermelerini toplum olarak bekliyoruz. Sevgi ve saygılarımla... Ev ortamında kaktüs nasıl yetiştirilir? > Büşra Rabia Kocabaş Sevgili Ediz Hun, bana ev ortamında nasıl kaktüs yetiştirebileceğim konusunda ayrıntılı bilgi verebilir misiniz? CEVAP: Sayın Kocabaş, size öncelikle söyleyebileceğim; kaktüslerin güneş çocukları olduğudur. Ev ortamında olur (mesela bahçede), ama odanın içinde kaktüs yetiştirmek mümkün değildir, çünkü kış aylarında 5-10 derece soğuktan ve kuru kalmaktan hoşlanırlar. Nisan ayından itibaren ise güneş ve hafiften suya alıştırılarak, ekim ayına kadar dışarıda, bahçede veya güneş alan balkonlarda bakılmaları gerekir. Sıcaklığa göre 4-5 günde bir sulanmaları gerekir, torağın su tutmamasına dikkat edilmelidir. Size şartlarınız elverişliyse bol şanslar diliyorum. Sevgilerimle... BA­NA YA­ZIN! Her tür­lü so­ru­nu­zu ba­na so­ra­bi­lir­si­niz. "Gü­zel bir dün­ya" için bu say­fa­ya siz de kat­kı­da bu­lu­nun. Hay­di e-ma­il ve mek­tup­la­rı­nı­zı bek­li­yo­rum... Ya­zış­ma Ad­re­si: 29 Ekim Cad­de­si No: 23 34197 Ye­ni­bos­na/İS­TAN­BUL e-ma­il: ediz.hun@tg.com.tr
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.