Bütün enerji kaynakları bir yana Güneş bir yana

A -
A +
PETROLÜN 90, DOĞALGAZIN 110, KÖMÜRÜN İSE 160 YIL ÖMRÜ KALDI! TÜKENMEYEN KAYNAKLAR Türkiye'de Nükleer tartışıladursun, dünya artık Termonükleer, Hidrojen ve nihayet geriye dönüş yaparak Jeotermal, Biyoenerji, Rüzgâr ve en kudretli kaynak Güneş'e yöneliyor... Bütün enerji kaynakları
bir yana Güneş bir yana Değerli okurlar, gerek petrol, gerekse kömür gibi fosil yakıtlar, on milyonlarca yıl öncesinden yer altında depolanmış enerji kaynakları olup, yakın gelecekte tükenecektir. En iyimser tahminler, petrol rezervleri için 2100, doğalgaz için 2120 ve kömür için de 2170 yılını göstermektedir. Çekirdek enerjisi de (atom) aynı akıbeti paylaşacaktır. Dünya üzerinde nükleer parçalanmadan elde edilen enerji için gerekli hammaddeler (uranyum ve toryum elementleri) sınırlıdır ve bunlar da birkaç yüzyıl için de tükenecektir. Nükleer enerjiden yararlanmadaki ışın saçar (radyoaktif) atıklar günümüzde büyük problem oluşturmaktadır. Ayrıca, bir kaza durumunda ortama saçılan radyoaktif izotoplar (maddeler) çok zararlı etkilere sahiptir. Bunlardan birkaçını burada sizlere aktarıyorum: - Strontium 90 Radyoaktif İzotopu: Doğada Kalsiyum döngüsüne girerek insanlara geçebiliyor, bazı ciddi rahatsızlıkları tetikleyebiliyor. - Cessium 137 R.İ.: Doğada Potasyum döngüsüne girip, kas ve doku sistemine zarar veriyor. - İyot 131 R.İ.: Tiroit Bezi kanserine sebep olabiliyor. NÜKLEER TEMİZ AMA TEHLİKELİ Sevgili okurlar, dünyada bugün mevcut 450'yi aşkın (100'den fazlası ABD'de, 60 kadarı Fransa'da) nükleer santrallerin sağladıkları temiz enerji yanında, bazı reaktör kazalarının da yaşandığı hepimiz tarafından bilinmektedir. Geçmiş 50-60 yıllık mazisi bulunan bu santrallerin, hafif ciddi yüzlerce kazasının bazılarını bilgilerinize sunmak isterim... > 1957 Windscale-1 (İngiltere): Askerî amaçlı reaktör yangını ve ciddi radyasyon kaçağı. > 1958 Vinca (Yugoslavya): Reaktördeki çekirdeğin aşırı ısınması, 6 bilim adamı radyasyona maruz kaldı, biri hayatını kaybetti. > 1961 SL1, Idaho Falls (ABD): Askerî reaktörde patlama, 3 teknisyen hayatını kaybetti. > 1966 Enrico Fermi (ABD): Hızlı üretken deneme reaktörü, Çekirdek Erimesi. > 1975 Leningrad-1(SSCB-Rusya): 380 MW Basınçlı Su Soğutmalı Reaktör, Çekirdek Erimesi, ciddi radyasyon kaçağı. > 1979 Three Miles Island (ABD): 880 MW Basınçlı Su Reaktörü, Çekirdek Erimesi. Kazada serbest kalan radyoaktif maddeler, güvenlik kabuğu sayesinde reaktör içinde kalmıştır. Bu koruyucu kalın betonarme kabuk, can kaybına mani olmuştur. > 1986 Çernobil 4 (Ukrayna): 1000 MW Basınçlı Su Soğutmalı Grafit Reaktörde patlama ve yangın. Yakıtın %74'ü diğer ülkelere yayıldı. Örneğin Almanya, İsveç ve İtalya'da toprak ve tarım ürünlerinde yüksek miktarda radyasyon tespit edildi. Çernobil, tarihteki reaktör kazalarının en şiddetlisi olup, bu kazada birçok insan hayatını kaybetmiş, binlercesi de radyasyona maruz kalmıştır. Grafit moderatörlü reaktörlerde koruyucu betonarme kabuk bulunmadığı için ateş alan grafit yangının etrafa yayılmasına ve şiddetli radyasyon kaçağına sebep olmuştur. Hatta etkileri Karadeniz Bölgemizde de görülmüştür. Şimdi ise size yeni nesil, geleceğin enerji sistemlerinden biraz bahsedeyim... TERMONÜKLEER ENERJİ Güneşteki tükenmez enerji üretimine benzer bir şekilde, Hidrojen İzotopları gibi hafif atom çekirdeklerinin birbirleriyle kaynaşması ile (füzyonu) Helyum Atomu oluşturmaları sonucu ortaya çıkan enerji türüdür. Şu andaki laboratuar çalışmaları, önümüzdeki birkaç on yıl içinde bu enerji türünün devreye alınacağı müjdesini vermektedir. Dünyanın %70'den fazlasının su ile kaplı olması ve hammaddesinin Hidrojen İzotopları olması, tükenmez enerji kaynağının kullanılmasını mümkün kılacaktır. HİDROJEN'İN MÜTHİŞ GÜCÜ Doğadaki en basit atom yapısına sahip H2, kâinattaki bütün yıldız ve gezegenlerin temel maddesidir. Bu sonsuz âlemde %90'dan fazla Hidrojen bulunmaktadır. Yukarda belirttiğim gibi güneşin termonükleer tepkimeyle oluşturduğu ısının yakıtı da hidrojendir. Normal ortamda kokusuz ve renksiz olan bu gaz, oksijenle birleştiğinde yaşam için en vazgeçilmez sıvıya, Su'ya dönüşmektedir. Suyu oksijen ve hidrojene ayırmak suretiyle serbest kalan hidrojeni, enerjide kullanmak mümkündür. Bu yöntemde hidrojeni tekrar oksijenle birleştirerek büyük bir enerji elde edilmektedir. Suyun doğru akım kullanılarak hidrojen ve oksijene ayrıştırılması işlemine "Elektroliz" denir. HAYATIN GERÇEK KAYNAĞI "GÜNEŞ" Buraya kadar saydığımız tüm enerji kaynaklarını bir yana "güneş" bir yana... Güneş, hesaplamalara göre en az 5 milyar yıl daha bugünkü gücünü koruyacak tükenmez bir enerji kaynağıdır. 1 yılda dünya üzerine düşen güneş enerjisi yaklaşık 160 trilyon ton kömüre eş değerdir. Bugün dünyada, güneş enerjisinden elektrik üretiminde Güneş-Isı Santralleri % 65'lik bir paya sahiptir. Bu santrallerde yansıtıcı yüzey olarak, aynı oran ve büyüklükteki düz aynalar bulunur. Aynalardan yansıtılan ışınlar belirli bir alana odaklanır. Güneş enerjili diğer santrallerden Güneş Pilleri (Fotovoltaik diyotlar) ile doğrudan elektrik elde edilmektedir. Güneş pilleri üzerine güneş ışığı vurduğunda, bu enerjiyi direkt elektrik enerjisine çeviren sistemlerdir. Evet sevgili okurlar, 3 haftadır sayfamızın boyutları içinde size "Eski ve Yeni Enerji Sistemleri"nden örnekler vermeye çalıştım. Geleceğin, Türkiyemize ve güzel insanlarına mutluluk getirmesini diliyorum. Sevgiyle kalın... ŞİMDİLİK SICAK SUYUMUZ GÜNEŞTEN... ABD, Fransa ve Almanya'da birçok modern bina güneş pili sistemiyle kendi elektriğini üretmektedir. Ülkemizde bu teknikler pek yaygın olmasa da en azından güney illerimizde 4 mevsim sıcak su ihtiyacının yüzde 90'ı güneşten karşılanmaktadır. Bütün enerji kaynakları
bir yana Güneş bir yanaTATLI SU, İZMİR KUŞ CENNETİ'NE HAYAT VERDİ İzmir Kuş Cenneti'nde son 3 yıldır kuruyan sazlıklara 3-4 aydır saniyede 260 litre tatlı su verilmesi sayesinde, bölgede yıllardır kuluçkaya yatmayan kuş türleri görüldü. Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mehmet Sıkı, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İZKUŞ Müdürü Dr. Tamer Seyis'in yaptığı katkılarla 23 yıl sonra böyle bir canlılık görüldüğünü belirterek, "Bilim ve birlik doğada bu başarıyı getirdi. Kuş Cenneti tuzlu, tatlı, acı su, sazlıklar ve 238 kuş türüyle Türkiye'nin önemli bir Sulak Alanıdır" dedi. İZMİR'İN BAŞARILI BELEDİYE BAŞKANI AZİZ KOCAOĞLU'NDAN MESAJ VAR... Gümüldür'de problem boru sızıntısından Mavi bayraklı S.O.S. haberimiz üzerine cevap hak-kını kullanan Başkan Kocaoğlu, "Problemin kaynağı, borulardan taşan atık suların dereye ulaşmasıdır" dedi Kıymetli çevre dostları, geçtiğimiz haftalarda güzel kentimiz İzmir'in şirin beldelerinden Gümüldür ile ilgili elimize ulaşan bir 'Arıtma Tesisi' haberini sizlerle paylaşmıştık. Konuyla ilgili İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu'nun bilgilendirici ve nazik açıklamasını eşitlik ilkesi prensibine dayanarak özet olarak sizlerle paylaşıyorum... BİR NUMARALI GÜNDEM ÇEVRE "Sayın Ediz Hun, öncelikle Yeşil Sayfa'daki performansınız nedeniyle sizi yürekten kutluyorum. Dünyamızın ve ülkemizin geleceği açısından 'bir numaralı' gündem maddesi olması gerektiğine inandığım 'çevre' konusunda yıllardır süregelen çalışmalarınızın her türlü takdirin üzerinde olduğunu özellikle bilmenizi isterim. 'İzmir'in güzel turistik beldesi Gümüldür'e yazık oluyor: Mavi bayraklı S.O.S.' başlıklı yazınızı ilgiyle okudum. Gümüldür beldesinde İller Bankası tarafından projelendirilen kanalizasyon sistemi; sokak şebekesi ve toplayıcı kolektörler olarak 60 km.'lik hat ve 1 adet terfi merkezi olarak inşa edilmiştir. Projedeki arıtma tesisi yeri, Hazine arazisi mülkiyetindedir. Bu yeri imar planında 'Arıtma Tesisi'olarak gösteren karar, Nisan 2006'da Gümüldür, Temmuz 2007 tarihinde de İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından onanmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, Eylül 2007'de Hazine'ye başvurarak bu alanın tahsisini talep etmiştir. Bu yer bir yıl sora Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından İZSU'ya tahsis edilse de, arazi üzerindeki kişilerce açılmış davalar nedeniyle, İZSU, projeleri hazır olmasına rağmen 3 yıldan beri tesisin inşaatına başlayamamıştır. Şu anda İZSU'ca planlanan, buradaki atık suların toplayıcı bir hat ile Özdere'de yapılacak atıksu arıtma tesisine iletilmesidir. Bunun için de, karayoluna paralel atık su yapımına Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından izin verilmesi gerekmektedir. Gümüldür'de bazı parsel sahiplerinin İller Bankası'nca yapılan kanalizasyon şebekesine 'kaçak bağlantı' yaptığı zaman zaman tespit edilmekte ve ilgili belediye uyarılmaktadır. Yazınızda bahsi geçen arıtma tesisi, bölgedeki otelciler tarafından yapılmış ve 2004'te Gümüldür Belediyesi'nden İZSU'ya devredilmiştir. Küçük kapasiteli olup halen İZSU'ca işletilmekte ve arıtma tesisi çıkış suyu kalitesi 'deşarj standartlarını' sağlamaktadır. Tesise İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından deşarj izin belgesi de verilmiştir. Problemin kaynağı, tesisin iyi çalışmasına rağmen, bölgedeki sitelerin kontrolsüz bağlantıları nedeniyle zaman zaman borulardan taşan atık suların dereye ulaşmasıdır... 22 ADET ATIK SU TESİSİ Büyükşehir Belediyesi olarak, çevre konusundaki örnek yatırımlarımızla, Türkiye'deki yerel yönetimler arasında öncülüğümüzü sürdürmekteyiz. Bugün 22 adet atık su arıtma tesisine sahip olan ve işleten bir belediye haline geldik. Çevre duyarlılığının artırılması konusundaki çabalarınız için sizi tekrar kutluyor, başarılı çalışmalarınızı devamını diliyorum. Sevgi ve saygılarımla." > İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı AZİZ KOCAOĞLU YEŞİL PLATFORM Biyodizele getirilen ÖTV şirketimizi iflasa sürükledi > Funda Tekşener / ANTALYA Sayın Ediz Hun, eşim üç arkadaşıyla personel ve okul servisi için kurdukları şirkete temiz ve ucuz yakıt sağlamak için 2004 yılında biyodizel fabrikası kurarak güzel bir uygulamaya imza attılar. Köylüler de kazansın diye biyodizelin ana maddesi olan ayçiçeği ve kanola tohumlarını onların bahçesinde yetiştirme kararı aldılar. Her şey ÖTV uygulamasına kadar güzeldi. Çünkü bizimkiler satış yapmıyor, sadece kendi yakıtlarını üretiyorlardı. Ve sonuç kocaman bir hüsran yani iflas! Milyarlarca borç ve işsiz 50-60 kişi... İşsizliği bitireceğiz, çiftçimize kolaylıklar sağlayacağız diye ahkam kesenler bizim gibi doğayı korumak adına yaptığı girişimlere destek yerine köstek oluyor. Lütfen bize bir yol gösterin! Uludağ'ın kraliçesi yok oluyor BUFSAD Doğa Atölyesi sanatçılarından Orhan Turhan, Uludağ ve Orta Anadolu'daki dağlık bölgelerde 6 bin metre yükseklikte bile yaşayabilen Apollo Kelebeğinin (Parnassius apollo), küresel ısınma, yaşama alanı ve koleksiyonculuk yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Turhan, "Beyaz üzerine mavi kırmızı benekleri ve havadaki eşsiz süzülüşüyle göz alıcı güzelliğe sahip olan bu kelebeği soğuktan, kürke benzeyen siyah tüyleri koruyor" dedi. > BURSA İHA BA­NA YA­ZIN! Çevre ve tabiatla ilgili her tür­lü soru­nu­zu ba­na iletebilirsiniz. "Gü­zel bir dün­ya" için bu say­fa­ya siz de kat­kı­da bu­lu­nun. Hay­di e-ma­il ve mek­tup­la­rı­nı­zı bek­li­yo­rum... 29 Ekim Cad­. No: 23 Ye­ni­bos­na İS­T. e-ma­il: ediz.hun@tg.com.tr
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.