
Sevgili okurlar, Jeolojik tarih boyunca dünyanın sıcak ve soğuk iklim dönemlerinden geçtiğini biliyoruz. Bugün kıtaların toplam yüzeyinin takriben yüzde 9'unu örten buzlar, günümüzden 12 bin yıl öncesine kadar aynı yüzeyin yüzde 32'sini kaplamaktaydı. Suyun aşırı soğuklarda donması gezegenimiz Dünya'nın temel olaylarından biridir. Tatlı sular 0 derecede, deniz suları ise eksi 1 derecede donar.
ANADOLU BUZULLA KAPLIYDI
Avrupa'nın kuzeyinden, İskandinavya'dan, Orta Avrupa'da Alp Sıradağlarının güneyine kadar, doğuda kısmen Balkanlar ve Anadolu'yu da etkisi altına alan, Kanada ve Güney Yarım Kürenin büyük bir bölümünü kaplayan sonsuz buz ve buzullar zaman içinde (yaklaşık 12 bin yıl önce) erimiştir. Buzulların yaptığı aşındırmalarla yeryüzünün ne kadar değiştiği, karaların bugünkü görünüşünü büyük ölçüde geçmişteki bu aşındırmaların şekillendirdiği bilimsel bir gerçektir. Buzul Bilimi (Glasiyoloji) çok genç bir ilim dalıdır.
Buz Çağı'nın başlamasıyla topraklar çoraklaşmış, bitki örtüsü ve ormanlar yok olmuş, Kuzey Sibirya'nın tundra formasyonu olan kısa otluklar etrafı kaplamıştı. Ağaç sınırı o devirlerde Alp Dağları'nın çok güneyinde kalıyordu. Bu durum, o zamanlar ilkel şartlarda yaşayan insanların hayat şartlarını çok zorlaştırmıştı. Kuzey Amerika'daki dağ ve vadiler kuzeyden güneye doğru bir doğrultu izliyorlardı. Ortamı buzullar kaplayınca ağaç türleri güney istikametine kaçabilmişti, sonra da buzlar eriyince tekrar kuzeye çıkabildiler. Avrupa ve diğer yakın bölgelerde bu böyle olmadı. Buradaki dağlar batıdan doğuya enine bir doğrultu izlediğinden güneye inemeyen ağaçlar buzullarla dağların arasında sıkışıp kaldılar. Bu nedenle günümüzde de Kuzey ve Orta Avrupa'daki ormanlar ağaç türleri bakımından çok fakirdir.
DEV BUZ DEVRİ HAYVANLARI
Diğer taraftan, Buz Çağı'nın hayvanları kendilerini bu soğuk ortama daha iyi uydurabilmişlerdi. Kutup Bölgesi'nin her tarafını kaplayan otlukları içinde dev Cesamette hayvan türleri gelişti: dev Geyikler, uzun tüylü Gergedanlar ve Mamut Filleri ortamda sürüler halinde bulunuyordu. Buz Devri hayvanlarının neden bu kadar büyük oldukları ısı metabolizması ile ilişkilidir. Bir cisim ne kadar büyük olursa, saklayacağı ısı miktarı da o kadar fazla olur. Ancak, bu hayvanların tamamı Buz Çağı İnsanları'nın avlaması sonucu yok olmuşlardır. Bu dönemlerde kış soğuğunun bir önemi yoktu. Fakat yazlar soğuk geçerse kışın oluşan buzlar eriyemeyip üst üste birikerek kalınlaşmaktaydı.
Değerli Okurlar, mevsimlerin, dünya ekseninin, dünyanın güneşin çevresindeki bir yıllık hareketini eğik bir açıyla tamamlamasından ileri geldiğini bilirsiniz. Kuzey Yarım Küre güneşe dönük olunca yaz dönemi, ters tarafa dönük olursa kış dönemi gelir. Dünya ekseninin eğikliği 40 bin yıllık çok yavaş bir ritme uyarak bazen daha eğik, bazen de daha dikey olarak birkaç derece değişir.
KÜRESEL ISINMANIN GEÇMİŞİ
Isınmaya başlayan hava şartları 6 bin yıl önce kendini iyice hissettirmiş ve sıcaklık 2-3 derece artmıştı. Bu dönem özellikle Mezopotamya ve Anadolu'da insanlığın gelişmesinde önemli rol oynayan Tarım Evresi'nin başlangıcına vesile oldu. İklimsel şartlar günümüzden 1000 yıl öncesine kadar soğuk ve sıcak devirlerle devam etmiş ve 11. yüzyıldan itibaren sıcaklık artışı hızlanmıştı. Daha sonraları ise Küçük Buz Çağı (Neoglasiyal 1550-1850 arası) yaşanmış ve 1850'den itibaren hava tekrar ısınmaya başlamıştı. Bugün ise,1990'dan başlayarak sıcaklık artışı ve iklimlerdeki enerji birikimi artmış, bu durum aşırılıkları ve kaotik durumu harekete geçirmiştir. Birçok ülkedeki aşırı yağışlar ve su baskınları bunun neticesinde oluşmaktadır. 2003 yılından bu yana, 1861'de meteorolojik verilerin başlamasından itibaren en sıcak yılları yaşamaktayız.
İnsanoğlunun Buz Çağı içinde büyük hayat mücadelesi verdiği bir gerçektir. Bu devirlerde ateşin bulunması ve sıcak mağara yaşamı güçlükleri bir nebze hafifletmiş olsa da, zorlu şartlar altında ileri görüş, alet yapımı ve avlanma tekniklerindeki gelişme yetenekleri birdenbire olağanüstü bir önem kazanmıştır. Bu süreç, insanlığın kuvvetli bir gelişim gücü elde ettiği zaman birimidir. Zorlu doğal şartlar onun fikri gelişmesine ve tekamülüne imkan sağlamıştır.
BUZ ÇAĞI TEKRAR GELİR Mİ?
Sevgili okurlar, gelecek Buz Çağı bu yüzden bizi korkutmamalıdır. Kendi ilkel aletleriyle buz devri adamının başardığı şeyleri, biz de ilerlemiş modern tekniğimiz sayesinde rahatlıkla aşabiliriz. Bilimsel araştırmalar, yeni bir Buz Çağının ancak birkaç bin yıl sonra gelebileceğini gösteriyor. Size sağlıklı ve mutlu bir hafta dilerken gönül ister ki, yeni buz devirleri gelmeden savaş ve sömürme gibi insanlık dışı davranışları geride bırakalım. Sevgiyle kalın.
ATEŞ TOPU GÜNEŞ ÇOK HUZURSUZ!
İnsan kaynaklı Küresel Isınma'nın yanında, geçmişteki Buzul Çağları'nı başlatan mekanizmanın, güneşin kendi ritmiyle ilişkisi olacağı üzerinde durulmaktadır. 11 yılda bir huzursuz olan Güneş, lekeler meydana çıkarmakta ve uzaya dev gaz fıskiyeleri fırlatmaktadır.
BUZDAN NEHİRLER!
Buzul, buzdan bir nehirdir. Pek tabii, alışık olduğumuz bir nehir değil, çok yavaş akan ve kaynağı olmayan katı buzdur. Bir buzulun bu hayret verici davranışı onu meydana getiren suyun özelliğinden kaynaklanır. Binde 1 gram'dan daha hafif olan küçücük, altıgen buz kristalleri kar şeklinde yağarlar. Bunların birikmesi ağır bir kar örtüsü meydana getirir. Birbirlerine kenetlenen berrak buz taneleri daha sonraları üzerlerine yağan karın basıncı altında katı buz kitlelerine dönüşür. Kar yağışının şiddeti buzlanmayı artırır. Genellikle hiç erimeyen buzulun üst kısmına düşen her kar tanesi yeni buza dönüşür. Fakat buz sabit kalmaz, kendi ağırlığının oluşturduğu basınç ile alt tabakalarda kaygan bir durum meydana gelir ve yer çekimi ile çok ağdalı bir sıvı gibi aşağı düzlüklere akmağa başlar. Bu akışı gözle fark etmenin imkanı yoktur. Konumuna göre en hızlı buzullar, özellikle Grönland'da ayda 1 kilometre, Alp Dağları buzulları ise yılda ancak 100 metre yol alır.
SON MİLYON YILIN BUZ ÇAĞLARI
Son Buz Çağları dört ana bölümden oluşur: Günz, Mindel, Riss ve Würm.Bu çağlarda sıcaklık günümüzdekine nazaran ortalama 6-8 derece daha düşüktü.
GÜNZ 600.000-550.000 yıl,
MİNDEL 480.000-420.000 yıl,
RİSS 230.000-180.000 yıl,
WÜRM 120.000 - 12.000 yıl önce son bulmuş ve karlar eriyerek denizler yükselmişti (Buna Karadeniz de dahildir). Bu buz devirleri arasında 10 bin yıllık periyotlar içinde soğuk ve sıcak geçiş dönemleri oluşmuştur (İnterglasiyal devirler).
ÇAĞLAR NASIL HESAPLANIR?
Son olarak bu geçmiş yüz binlerce yılın nasıl hesaplandığını açıklamak isterim: Buzullardaki buzun kimyasal analizi bize çok şey öğretebilir. Özellikle kutupları örten çok kalın buz tabakalarının izotop analizi geçmişteki iklimler hakkında bilgi verir. Çok eski bir buzda sıkışıp kalmış havanın C02'inde (karbondioksit), C14(Karbon 14) izotopu ölçülerek buzun yaşı belirlenebilir.
'Dikensiz gül olmaz' lafı tarihe karışıyor
Dünya parfüm devlerine ham madde olarak gülyağı satan Isparta, şimdi de dikensiz gül üretimine hazırlanıyor. Süleyman Demirel Üniversitesi GÜLAR Müdürü Doç. Dr. Fatih Ali Canlı, ABD'de 1995-1997 yıllarında başlattığı ve Isparta'da devamını getirdiği "dikensiz gül" projesinin başarılı sonuç verdiğini söyledi. Doğada çeşitli rotasyondan geçen güllerin dikensiz bölümlerinden doku aldıklarını ve doku kültürlerinde yaptıkları mutasyon sonucunda laboratuvar ortamında dikensiz kırmızı, sarı, beyaz, vişne ve lila renklerinde gül ürettiklerini belirten Canlı, "Isparta, yakında dikensiz gül satacak" dedi.

Ağaç yetişmez dediler 99 çeşit ağaç yetişti!
Yüzüncü Yıl Üniversitesi yerleşkesinde 'ağaç yetişmiyor' diye boş bırakılan alana 99 tür fidan diken Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Sebahattin Vanlı, şimdi bu ağaçların meyvelerini topluyor. Fakülte çevresinde, Karadeniz'in Karayemiş bitkisi, Siirt Fıstığı ve Kayseri yöresine ait Girebolu ağacı gibi, farklı bölgelere ait çok sayıda türlerin yetiştirildiğini anlatan Vanlı, "5 yıldır burada ağaç yetiştiriyoruz. Yetiştirilen türlerden biri de incir ağacı. Bu yıl meyve verme olgunluğuna ulaştı. Yeni türler eklemeyi düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

Biyolojik mücadele için 32 bin 500 kuş yuvası
Artvin ormanlarındaki binlerce ağaca, 1973 yılından bugüne kadar sürdürülen biyolojik mücadele kapsamında 32 bin 500 suni kuş yuvası asıldı. Bölge müdürlüğü tarafından korumasız kuşlar için her yıl ahşaptan yapılan kuş yuvalarının ormanlara asıldığını söyleyen Artvin Orman Bölge Müdürlüğü Orman Zararlıları ile Mücadele Şube Müdürü Yaşar Aksu, "Kuşlar ormanlarda zarar yapan böcekler ile beslenerek doğal dengenin korunmasında önemli bir yere sahiptirler" bilgisini verdi.

Bafa Gölü'nde balık bereketi yaşanıyor
Muğla'nın Milas ilçesinde geçmiş yıllarda kirlilik iddiaları ile gündeme gelen ve sürdürülen çalışmalarla kirliliğin büyük oranda ortadan kalktığı Bafa Gölü'nde balık çeşitliliği arttı. DSİ ile ortak yürütülen çalışmaların yüz güldürdüğünü belirten Milas Kaymakamı Bahattin Atçı, "Balıkçılar Bafa Gölü'nden tuttukları kefal, levrek çipura ve yılan balıklarını Türkiye'nin farklı bölgelerine satıyorlar. Şu anda gölle ilgili herhangi bir çevre sorunu yok. Bafa Gölü'nün kirlilik seviyesi sürekli takip ediliyor ve ölçümler yapılıyor" şeklinde konuştu.