Doğu'ya ADA açılımı

A -
A +
Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, Doğu turunda boş hazine arazilerini ceviz ağacı dikmek şartıyla vatandaşa tahsis edecekleri müjdesini verdi Doğu'ya ADA açılımı

Doğu'ya ADA açılımı

50 metre derinlik ve 300 metre alanı olan Turnalar Gölü'nde 3 yüzer adacık yer alıyor. Muş, Bitlis ve Bingöl'de düzenlenen İl Koordinasyon Toplantılarına katılmak için Doğu'ya çıkarma yapan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ağaçlandırma seferberliği başlattı. Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz ile Bingöl'de bulunan Turnalar Gölü'ndeki Yüzen Adalar'ı da gezen Eroğlu, "Burayı dünyaya tanıtacağız" dedi. Temaslarının Bingöl ayağındaki toplantısında konuşan Bakan Eroğlu, "Bozuk hazine arazilerini vatandaşlarımıza gelir getirecek şekilde, mesela buraya has ceviz ekimi yaptıracağız. Onu da fidanı da dahil olmak üzere isterse kredi, isterse hibe vereceğiz. Bu projede Bingöl, pilot il olacaktır" şeklinde konuştu. Doğu'ya ADA açılımı

ADADAN ADAYA BÖYLE ATLADILAR Beraberindeki heyetle Bingöl'deki Turnalar Gölü'nde yer alan Yüzen Adalar'ı gezen Bakan Cevdet Yılmaz ile Veysel Eroğlu, minik adalara böyle çıktılar. Değerlerine bağlı toplum çevresine de sahip çıkar Dünya üç şeyi konuşuyor: İnsan hakları, demokratikleşme ve çevre. 'Çevre'nin korunması için ise; sürdürülebilir kalkınmanın yerine, sürdürülebilir hayatın hedef alınması gerekir Kıymetli okurlar, günümüzde çevre problemlerine çözüm isteniyorsa, her şeyden önce bunun "insan merkezli" bir mesele olduğu kabul edilmelidir. İnsan söz konusu edilince, doğal olarak değerler sistemi gündeme gelmektedir. Değerler bir toplumun dünya görüşünü, dini kurumlarını, bilimsel girişimlerini ve teknolojisi ile siyasal ve ekonomik düzenini belirleyerek onlara yön verir. Bu kavramdan yoksun hiçbir politika sağlam temelli olamaz. Bugün küresel dünyada üç önemli konu konuşuluyor: Birincisi insan hakları, ikincisi demokratikleşme hareketleri, üçüncüsü ise çevre sorunları. Aslında tüm bu problemlere geniş bir görüş içinde bakılırsa birbirinden ayrılması mümkün olmayan iç içe meseleler oldukları ortaya çıkar. UZAYA AYAK BASAN İLK ASTRONOT NE DEMİŞ?.. Çevre konusu, Birleşmiş Milletler'in konuya çok yakın ilgisi dolayısıyla büyük çapta bilinçlenme kazanmıştır. Hemen hemen bütün uluslararası kuruluşlar bununla ilgilidir. Hükümetler de konuya hassasiyetle yaklaşmaktadır. Hülasa etmek gerekirse, toplumların çevreye olan ilgileri her geçen gün artmaktadır. İlk astronot uzaya gittiği zaman yıldızlara bakmış ve demiş ki; "Şöyle bir güzellik mukayesesi yaptım. Gözüme en güzel dünya gözüküyor, kürelerin en güzeli dünyadır", arkasından da hemen ilave ediyor: "Çünkü içinde insan var, can var. Tabii bu can bitki için de, hayvan için de geçerli." Daha çok tüketme ve daha çok kalkınma yolunda gerçekleşen üretim ve tüketim sistemi kuşkusuz; su, hava ve toprak gibi tükenmez sandığımız doğal varlıkların kirletilmesine ve kullanılabilen, yararlanılabilen formun dışında kalmasına yol açmaktadır. Dünyamızın ve doğal kaynakların tümü, bu düzeyde bir tüketim için yeterli değildir. Kalkınmanın içinde üretim, tüketimin içinde ise kirletme vardır. O halde sürdürülebilir kalkınmanın hedef alınması yerine, sürdürülebilir hayatın hedef alınması daha doğru olacaktır. HER CANLININ DÜNYADA YAŞAMA HAKKI VARDIR Doğa ile barışmanın tek yolu "Korumak ve Paylaşmaktır": Bu barış tabiatta fazlasıyla mevcuttur. Yaşayan; hayvan olsun, bitki olsun hiçbir cins, hiçbir tür diğerinin yok olması bir tarafa, var olması için neredeyse bir savaş halindedir. İşte bu doğal denge denilen barışın içinde insanoğlunun katkısı büyük önem taşımaktadır. Bir diğer ifadeyle; insanlığın da her canlının, her türün yaşaması için kendi geleceği açısından bir savaş vermesi gerekmektedir. İşte bu ciddi mücadelenin gerekliliğine haklı ve yerinde olan inanç sebebiyle 1992 Rio Dünya Çevre Zirvesi'nin uzantısı niteliğindeki "Biyolojik Çeşitliliği Koruma Anlaşması" 170 ülke tarafından tartışmasız imzalanmıştır. Kuşların cıvıl cıvıl öttüğü, sevgi ve saygının hakim olduğu bir KENTTE yaşamak istiyorum Değerli çevre dostları, içinde yaşadığımız kentlerle ilgili bazı değerleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında bunları siz her gün zihninizden geçirmektesiniz. Ben sadece bir derleme yaparak size sunuyorum. Dilerim bir gün bu hayallerimiz gerçek olur... Yaşanabilir Kent Modeli Arayışları ve Çevre >> 1- Sağlıklı Çevre a. Havası temiz kent b. İçilebilir bol suya sahip şehir c. Gürültüsü azaltılabilmiş kent d. Katı atık ve kanalizasyon sorunu çözülmüş kent >> 2- Planlı Çevre a. Konut ihtiyacını çözmüş kent b. Kişi başı en az 35-40 metrekare yeşil alana sahip kent (Avrupa'da ortalama 40 metre kare, İstanbul'da şu anda 2 metrekareye düştü) c. Trafik sıkışıklığı azaltılmış ve park yeri meselesi çözülmüş, geniş kaldırımları, yaya ve bisiklet yolları bulunan şehir d. Binalarda estetik görünüşe sahip kent (çok önemli-göz zevki!) >> 3- Demokratik Kültürel Çevre a. Katılımcı kent yönetimi ile yaygın iletişim ağı kurulu güçlü yerel yönetimler b. Tarihi, kültürel ve doğal değerlerin korunduğu, sanat etkinlikleri bol kent c. Modern rekreasyon alanları, hayvanat ve botanik bahçeleriyle, tabiat müzeleri olan şehir d. İnsanlarının birbirlerine farklı görüşlere sahip olsalar da saygı duydukları ve şiddetin önlendiği kent... Evet, hayatta biraz hayal etmek de herhalde kabul görebilir. Bu saydıklarımın bir kısmını dahi gerçekleştirebilsek, büyük bir merhaledir diye düşünmekteyim. Hepinize sevgiyle dolu güzel bir hafta geçirmenizi dilerim. Doğu'ya ADA açılımı

2009 birincisi (Ludmila Balovneva - Rusya) Minikler dünyayı resmederek kurtaracak! Bayer ve BM Çevre Programı (UNEP) tarafından düzenlenen Uluslararası Çocuk Resim Yarışması'nın 2010 yılındaki konusu "Biyoçeşitlilik: Doğaya Bağlanma" olarak belirlendi. 6-14 yaş çocukların tehdit altında olan hayvan ve bitki çeşitliliğiyle ilgili hislerini resmetmeleri bekleniyor. Para ödüllü yarışma için 0 (216) 528 36 00 nolu telefondan bilgi alabilirsiniz. SİZDEN GELENLER RENKLERİN DÜNYASI Kahve içtim gözlerinden En az kırk yıl unutamam Bal süzülür sözlerinden Ses, görüntü ile tamam Siyah Kâbe'nin örtüsü Beyaz, karlı dağın süsü Temsil eder sevinç-yası Her renk bizim için yaman Mavi rengi ufukların Denizlerin, şafakların Tadı yok bu durakların Sonsuzluğa kırdım dümen Yeşil, canlılık bereket Sen de üret, sen de tüket Yaradan sunuyor buket Şükürsüz kalmayın aman Gri, itidalin adı Kanaat hayatın tadı Kimi boğuldu, susadı Aç gözlü, bir günlük saman Pembe, hayale sürükler Sessizliğe mânâ yükler Duygular insanı yoklar Bu besteye gerek keman Kırmızı yakışır güle Bülbül konar, güle güle Sevgi muhabbet silsile Aşk ile geçiyor zaman Sarı, hüznün ahengi Hem saman, hem altın rengi "Elveda" der biter cengi Toprak, yaprağa son liman Ateş söner, biter duman > A.Rıza Malkoç 30/08/2009 BURSA Kaktüs çiçekleriyle size teşekkür eder > Rumuz "Peyami Safa" Ben 2 gün önce eve kaktüs aldım ama ne aralıkla nasıl sulayacağımı bilmiyorum. Almamın nedeni ise radyasyonu çekmesi. Bilgisayarımın yanına koydum, odamın içinde pencereye yakın. Bu nasıl bir bitkidir, nasıl ne aralıkla sulanır? Sanırım cinsi Nil olması gerekiyor veya bir bilgim yok! Kaktüslerin hepsi büyür mü veya çiçek açar mı? CEVAP: Değerli kardeşim, kaktüsler güneş çocuklarıdır. Bir küçük kaktüsün radyasyonu yok edeceği düşüncesi doğru değildir. En iyisi, siz onu güneşli bir yere koyun ve toprağı kurudukça biraz sulayın. Kış aylarında soğuk ve kuru veya ılık ortamda ayda bir sulayarak bakımını yapın. İlkbaharda size çiçekleriyle teşekkür edecektir. Sevgilerimle... Kıraathaneleri temiz tutalım! > Necip Yozgatlı Allah sizin gibi çevresine sahip çıkan insanlara uzun ömürler versin... Yıllardır medyada görev aldım. Dikkatimi çeken bir hususu sizin aracılığınızla halkımızla paylaşmak istiyorum. Türkiye'de yarım milyon kıraathane var ve bunların tuvaletleri pislik içinde! Orada oturan, geçen, turist kısacası herkes bir şekilde ihtiyaç için uğramak zorunda kalıyor. Bir uyarıda bulunursanız umarım bu nahoş görüntüler kaybolur ve işletmecilerimizin gayretiyle pırıl pırıl lavabolarımız olur. CEVAP: Necip Bey, kıraathane sahipleri veya işletmecileri kadar, gelen müşterilerinin de temiz tuvaletler hususunda sorumlulukları vardır. Yetkililerce denetleme sisteminin de periyodik olarak yapılması gerekir. Hayatı tehdit eden birçok hastalık tuvaletlerden bulaşmaktadır. Haklı olarak dile getirdiğiniz konunun yurt sathında kısa zamanda çözümlenmesini dilerim. Bir de "Görmek istediğin gibi temiz bırak" ilkesine uyarsak sanırım mesele kökten hallolur! E-mail: ediz.hun@tg.com.tr Adres: 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna-İST.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.