SU SAVAŞLARINDAN NASIL KURTULURUZ? Dünya artık alternatif enerji kaynaklarına, yenilenebilir ne varsa ona geçiyor. Başlıca hammaddesi bildiğimiz hayvan gübresi ve tarım atıkları olan Biyolojik Kütle Enerjisi asırlardır yanı başımızda duruyor!.. SU İÇİNDE SUSUZLUK!
Başta Afrika ve Asya'da olmak üzere birçok ülke, susuzluktan inim inim inlemekte. "22 Mart Dünya Su Günü"nü geride bıraktığımız şu günlerde Pakistan'dan bir manzara; bir yanda boşa akan sular, diğer yanda bir kova su için yüzlerce metre kat eden genç kızlar.
Silah yerine suya bütçe ayıralım...
100'e yakın ülkeden 33 bin katılımcının iştirak ettiği ve bir hafta boyunca süren "5. Dünya Su Forumu"nu yüzümüzün akıyla bitirdik. Son yıllarda küresel ısınmayla birlikte iyice pişirilen "Su Savaşları" kavramı bizleri ürküttüğü gibi zihinlerimizi de bulandırmaya devam ediyor. Biliyorsunuz bir de medeniyetler çatışması var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Su Forumumdaki konuşmasında "Su için farklılıklar yakınlaştırılmalı, suyu çatışma yerine barış aracına dönüştürmeliyiz" dedi. Anlaşılan su, medeniyetleri de barıştıracak gibi gözüküyor. Dünya Su Konseyi Temsilcisi Pierre Victoria da, tüm ülkelerin bütçelerinden silahlanmayı kısıp, suya yüzde 1'lik pay ayırmalarını ve "Su Parlamentosu" projesini ortaya attı. Bir nevi BM gibi... Konsey Başkanı Loic Fauchon ise baklayı ağzından çıkarıyor: "Gelecekte dünyada ölüm oranlarının, savaşlardan çok daha fazla şekilde su yokluğundan oluşan hastalıklar nedeniyle artması ihtimali var..." Dünya artık kavgayı bir yana bırakıp, susuzluğa bir çare bulmalıdır.
Ormanların derinliklerine yangın havuzları yapıldı
Yaz aylarında özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde meydana gelen orman yangınları, hepimize acı veriyor. Zaten topraklarımızı çoğu çorak, bir ağacı yetiştirene kadar canımız çıkıyor bari elimizde olanları koruyalım. Su Forumuna başarıyla ev sahipliği yapan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, geçtiğimiz günlerde Muğla'da 125 yeni yangın havuzu yapıldığını açıkladı. Böylelikle ormanlarda çıkabilecek muhtemel yangınlara karşı daha ivedi müdahale edilebilecek.
Tezeği bırakıp biyogaza terfi etme zamanı!
Gelişmiş ülkelerde modern biyogaz tesislerinin yapımı, her geçen gün artarak devam ediyor.
Değerli okuyucularım, "Biyokütle"; yeşil bitkilerin güneş enerjisini fotosentez yolu ile kimyasal enerjiye dönüştürerek depolaması sonucu meydana gelen biyolojik kütle ve buna bağlı organik madde kaynakları olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca, hayvansal atıklar da çeşitli işlemlerden geçirilerek günümüzde yakıt olarak kullanılmaktadır. Hayvansal gübrenin samanla karıştırılıp kurutulması suretiyle elde edilen tezeğin kırsal kesimde, köylerde yakıt olarak kullanımı oldukça yaygındır. Bir diğer yöntem de hayvansal gübrenin oksijensiz (anaerobik) ortamda fermantasyonu ile üretilen Biyogaz'dır. Dünyada, birçok ülkede kullanımı başarıyla sürdürülmektedir.
DOĞALGAZIN ÖNEMLİ ALTERNATİFİ
Eskiden kullanmış olduğumuz Havagazı'na ve şimdilerde ağırlıklı olarak evlerimize girmiş bulunan Doğalgaz'a benzer bir yakıt olan Biyogaz, kimyasal açıdan büyük ölçüde metan (CH4) gazıdır. Biyogaz üretimi ülkelerin yakıt ithalini azaltan, orman kesimini yavaşlatan ve en önemlisi kırsalda yaşayan nüfus için sağlığa uygun bir enerji alternatifi oluşturuyor. Bu renksiz ve yanıcı gaza "Bataklık Gazı" veya "Gübre Gazı" gibi isimler de verilmektedir. Ayrıca, hayvan gübresinin tezek olarak yakılıp, büyük ölçüde ziyan edilmesini de önleyen bu sistem, bilhassa Uzak Doğu ülkelerinde çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Olumlu diğer bir yönü ise, Biyogaz oluştuktan sonra geriye kalan fermante olmuş gübre posası, normal gübreye nazaran besleyici mineraller açısından %25 oranında daha zengin ve içindeki zararlı mikroorganizmaların yok edilmiş durumda olmasıdır. Bu gübre atığı tarımsal alanlarda kullanılabildiği gibi, istenirse depolama imkanı da sağlıyor. Ülkemizde biyogaz üretim potansiyeli 3-4 milyar/metreküp (enerji ihtiyacımızın %5'i) olarak belirlenmiştir.
ÇİN VE HİNDİSTAN ÇOKTAN GEÇTİ
Biyogaz üretimi özellikle 1.385 milyar nüfuslu Çin'de ve 1.125 milyar nüfusa sahip Hindistan'da çok kullanılıyor. Sadece Hindistan'da küçük, büyük 15 milyonu aşan tesis mevcut. Sevgili okurlar, odunsu zirai atıklar, sap, saman ve diğer tarım ürünlerinden de Biyogaz elde etmek mümkün, ama bu işlem hayvansal gübrelerden elde edilen kadar verimli değil. Bitkisel tarım ürünleri, genelde alkol üretimine daha uygun. Gelecek haftalarda bu konuyu işleyeceğim.
İşte burada sözü edilen tüm bu biyolojik yakıtlara "Biyolojik Kütle Enerjisi" (Biomas Enerjisi) adı veriliyor. Bu enerji türü için günümüzde daha etkili randıman alınabilmesi için yoğun araştırmalar yapılıyor. Çünkü Biomas, petrol ve kömürün aksine, yenilenebilir nitelikte bir enerji kaynağı. Biyolojik Kütle Enerjisi potansiyeli bakımından,Türkiye dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Ülkemizdeki bitki ve hayvan kökenli tarımsal atıklardan her yıl elde edilebilecek enerji potansiyeli 18-19 milyon ton petrole eşdeğer.
KANSEROJEN DEĞİL, ÇEVRECİ
Sevgili Okurlar, yazımın başında da belirttiğim gibi Biyogaz, ana bileşenleri büyük ölçüde metan ve karbondioksit olan, az miktarda hidrojensülfür, azot, oksijen ve karbonmonoksit içeren bir gazdır. Biyokütle Enerjisi, dünyanın artan nüfusu ve sanayileşmesi ile giderek yükselen enerji ihtiyacını çevreyi kirletmeden ve sürdürülebilir imkân sağlayabilecek kaynakların en önemlisidir. Ayrıca, biyokütle içinde fosil yakıtlarda bulunan kanserojen madde ve kükürt olmadığı için çevreye zararı son derece azdır. Günümüzde dünya toplam enerji tüketiminin %15'i biyokütle enerjisinden karşılanmaktadır. Ülkemiz, yenilenebilir enerji kaynakları açısından büyük bir potansiyele sahip olmasına karşın, bunların genel enerji üretimindeki payı oldukça düşüktür.
Hepinize sağlıklı ve mutlu bir hafta diliyorum.
25 kilo hayvan gübresiyle kendi santralinizi kurun!
Başlıca hammaddesi hayvan gübresi olan Biyogaz, üniteleri yerel maddeler kullanılarak kırsal alanlarda kolayca inşa edilebiliyor. Her ünitenin tuğladan örülüp sıvanmış kapaklı ve hava geçirmeyen bir fermantasyon tankı var. Biyogaz bu tankın içinde anaerobik bakterilerin organik maddeyi parçalaması yoluyla oluşuyor. Gaz çıkış borusu ile yakıtın kullanılacağı üniteye getiriliyor. 3-4 kişilik ortalama bir ailenin yakıt ihtiyacı, bir metreküplük tek bir ünite tarafından karşılanabiliyor. Bu boyda bir mini biyogaz tesisinde yeterli gaz üretimi için başlangıçta
25 kilo kadar hayvan gübresi (3-5 büyükbaş hayvan eşdeğeri) gerekiyor. 25 kilo gübreye 25 litre su karıştırıp fermantasyon tankına ekleniyor. Sıcaklık, gübrenin cinsi gibi faktörler Biyogaz'ın oluşma sürecini belirliyor. Ortalama tanka ilk gübre beslemenin yapılmasından 3 hafta sonra gaz üretimi başlamakta ve sürekliliği kullanıma bağlı olarak ve tanka devamlı ekleme yapılarak süresiz uzatılabiliyor. Tanktan birkaç haftada bir atık gübre kalıntısı boşaltılıyor. Artık günümüzde bu işe yatırım yapan ülkeler, daha modern ve dev tesisler kuruyor.
DAHA NE BEKLİYORUZ?
Türkiye'de tarım alanlarından büyük miktarlarda tarımsal atık çıkmaktadır. Bu atıkların rasyonel olarak kullanımı gerçekleştiği takdirde, ülkemiz için önemli bir biyokütle kaynağı oluşturacağı kesindir. Alışılagelmiş enerji üretimimizin yanında artık bu tarz yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme zamanı da gelmiştir. Değerli bilim adamlarımızın çalışmalarına destek vererek bu konuda başarılı olacağımıza yürekten inanıyorum.
YARDAN HABER GETİR TELLİ TURNAM!
Birçok türkümüze konu olan göçmen kuşu Telli Turna (Anthropoides virgo), 155-180 cm kanat açıklığı, 85-100 santimetre uzunluğunda, bayağı turnadan ufakça daha küçük ama benzer kuş türü olan bir turnadır. Anadolu türkülerinin en önemli motifleri arasında yer alan ve bir zamanlar sürüler halinde gelen telli turnalardan, günümüzde yalnızca 11'i üreme alanı olarak Türkiye'yi (Muş'un Bulanık Ovası) seçiyor.
Son telli turnanın ardından
Ne seveni, bir bekleyeni
Ne sesine bir ses...
Kıyameti yaşadı.
Hayattan çıkarıldı
Düşüldü tür sayısından.
Adı kaldı yadigâr
Bir de türküsü
Hani o "telli turnam".
> Tahsin Şentürk (Çevrenin Çığlığı)
Ekmeğini paylaşmak ya da paylaşmamak!
İnsanoğlu, her daim ekmeğinin peşinde koşuyor. Hayvanlar aleminde de durum farklı değil. Hatta onların tüm hayatı, bunun üstüne kurulu... Bulgaristan'ın Varna kentinde sahilde yiyecekleri için mücadele eden kuğu ve martı da bunun göstergesi. Her yıl bahar aylarında Sibirya'dan Karadeniz sahillerine inen kuğulardan biri ile sahilin ev sahibi olan martı, lokmasını kaptırmamak için uğraşıyor. Sonunda ise ekmek parçası ikiye bölünüyor ve adalet yerini buluyor!
SİZDEN GELENLER Geleceğe fidan dikmek
> > Çiğdem Önder Pabuççu/İSTANBUL
Geçtiğimiz pazar günü Kartal Doğa Koleji Ana Okulu, Orman Bakanlığı yetkililerinin de yardımıyla İstanbul Beykoz'da 150 fidan dikti. Yağmura rağmen mini minnacık elleriyle küreklere sarılan çocuklar, toprağa, fidanlarla birlikte sevgilerini de kattılar. Başta bu heyecanı çocuklarıyla birlikte yaşayan veliler olmak üzere Okul Müdürü Süheyla Yıldırım ve organizasyon sorumlusu Öğretmen Sevgi Sarıca'yı tebrik eder sevgi ve saygılarımızı sunarız. Umarız çocukların bu azmi hepimize örnek olur ve yurdumuzun dört bir yanını yeşille donatırız.
BANA YAZIN!
Her türlü sorunuzu bana iletebilirsiniz. "Güzel bir dünya" için bu sayfaya siz de katkıda bulunun, e-mail ve mektuplarınızı bekliyorum...
Yazışma Adresi: 29 Ekim Caddesi No: 23 34197 Yenibosna/İSTANBUL
e-mail: ediz.hun@tg.com.tr