Grönland'a "Belçika" kadar göktaşı düşmüş

A -
A +

Sevgili okurlar, saniyede kilometrelerce hızla dünyaya çarpan milyonlarca ton ağırlıktaki bir göktaşının yapacağı tahribatı önceden hesaplayabilmek mümkün değil! Geçtiğimiz Temmuz ayının başında Danimarka ve İngiliz bilim adamları grubu tarafından Grönland'da keşfedilen göktaşı kraterinin, bilinenlerin en büyüğü olduğu bildiriliyor. Düşüşü esnasında kaya katmanlarının kırılıp yarılmasına ve aşırı sıcaklıktan erimesine yol açan bu gök cismi, Grönland'da 500 km genişliğinde bir krater oluşturmuş. Yapılan izotop araştırmaları bu olayın 3 milyar yıl önce gerçekleştiğini gösteriyor. Belçika yüzölçümüne yakın büyüklükteki bir bölgede manyetik alan değişikliği gözleniyor. Grönland'a Arizona'ya 50 bin yıl önce düşen göktaşı, dünyanın gözüken en belirgin kraterini oluşturmuş. ARİZONA'DA CANLI ŞAHİT Dünyamızda 180 kadar belirli büyüklükte çok eski zamanlarda dünyaya çarpmış olan göktaşlarına ait krater izleri bulunmaktadır. Gezegenimize tarihin akışı içinde sınırsız sayıda göktaşı çarpmıştır. Ancak mevcut erozyon ve jeolojik değişimler nedeniyle bu çarpmaların izleri zamanla ortadan kalkmıştır. En iyi şekilde bozulmadan günümüze kadar gelebilen krater "Arizona Göktaşı Krateri"dir. Ay, Mars ve Venüs gibi diğer gezegen ve uydulara da göktaşları düşmektedir, fakat oralarda erozyon olmadığından kraterleri oluştukları gibi görmek mümkün olmaktadır. Yeryüzünün farkı ise, nisbeten küçük çapta bulunan meteorları yavaşlatan çeşitli kademelerden oluşan atmosfer katmanlarının bulunmasıdır. Süratle atmosfer tabakasına giren küçük göktaşları aşırı sıcaklıktan hacim kaybedip dağılmaktadır. Oysa ayın yüzeyinde en küçük meteorların bile çarpma izlerini görmek mümkündür. Ayda atmosfer olmayışı ve volkanik faaliyetlerin bulunmayışı 3-4 milyon yıl öncesine ait olguların günümüze kadar bozulmaksızın gelebilmesini sağlamıştır. DEPREM ETKİSİ YAPIYOR Dünyamızda birçok küçük krater bulunmasına karşın en önemlileri çapları 5 ile 200 km arasında olanlarıdır. Bu büyüklükteki bir meteor yeryüzünde çok büyük boyutta olumsuz etkilere yol açar. Dünyanın ilk oluşum dönemlerinde böyle bir çarpışmanın sonucunda dünya ekseninin açısı değişmiş olabilir. Ekvator çizgisi kutup ve kutup bölgesi ekvatora dönüşebilir. Bu durumda iklimsel şartlar da tamamen değişebilir. Suya atılan bir taşın hangi eğilimle atılmış olursa olsun hep aynı yuvarlak halkaları oluşturması gibi, göktaşının yeryüzüne çarpma açısı veya taşın biçiminin hiçbir önemi yoktur. Çarpma ile ortaya çıkan krater için iki parametre önem taşımaktadır. Birincisi olayın gerçekleştiği tarih, çünkü zamanla erozyon sebebiyle krater izi belirsizleşmektedir. İkincisi ise göktaşının kütlesi ile ilgilidir. Düşen taşın kütle büyüklüğü oluşan kraterin çapıyla bağlantılıdır. Bir krateri oluşturabilecek cesametteki göktaşları atmosferin sürtünmeden ötürü frenleyici etkisini aşarak, yerkabuğuna saniyede kilometreleri bulan bir hızla çarpan yeterli büyüklükte kütleye sahip göktaşlarıdır. Vuruş anında ortama yayılan şok dalgalarının meydana getirdiği basınç dünyanın merkezindeki basıncın çok üstünde olup, kütleyi büyük bir hızla derinlere iter. Aynı zamanda hidrodinamik püskürme ile devasa toz bulutları atmosferin üst katmanlarına yayılmaktadır. Açığa çıkan total enerji yer kabuğunda bir yıl süresince meydana gelen volkan püskürmeleri ve deprem enerjisinin tümüne eşdeğerdir. Darbe sırasında yer kabuğundaki basınç 100 binlerce atmosfer basıncına eşittir. Oluşan sıcaklık ise binlerce dereceyi bulur. Küçük çapta meteorlar ise, düştükleri yerde bir krater oluşturmazlar. İYİ Kİ VAN ALLEN VE OZON VAR! Değerli okurlar, dünyamız oluşumundan bugüne belirli zaman aralıkları içinde uzaydan gelen birçok tehlike ile karşı karşıya kalmıştır. Bunların başlıcaları; Güneşteki aşırı patlamalar, diğer güneş sistemlerindeki Supernova patlamaları, yakından geçen Kuyruklu Yıldızlar ve yeryüzüne çarpan irili ufaklı Göktaşları olarak gösterilebilir. Bunların dışında çok kısa dalga kozmik ışınlara da maruz kalabiliyoruz. Gezegenimizi dış etkenlerden koruyan iki kuşağımız mevcut: Birincisi dış bölümde bulunan Van Allen Manyetik Kuşağı, ikincisi ise atmosferin ikinci bölümü olan Stratosferdeki Ozon Tabakasıdır. Bu iki kuşak da adeta görünmez bir zırh gibi dünyamızı uzaydan gelen çok kısa dalga ışınlara karşı korumaktadır. Gelecek hafta size, 65 milyon yıl önce yok olan DİNOZORLARIN öyküsünü sunmaya çalışacağım. Hepinize güzellikler içinde geçireceğiniz bir hafta diliyorum. Sevgilerimle... Dünyanın en büyük göktaşı kraterleri > VREDEFORT: Güney Afrika, 2 milyar yaşında, 320 km uzunluğunda, şu anda 50 km'lik bölümü kalmış. > SUDBURY: Ontario (Kanada), 250 km çapında, 1.8 milyar yaşında. > CHICXULUP: Yucatan (Meksika), Çapı 200 km, 65 milyon yıl önce Meksika Körfeziyle kıyı arasına düşmüş ve büyük tsunami dalgaları oluşturmuştur. Orman yangınları ile aylarca devam eden toz ve duman bulutları dinozorların sonunu hazırlamıştır. > SİLJON: İsveç, 360 milyon yıl önce, 50 km çapında, Avrupa'nın en büyüğü > METEOR: Arizona (ABD), günümüze dek en iyi korunmuş krater, 1.5 km çapında, çarpışma 50.000 yıl önce gerçekleşmiş. Grönland'a TÜRKİYE'DE BİR İLK Akbabalar uyduyla izlenecek Dünyada nesilleri tehlikede olan ve Iğdır'ın Tuzluca ilçesinde Aras ve Arpaçay nehirlerinin kesişme noktasında da yaşayan Küçük Akbabalar (Neophron percnopterus) Türkiye'de ilk kez uydudan izleniyor... KuzeyDoğa Derneği, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Utah Üniversitesi iş birliğiyle akbabaya uydu vericisi takarak takibe başladı. Bu sayede küçük akbabanın bölgede kullandığı alanlar, göç rotası, mevsimsel hareketleri ve beslenme stratejisi ortaya çıkartılacak. YEŞİL PLATFORM MİNİK GEZGİN'DEN BÜYÜKLERE DERS: Bisiklete bin, dünyayı kurtar! > Elif Sezginer Verün / İST. Üç yaşındaki oğulları Gezgin Tibet Çınar'la birlikte Hollanda'dan Türkiye'ye bisikletle seyahat eden Sarıhan Ailesi'nin yolculuğu başarı ile tamamlandı. Öğretmen çift İnci ve Soner Sarıhan oğulları minik Gezgin'le birlikte, iki ay önce TEMA Vakfı'nın 20. yılı, Hollanda ile Türkiye ilişkilerinin 400. yılı ve küresel ısınma tehlikesine kamuoyunun ilgisini çekmek hedefiyle yola çıkmışlardı. Sarıhan Ailesi, 60 günde 10 ülkeden geçerek 3.640 kilometreyi bisikletle aştı. Etkinlik, TEMA'nın "çocukların evlerden, okullardan sokağa çıkarak doğa ile bağ kurmaları" hedefine güzel bir örnek oldu. Orman için 'şehit' düşen kahramanlar > Faruk Çebi (Kürem-der Genel Başkanı) Cefakâr "Türk Ormancısı", yangınlarla mücadeleyi büyük bir sorumluluk duygusu ve cansiperane bir görevle yapmaktadır. Ormana düşen bir kor ateşin yüreğindeymiş gibi acısıyla hareket eden teşkilatımızda bugüne kadar sayıları 100'ü aşan şehitlerin sonuncusunu geçtiğimiz günlerde Muğla Köyceğiz'deki yangında verdik. Yangınların söndürülmesinde "şehit olmayı" göze alacak kadar bir mücadele azmi gösteren ormancılar, ne yazık ki hak ettikleri ölçüde karşılığını bulamamışlardır. Şanlıurfa yeşile hasret kalmasın! > Ahmet Yıldırım (ŞANLIURFA) İlimizin merkezi ve geneli yeşil alanlara muhtaç bir bölgedir. Belediye seçimlerinde başa gelen yöneticilerin ilk işi aslında halka hizmet için yeşil alan kurmalarıdır. Ancak belediye yönetimi ise ŞUTİM (Şanlıurfa Ticaret Merkezi) Şıra Pazarı'nda Çok sayıda boş dükkan olmasına rağmen, bir zamanlar yeşile bezenen alanlardaki ağaçlar kesilmiştir. Bu hasretliğe lütfen son verelim. Yeşil alanlara sahip çıkmak çok önemli ve hayırlı bir görevdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.