Gürültü etme
başka ihsan istemez

> Ediz Hun'la YEŞİLSAYFA GÜRÜLTÜ HER YERDE Yaz sebebiyle günümüzün önemli bir bölümü ya dışarıda, ya da pencereler açık evde geçiyor. Dışarıda yaşanan araç, inşaat ve sanayiden kaynaklanan gürültü kirliliğine bir de gençlerin müzik merakını eklerseniz vay halimize... Sevgili okurlar, bu hafta size önemli bir tehlike olan "Gürültü Kirliliği"nden bahsetmek istiyorum. Gözle görülmeyen bu sinsi tehlikeye herkesin kulak kabartması gerekir... Sesin yayılması havadaki moleküllerin titreşimleriyle olur. Diğer bir ifadeyle; Ses, dalgalar halinde yayılan bir tür enerjidir. Kulağımız sesi, yakınımızdaki hava moleküllerinin titreşimi ile uyarılan kulak zarının karşılık vermesi sonucu algılar. Gürültünün hissedilmesi ses dalgalarının taşıdığı enerjinin gücü ile bağlantılıdır. Gürültü şiddetinin ölçü birimine "desibel" denir ve genellikle "dB(A)" olarak gösterilir. Desibel, sesin şiddetinin (basıncının) bir ölçüsüdür. Bir insan kulağının işitme eşiği ortalama 40-50 dB(A)'dır. Birkaç örnek vermek gerekirse, şehir hayatında gürültü otomobil içinde 70, tren geçişi 100 ve jet uçaklarının kalkışında 120 desibel seviyesinde bulunur. Bir de sesin "frekansı" vardır, bu da "hertz(Hz)" olarak gösterilir. İnsan, frekansı 20-20.000 Hz olan sesleri duyabilir, fakat en iyi 200 ile 2000 hertz olan sesleri algılar. Bir sesin frekansına ayrıca "sesin tonu" da denir. Rahatsız olmadan uyuyabilmek için yatak odasında gürültü şiddeti 20-30 dB(A)'yı, iş hayatında ofis içinde de 60-70 desibeli geçmemesi gerekmektedir. Bugün büyük şehirlerimizde gürültü kirliliği önemli boyutlara ulaşmıştır. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük illerimizde gürültü kirliliği dünya standartlarının çok üzerindedir. Bu durum yoğun trafik akışı, hafta sonları dahi devam ettirilen inşaatlar (ileri ülkelerde hafta sonları yasaktır) ve sanayi tesislerinden çıkan seslerdir. MOTOSİKLET SESİ?BİLE?SAĞIR EDİYOR! Gürültünün çevresel etkileri sadece toplam enerjiye değil, sesin yüksekliğine, frekansına ve etkileme süresinin uzunluğuna bağlıdır. Çok yüksek sesler (140 dB'den büyük) kulakta acıya ve işitme kaybına neden olabilir. Örneğin bir çim kesme makinesi veya motosiklet 8 saat süre ile dinlenecek olursa işitme duyusuna zarar verebilir. 110 desibelin üzerindeki şiddetli gürültüler kalıcı işitme hasarlarına yol açabilir. Bu tip işitme kaybının çoğu kez tedavisi yoktur ve kişi ancak işitme cihazı ile duyma yeteneğini geri kazanabilir. Değerli okurlar, gürültü hakikaten birçok olumsuzluklara yol açabilecek sorunlar meydana getirmektedir. Artık büyük kentlerimiz ve turizm beldelerimizde oluşan gürültü kirliliği sağlığımızı etkileyecek bir noktaya gelmiştir. Halk sağlığı açısından ilgili ve yetkili makamların bu konuda hassasiyetle çalışma yapmaları gerekmektedir. Size, sağlıklı, huzurlu ve sakin yeni bir hafta diliyorum. Esen kalın. BU KİRLİLİK BAŞKA KİRLİLİK! Fiziksel kirlilik olarak tanımlanan Gürültü Kirliliği, çeşitli kaynaklardan yayılan, insanların sağlığına geçici bir zaman için veya sürekli olarak bedensel, ruhsal olumsuz etki oluşturan sesler topluluğudur. Gürültü sağlığımızı tehdit ediyor Sıhhat açısından Gürültü; > İşitme organını zedeleyerek fiziksel etkilere, > Solunum hızlanması, kalp atışlarında düzensizlik ile fizyolojik etkilere, > Davranış bozukluğu, sinirlenme ile psikolojik etkilere, > İş verim gücünü düşürerek, performans etkilerine sebep olmaktadır. Aşırı şiddetteki gürültü vücuttaki bazı kimyasal reaksiyonların harekete geçmelerine sebep olur. Bunlar özellikle Adrenalin, Hidrokortizon gibi böbreküstü bezinin salgıladığı hormonlardır. Heyecan, gürültü ve korku gibi durumlarda salgılanmaları artar. Bunun neticesinde kan şekeri yükselir, kalp atışları hızlanır. Tansiyonu yükselttiği için gürültüye en hassas olanlar aşırı kiloya sahip kişilerdir. Diğer taraftan vücudumuzda oluşan Laktik Asit Enzimi beynin sinir sistemini etkileyerek yorgunluk ve bitkinlik hissi uyandırır. Gençlerin kulağı tehlikede! Özellikle gençlerimiz otobüslerde, sokakta hatta evde bile cep telefonu ve MP3'ün de yaygınlaşması ile saatlerce hem de son ses kulaklarında kulaklıkla müzik dinliyor. Belki çevredekileri rahatsız etmemek adına olumlu bir davranış olarak gösterilebilir ama özellikle elektronik aletlerin ve yüksek sesin sağlığa olan zararlarından bihaber küçük yaştaki gençlerimizi bu hususta bilinçlendirmek ve gerekli tedbirleri almak ise biz büyüklere düşmektedir. Aman dikkat!.. Diskolar sabaha kadar bangır bangır bağırmamalı... Gürültüye karşı alınacak tedbirleri şöyle sıralayıbiliriz: > Özellikle disko ve müzikhollerde belirli bir saatten sonra sesin şiddetini azaltmak > Müzik CD'si satan dükkanlarda müşterinin kulaklıkla dinleyip satın almalarını sağlamak (AB'de böyledir) > Trafikte klakson yasağını getirmek > Şehirlerarası anayollarda her iki tarafa, geniş yapraklı orman ağacı dikerek ses ve toz oluşumunu azaltmak. Bir örnek vermek gerekirse, bir kamyon 80 km. hızla gittiği zaman,10 metre uzağında oluşan gürültü şiddeti 90 desibele ulaşmaktadır. Türkiye'nin en sakin yerleri Polonya'nın Lidzbark Warminski kentinde düzenlenen 2011 Cittaslow (Sakin Şehir) Genel Kurulu'nda, Cittaslow Başkentimiz Seferihisar tarafından birliğe aday gösterilen Akyaka (Muğla), Yenipazar (Aydın), Gökçeada (Çanakkale) ve Taraklı (Sakarya), Türkiye'nin yeni Sakin Şehirleri oldu. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Akyaka'nın Özel Çevre Koruma Bölgesi olduğu ve biyoçeşitliliğiyle, Taraklı'nın karakteristik mimari yapısı ve restore edilen çok sayıda binasıyla, Yenipazar'ın Türkiye çapında ünlü pidesi başta olmak üzere yerel yemekleriyle, Gökçeada'nın ise adada organik üretim yapılmasıyla ve Slow Food etkinlikleri sayesinde seçildiğini söyledi. Son bir hatırlatma; yılda bir kez düzenlenen "Cittaslow Genel Kurulu" 2013 yılı Haziran ayında Seferihisar'da yapılacak. ABD'li çift Amasya'da çapa yapıp, ot yoluyor Kaliforniya'dan Buğday Derneği'nin yürüttüğü ''Ekolojik Çiftliklerde Tarım Turizmi, Gönüllü Bilgi ve Tecrübe Takası'' (TaTuTa) Projesi kapsamında Amasya'nın Gümüşhacıköy ilçesine gelen Walrath çifti, kaldıkları çiftlikte çapa yapıp ot yolarak tatil yapıyorlar. İlçeye bağlı Korkut köyünde Buğday Derneği üyesi Celal Oktay'a ait çiftlikte kalarak hem tarım işçisi olarak çalışıp hem de tatil yapan Amerikalı Nicholas (24) ile eşi Irene Walrath (23), Türkiye'de olmaktan ve tarlada çalışarak tatil yapmaktan mutlu olduklarını söylediler. Trabzon'da sayısı artan karacalar, köylere indi Doğu Karadeniz'in kırsal kesimlerinde, bir süre öncesine kadar nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalan ancak son dönemlerde kente göçün artması ve koruma altına alınmaları sayesinde sayılarında artış olan sevimli karacalar, artık Trabzon kent merkezine bağlı köyler ile yerleşim yerlerinde de görünmeye başladı. Özellikle köylerde 4-5 adetlik gruplar halinde gezen karacalar, bahçelerdeki sebzelere zarar vermelerine rağmen, vatandaşlarca titizlikle korunuyor. Sökülen zakkumlar YENİDEN FİLİZLENDİ UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve dünyada "Beyaz Cennet" adıyla anılan Pamukkale'de, Aydın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun kararıyla sökülen zakkum çiçekleri, köklerinden yeniden filizlenerek, âdeta kurul kararını çiğnedi. 2007 yılında Pamukkale yolu kenarlarına zakkumları diktiklerini belirten Doğa ve Çevre Vakfı (DOÇEV) Müdürü Tarık Barbaros Pilevne, "Doğa, zakkum ağaçlarını bünyesinden yeniden çıkardı. Bizim amacımız tahrip etmek değil, güzelleştirmekti" dedi. TEMBEL AYILAR İzmir'de çoğalacak Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumları Birliği (EAZA)'nin Türkiye'deki ilk toplantısına evsahipliği yapan İzmir Doğal Yaşam Parkı, dünyada soyu tükenmekte olan "sloth bear (tembel ayı)" üretim projesine dahil edilecek. İzmir'e getirilecek bir çift tembel ayı, uygun şartlarda üretilerek Avrupa'daki hayvanat bahçelerine gönderilecek. Ayıgiller (ursidae) familyasından, Hindistan ve Sri Lanka'nın tropikal ve subtropikal bölgelerindeki ormanlarda yaşayan bu memeliler, adını yavaş hareket etme özelliğinden alıyor.