Sevgili okurlar, yüksek bölgelerde ve dağlık yörelerde kış bütün şiddetiyle devam ederken, sahil kesiminde, ovalarda artık yavaş yavaş ilkbahar kendini göstermeye başlıyor. Açan kır çiçekleri, meyve ağaçlarının tomurcukları ve tüm tabiat hayata "merhaba" diyor.
Ekoloji Bilimi, tüm canlıların birey veya gruplar halinde çevreleriyle olan etkileşimlerini, ilişkilerini inceleyen bilim dalı olarak biliniyor. Günümüzde ekosistemi, "belli bir alan veya ortamda yaşayan ve birbirleriyle sürekli etkileşim içinde olan canlılar ile, bunların cansız çevrelerinin oluşturduğu bütün" olarak tanımlıyoruz. Örneğin; bir göl veya bir ada, daha büyük boyutta havzası ile Fırat nehri veya bütünüyle Akdeniz kıyıları bu tanımlamaya girer. Bu çok çeşitli ekosistemler dünyamızın her yerine dağılmış bulunmaktadır. Bunların hepsi birlikte "Ekosfer" adı altında en büyük ekosistemi, diğer deyişle gezegenimizi oluşturur.
DÜNYA, GÜNEŞE ÇOK ŞEY BORÇLU
Dünyada her canlı, hayatını sürdürebilmek için bir enerji kaynağına ihtiyaç duyar. Bu, en başta güneş enerjisidir. Mevcut tüm enerji kaynaklarının temeli de yine güneştir. Güneş enerjisi, 4 milyar yılı aşkın bir süredir ekosfere gelmekte ve hayatın devamını mümkün kılmaktadır. Bir yandan ekolojik döngüleri döndürürken, diğer yandan da çeşitli enerji kaynaklarının ortaya çıkmasını sağlamaktadır.
BOZULAN TABİAT KENDİNİ YENİLER
Çeşitli fiziksel ve kimyasal şartlar, ortama, kendine has özelliklerini verirler. Çevredeki ısı, ışık gücü, nem miktarı, yağış, rüzgâr ya da su hareketleri gibi özellikler, o ekosistemdeki canlıların cins, miktar ve hayat şartlarını şekillendirir. Doğal sistemler, kendi kendilerini denetleyebilme özelliğine sahiptir. Özdenetim dediğimiz, ya da tabiatın dengesi olarak bilinen durum, "eksilten geri bildirim" olarak adlandırılır. Bu, tabiattaki her canlının birbiriyle dengeli yaşaması olayına, aynı zamanda "negative feedback" diyoruz. Dünyadaki oksijen üretim ve tüketiminin denge halinde olması ve bu dengenin yapay veya doğal afetlerle bozulması sonucu çevrenin ekolojik yapısı ve sisteminde değişimler baş gösterir. Örneğin; bir orman yangınından sonra, ormanın tekrar oluşması için, çeşitli bitki türleri, belli bir süreç içinde birbirlerini izleyerek ortaya çıkarlar. Buna ekolojide "sıralı değişim" ya da "süksesyon" denir. Toprak ve iklim şartları göz önüne alınmadan tek bir ağaç cinsi dikmek yerine, yerel özelliklere ve o çevrenin doğal sıralı değişimine uygun bir şekilde, örneğin; ot - çalı - meşe - karaçam gibi bir dizi takip etmek gerekir.
Sistem tamamlanıp düzgün bir orman haline gelince, bu yerleşik sisteme ekolojik dilde "Klimaks" adı verilir.
Sevgili Okurlar,
Artık günler uzuyor, güneş ışınları daha kuvvetli bir şekilde dünyaya ulaşıyor.
"Hoş geldin bahar" diyerek, size bol güneşli, sıcak günler diliyor, saygı ve sevgiler sunuyorum.
Sizin floranız hangisi?
Dünyanın geniş alanlarına yayılmış olan bitki ve hayvan toplulukları (flora ve fauna'nın) doğal bir şekilde gruplanmasına "Biom" denir. Her biom özel bir iklim ve bitki topluluğu ile karakterize edilmiştir. Bunların başlıcaları:
> Tundra (soğuk iklim bozkırları)
> İğne yapraklı ormanlar (Boreal çam ormanları)
> Ilıman bölge geniş yapraklı ormanları (Kayın, meşe, gürgen gibi)
> Mera ve otlaklar
> Ilıman bölge çayırları
> Savan ve stepler
> Tropik ekvatoral yağmur ormanları
> Çöller (Taş ve kum çölleri Gobi ve Sahara gibi)
Ancak, dünya da makro ölçekte bir biom olarak kabul edilir.
Ekosistemin canlı cansız misafirleri
* Her ekosistem, hem canlı hem de cansız öğelerden oluşan bir birimdir. Sistemin canlı öğeleri, orada yaşayan bitki, hayvan ve mikroskopik boyda canlılar olarak, görev ve işlevlerine göre üç gruba ayrılır:
> Üreticiler: (Tüm bitkiler) Oksijen ve besin üretimi yaparlar. > Tüketiciler: Birincil Tüketiciler - Bitkiyle beslenenler (Herbivor): Geyik, at, koyun, fare, sincap gibi. İkincil Tüketiciler - Etle beslenenler (Carnivor): Aslan, kaplan, kedi, kurt gibi. > Ayrıştırıcılar: Mikroorganizmalar, mantar, bakteri gibi.
* Ekosistemin cansız öğeleri de 3 temel grupta toplanır.
> Organik maddeler: Karbonhidrat, protein ve yağlar.
> İnorganik maddeler: Atmosferde karbon ve azot gibi. Taşkürede ise kaya, toprak, magnezyum, potasyum, kükürt gibi. > Fiziksel çevre: Karalar ve denizler.
KANADA'DA FOK AVI
Bunun adı katliam!..
Dünyanın dört bir yanından gelen tepkilere rağmen Kanada'da, bu yıl da onbinlerce fok, vahşi yöntemlerle öldürüldü. Av sonrası oluşan manzaralar ise insanın kanını donduran cinsten. Sadece yetişkin fokların avlanmasına izin verildiği açıklansa da avların
büyük bölümünü, derilerinin daha pahalı olması sebebiyle 3-4 aylık bebek foklar oluşturuyor. Çengelli sopalarla ölesiye dövüldükten sonra sürüklenen yavru foklar, canlı canlı yüzülüyor. Kanada, 280 bin fokun avlanmasına izin verdi. Bu vahşeti şiddetle kınıyoruz...
Karada rüzgâr gibi geçti
İngiliz mühendis Richard Jenkins, karbon fiber alaşımlı rüzgâr gücüyle giden aracıyla karada hız rekoru kırdı. Jenkins, ABD Nevada'daki kuruyan Ivanpah Gölü düzlüğünde saatte 202.9 km hıza ulaşmayı başardı. Rüzgârdan başka bir gücü kullanmayan "Greenbird" adlı araçta tek metal aksam olarak yelken ve tekerleklerde kullanıldı.
Ege'de kurbağaların bilinçsizce toplanması ekosistemi bozuyor
> Türkiye'de birçok kişi belki de sevgili Hülya Koçyiğit'in müthiş bir performansla başrol oynadığı "Kurbağalar" filmiyle bu hayvanların ekmek parası için toplandığını öğrendi. Aydın başta olmak üzere Ege ve Akdeniz bölgelerinde özellikle sulak ve bataklık alanlarda yaşayan bu sevimli hayvanlar, ekosistemin ayrılmaz bir parçası. Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, Söke ovasında, her gece ellerinde lambalar ve çuvallarla, kurbağaları toplayan kişilerin, bunları işleme tesislerine gönderdiklerini tespit ettiklerini söyledi. Kurbağaların sivrisinekle, yılanların kurbağayla, leyleklerin de yılan ve kurbağayla beslendiğini ifade eden Sürücü, "Böylelikle tabiatın ekosistem döngüsü devam eder. Mart ve nisan aylarında üreme dönemi yaşayan kurbağalar bilinçsizce toplanınca, sivrisinek popülasyonunda artış olacak" şeklinde konuştu.
Biz de üşüyoruz Muhsin Başkan!
Maraş'tan öyle bir haber geldi ki, millet olarak hepimiz kahrolduk. Seçimin arifesinde 3 arkadaşı, 1 habercimiz ve pilotla birlikte Keş Dağı'nda vahşi doğa şartlarına kurban giden çok kıymetli, mert, dürüst ve vatansever arkadaşımız, değerli parlamenter Sayın Muhsin Yazıcıoğlu ve birlikte hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Kederli ailelerinin, dost ve akrabalarının, sevenlerinin, BBP camiasının ve Büyük Milletimizin başı sağ olsun.
Acımız çok büyük, ancak tesellimiz her kesimden insanın muhterem Muhsin Yazıcıoğlu ismi etrafında bütünleşmesi ve birlikte ağlaması. Zaten milletimiz yerel seçimlerde çok arzuladığı Sivas'ı, O'na hediye ederek sevgi ve vefasını en güzel şekilde ifade etmiştir...
Pilot değilim ama bir iklim bilimci olarak buradan söyleyeceğim tek şey; o hava şartlarında o helikopter ya kalkmamalıydı ya da geri dönmeliydi!
Ama kader bu, elden bir şey gelmiyor, "Biz de seninle çok üşüyoruz Muhsin Başkanım..."
Maraş'tan öyle bir haber geldi ki, millet olarak hepimiz kahrolduk. Seçimin arifesinde 3 arkadaşı, 1 habercimiz ve pilotla birlikte Keş Dağı'nda vahşi doğa şartlarına kurban giden çok kıymetli, mert, dürüst ve vatansever arkadaşımız, değerli parlamenter Sayın Muhsin Yazıcıoğlu ve birlikte hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Kederli ailelerinin, dost ve akrabalarının, sevenlerinin, BBP camiasının ve Büyük Milletimizin başı sağ olsun.
Acımız çok büyük, ancak tesellimiz her kesimden insanın muhterem Muhsin Yazıcıoğlu ismi etrafında bütünleşmesi ve birlikte ağlaması. Zaten milletimiz yerel seçimlerde çok arzuladığı Sivas'ı, O'na hediye ederek sevgi ve vefasını en güzel şekilde ifade etmiştir...
Pilot değilim ama bir iklim bilimci olarak buradan söyleyeceğim tek şey; o hava şartlarında o helikopter ya kalkmamalıydı ya da geri dönmeliydi!
Ama kader bu, elden bir şey gelmiyor, "Biz de seninle çok üşüyoruz Muhsin Başkanım..."
SİZDEN GELENLER Kaktüs ve sukkulente yönelme zamanı geldi
> Doç. Dr. Faris KARAHAN
> Atatürk Üniversitesi öğretim üyesiyim. Başkanı olduğunuz Kaktüs ve Sukkulentler Derneği'nde Atılım bey, Meryem ve Gülnar hanımlarla tanıştım. Bunun üzerine bu bitkilere olan ilginizi de fark etme şansı yakaladım. Sukkulentlerle ilgili olarak, daha önce akademik düzeyde bir kaç çalışmam oldu. Bu konuyla ilgili daha kapsamlı duyarlılık ve hayat boyu eğitim projesi yapmak istiyorum. Derneğiniz aracılığı ile bunu gerçekleştirmek mümkün olabilir diye düşünüyorum. Ayrıca küresel ısınmayla boğuştuğumuz şu zamanda, tüm dünyada olduğu gibi bu tür alternatif bitkilere yönelme zamanımız geldi sanırım.
CEVAP: Sayın Karahan, derneğimizin her geçen gün üye sayısı artmaktadır. İstanbul dışından da pek çok üyemiz mevcut bulunmaktadır. Çalışmalarınızda başarılar dileyerek, ilerde görüşmek arzusu içinde sevgi ve saygılar sunuyorum.
Lütfen uyandıralım!
> Ahmet Ketenci (Gemi Kaptanı) / RİZE
> Gemilerde yüklemede kullanılan "danıç" kerestelerini çöp olarak limanlarda çalışan görevli ve işçilere vermemiz yasaklandı. Çok yer tutuyorlar ve kamyon tutarak çöplüklere göndermemiz de mümkün değil. Gemide yük teşkil ettiğinden çaresiz denize atıyoruz. Bu tahtalar inşaatlarda ve yakacak olarak pek tabii kullanılabilir... Bir de birkaç yıl evvel mevcut olan bir recycling şirketi Trabzon ve Rize civarındaki kağıt atıklarını toplayarak kazanç sağlıyordu. Şimdi bu şirket kapandı tonlarca kağıt çöpe gidiyor! Lütfen ormanlarımız çöpe gitmesin, uyandıralım!
CEVAP: Sayın kaptanım, temiz çevreye geçişi "israfı önlemek" bakımından çok güzel iki örnekle vermişsiniz. Bunlar sizin yaşadıklarınız, kim bilir daha neler var neler! Sizin de belirttiğiniz gibi bu belediyelerin görevi. Hatırlatması da tabii ki basın olarak bize düşüyor. Selam ve sevgilerimle.
BANA YAZIN!
Her türlü sorunuzu bana iletebilirsiniz. "Güzel bir dünya" için bu sayfaya siz de katkıda bulunun. Haydi e-mail ve mektuplarınızı bekliyorum...
Yazışma Adresi: 29 Ekim Caddesi No: 23 34197 Yenibosna/İSTANBUL
e-mail: ediz.hun@tg.com.tr