MODERN DÜNYANIN HAZİN SONU
Son 200 yıldır hızla büyüyen dünya ekonomisi, yeni buluşlar ve artan nüfus, çevre problemlerinin başlıca nedenini oluşturuyor.
Sevgili okurlar, günümüzün yaşam koşullarında geçmişe nazaran daha modern araç ve gereçler kullanmamıza rağmen çetin bir mücadele içinde bulunmaktayız. Büyük şehirlerde hayat şartları her geçen gün zorlaşmaktadır. Buna mukabil daha rahat bir yaşam vadeden kırsal bölgelerde ise iş imkanları kısıtlıdır. Her gün yeniliklerle karşı karşıya gelen bizler, bu hızlı gelişime ayak uydurmaya çalışırken, kazanma hırsı adına bilerek veya bilmeyerek binlerce yıl doğal dengesini korumuş tabiatı tahrip etmekteyiz.
Şimdi Size belirli başlıklar halinde önemsiz gibi görünen, "doğa nasıl olsa temizler" düşüncesiyle hareket edilen, aslında bütün sistemi olumsuz etkileyen faktörleri sunmak istiyorum:
KABUĞU KIRILAN YUMURTALAR
1950'li yılların başında zararlı böcekleri yok etmek için DDT (diklordifeniltrikloretan) adlı kimyasal kullanılmaya başlanmıştı. 1948'de Nobel Kimya Ödülünü alan Paul Müller adlı İsviçreli kimyager laboratuvarda hidrojen, oksijen ve kloru belirli bir formülle birleştirerek DDT'yi bulmuştu. Bu ilaç bütün böceklere karşı etkiliydi, ancak doğada kaybolmuyor, besin zinciri vasıtasıyla diğer halkalara geçerek canlılarda olumsuz etkiler meydana getiriyordu. Bunların başında yumurtlayarak üreyen gruplar gelmekteydi. Kuşlar, büyük bir bölümü tükettikleri böceklerdeki bu zehri vücutlarına alıyor ve yumurtalarının kabuklaşması için gerekli olan kalsiyum metabolizması yeterince çalışmayarak çok ince kabuklu yumurtalar ortaya çıkıyordu. Kuluçka döneminde ise embriyo gelişmeden bu yumurtalar kırılıyor, neslin devamı tehlikeye giriyordu. Birçok kuş türü bu şekilde yok olmuştur.
SAHİLLERDEKİ GECE IŞIKLARI
Işık ve Ses de çevremizi kirleten faktörler arasındadır! Işık gece yaşamına uyum sağlamış canlıları şaşırtarak onların olumsuz etkilenmelerine yol açar. Örneğin; Ülkemizin Akdeniz sahillerindeki kumsallara yumurtalarını bırakan deniz kaplumbağalarından Caretta caretta ve Yeşil Kaplumbağa (Chelonia mydas) popülasyonları eski dönemlere nazaran azalmış bulunmaktadır. Aşırı yapılaşma ve ışık yansımaları yeni yumurtadan çıkanları şaşırtmakta ve yanlış istikamete giden yavrular telef olmaktadır. Yavruların denizi bulmaları, ay ışığı veya büyük yıldızların suya yansıyan aksini takip etmeleriyle mümkündür.
SES YANKILARININ ETKİLERİ
Ses dalgaları bilhassa denizlerde farklı bir yayılma gösterir. Bu titreşimler okyanuslarda çok uzun mesafelere ulaşabilir. Balinalarla birlikte diğer memeli deniz hayvanları birbirleriyle, çıkardıkları seslerle iletişim kurar. Birtakım ekolar deniz dibine çarpıp geri dönerek anlaşmalarını sağlar. Ancak gemi makinelerinin, denizaltı ve diğer modern deniz taşıtlarının sonar cihazları onları yanıltmakta ve tonlarca ağırlıktaki bu canlılar yönlerini şaşırarak sürüler halinde sahillere vurmaktadır. Ağır vücutları karada yer çekimiyle ezilmekte ve doğaseverlerin gayretlerine rağmen çoğu ölmektedir. Burada şu hususu da belirtmek istiyorum: Zaman zaman basınımızda "Balinalar topluca intihar etti" şeklinde yazılar çıkmaktadır. Bu ifadeler bilimsel gerçekten uzaktır. İnsan haricinde hiçbir canlı ölümü bilmediği için intihar girişiminde bulunamaz.
PETROLÜN SUYA KARIŞMASI
Tanker veya Denizüstü Petrol Platformlarındaki kazalar en tehlikeli çevre felaketlerinden biridir. Kalın katı bir sıvı olarak deniz yüzeyini kaplayan petrol güneş ışınlarını bloke ederek deniz dibindeki bitkilerin ölümüne sebep olur. Ayrıca oksijen girdisi de yok olmaktadır. Petrol deniz kuşlarının tüylerini kaplayarak onların acı içinde ölmelerine neden olur. Diğer bir trajik olay ise balina ve yunus gibi deniz memelilerinin başına gelmektedir. Bu canlılar belirli zaman aralıklarında su yüzeyine çıkarak hava almak durumundadır. Sırtlarında bulunan hava kapakçıkları petrol zifti ile kaplandığından nefes alamayarak boğulurlar. Sahillere vuran bu atıkları temizlemek ise yıllarca sürebilir.
ORMANLARIN TAHRİBİ
Orman kesimlerinin son derece tehlikeli sonuçlar doğurduğu malumunuzdur. Orman ekosistemlerinde ağaçların kökleri toprağı tutmakta, su dengesini korumaktadır. Ağaçlar kesildiği zaman toprak başıboş kalmakta ve her yıl bizi acılara boğan heyelan olayları yaşanmaktadır. Oluşan sellerle birlikte tonlarca çamur nehirlere dolmakta ve birçok canlının beslendiği bitki ve hayvan topluluğu yok olmaktadır. Ayrıca ormansız bölgelerde su taşkınlıkları, nehir köprülerinde yıkımlar meydana gelmektedir. Bu üzücü olaylara mani olmak için ormanlarımızı ve yerleşim bölgelerindeki büyük ağaç gruplarını korumamızın yanında, meyilli arazilerin ağaçlandırılmasına hız vermeliyiz.
Evet değerli okurlar, günümüz dünyasının belli başlı "çevre ve doğa" sorunlarından birkaç örneği size sunmaya çalıştım. Amacımız gerçekleri ortaya koyarak ortak aklın harekete geçmesini sağlamaktır. Size sağlıklı güzel yaz günleri diler, sevgilerimi sunarım.
YUNUS KÜSTÜ BİR KERE...
Bugünkü yazımıza isabetli bir örnek geçtiğimiz günlerde Ordu'nun güzel ilçesi Fatsa'da yaşandı. Yaşam alanı; kirlilik ve balıkçılar tarafından yok edilen bir yunus balığı, gemilerin sesinden yolunu şaşırıp Karadeniz'den Elekçi Irmağı'na geldi. Zavallı yunus, itfaiye ekiplerinin büyük çabasıyla ırmaktan çıkartılıp liman yanında denize bırakıldı. Ancak yunus yine kıyıya doğru yönelince bir itfaiye eri elbiseleri ile denize atlayıp balığı biraz daha açığa sürükledi. Yunus balığının yapılan her şeye rağmen bir süre sonra yine açıktan kenara geldiği gözlendi... > Muhsin Yılmaz ORDU İHA
YEŞİL PLATFORM
3 bin çevreci dokunuşla dünya rekoru kırdılar
Daha yaşanabilir bir doğa hedefiyle yola çıkarak, Türkiye'nin ilk çevreci kamu binasının temellerini geçtiğimiz günlerde atan belediyemiz, 3 bin minik fırçayı Dünya Çevre Günü etkinliğinde bir araya getirdi. 'Çevre İçin 3 Bin Dokunuş' projesi kapsamında Küçükçekmece Gölü kıyısını kaplayan 1.5 kilometre uzunluğundaki resim kağıdına binlerce minik el aynı anda "çevre" konulu resim yaparak Dünya Çocuk Rekorunu kırdı. Etkinliğe Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, İlçe Milli Eğitim Müdürü Adem Koca, Guinness Türkiye Temsilcisi Orhan Kural ve vatandaşlar katıldı.
> Küçükçekmece Belediyesi / İSTANBUL
Artvin'in doğası korunsun
> Neşe Altuntaş / ARTVİN
Türkiye'nin en bakir doğasına sahip Doğu Karadeniz'in ucundaki Artvin'den haykırıyorum... Güzelim kentimizde maden çıkarılmasını istemiyoruz. Çok fazla bir zamanımız kalmadı. Artvin'de maden çıkarılması demek, içme sularımızın, ormanlarımızın, bitki örtüsünün, hayvanların en başta da burada yaşayan insanların yaşamının tehlikeye atılması demektir. Maden çıkarılacağı belirtilen yer tam Artvin'in tepesinde bulunuyor. Buna engel olmak istiyoruz. Sizin aracılığınızla bütün sivil toplum kuruluşları ve yetkililerden ilgi bekliyoruz. Lütfen sesimizi duyun.
Dünyada başka Artvin yok!
Karne hediyesi TEMA'dan
> Nevzat Özer TEMA Rize Temsilcisi
Rize'de "Minik TEMA Programını" tamamlayan 1500 çocuğa "Meşe Ağacı, Benimle Arkadaş Olur musun?" adlı kitap hediye edildi. 3 aylık toprak ve doğa odaklı eğitim programına 100'den fazla öğretmen ve çok sayıda TEMA gönüllüsü de yer aldı. "İçeride çocuk kalmasın" sloganıyla miniklerin yaparak, yaşayarak, koklayarak öğrenmelerine fırsat veren, onları televizyon, bilgisayar başından, resmi, sıkıcı sınıf ortamlarından açık havaya çıkaran Minik TEMA Programı; çocukların doğayla olan bağlarını güçlendirdi.
Amazon'daki 100 kuş türü tehlikede
"BirdLife International" çevre örgütü, Brezilya'nın Amazon bölgesinde yaşayan 100 kuş türünün, yaşama alanlarının bulunduğu yağmur ormanının, tarım ve hayvancılık alanı açmak için yok edilmesi sebebiyle tehdit altında olduğunu açıkladı. Rio Branco Karınca Kuşu ve Ak Boyunlu İğnekuyruk adlı küçük kuşların başını çektiği "Tehdit Altındaki Türler Kırmızı Listesi"nde, durumları sürekli olarak izlenen 10 bin 64 kuş türüyle birlikte toplam 62 bin kadar bitki ve hayvan türü bulunuyor.
Caretta carettalar uydudan izlenecek
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Akdeniz'de yumurtlama alanı olarak daha çok Türkiye kıyılarını tercih eden ve nesli tükenme riskiyle karşı karşıya olan deniz kaplumbağalarına (Caretta caretta) çip takarak uydu üzerinden takibe alacak. Geçen yıl takibe alınan deniz kaplumbağalarının Tunus, Mısır ve İsrail kıyılarına gittikleri, bir kısmının da Fethiye ve Bodrum'da kaldıkları tespit edildi. Cenk Esen ANKARA
Japonya 'nükleere hayır'da çark etti
Japonya Başbakanı Yoşihiko Noda, ülke ekonomisinin korunması için 2 nükleer reaktörün yeniden çalıştırılması konusunda ısrarlı. Ohi nükleer santralindeki iki reaktörün güvenli olması için gereken tedbirlerin alındığını kaydeden Noda, "Ucuz ve istikrarlı bir şekilde elektrik üretilmesi büyük önem taşıyor. Daha önce Japonya'nın elektriğinin yüzde 30'unu sağlayan reaktörler kapatılırsa, Japonlar yaşayamaz" dedi.