Yanardağ tüm canlıları etkiliyor
İzlanda'da yanardağ patlamasının ardından 25 gün geçerken, şu ana kadar can kaybı olmadı. Bütün olumsuz gelişmelere rağmen bölgedeki atlar yiyecek bulma telaşında...
Volkandan yükselen kül bulutları hem uçakları hem de iklimi olumsuz etkiliyor. Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre meteorologlar, güçlü bir volkan patlamasının küresel iklimde seneler süren bir değişime yol açabileceğini belirtiyor. Zira kül bulutları yerküreyi sararak hava akımlarını değiştirebiliyor. Bunda en etkili faktör, yanardağ patlamasıyla havaya salınan kükürt oranı.
ASİT DAMLACIKLARININ MARİFETİ
Atmosferde bu kükürt parçacıkları su zerrecikleri ile birleşip Sülfürik Asit (H2S04) damlacıklarına dönüşerek, yeryüzüne asit yağışlar şeklinde iniyor.
İzlanda'nın güneyindeki Eyjafjallajokull buzulu altında bulunan yanardağdan yükselen kül bulutları, bir haftadır dünya genelinde yaklaşık 7 milyon yolcuyu havalimanlarına kitlerken, Türkiye'yi de dünden itibaren etkisi altına almıştı.
Fransa'daki tam teşekküllü bir tesiste atık sular böyle temizleniyor.
Kuraklığı, atık suyu kazanarak aşacağız Son yıllarda artan kuraklıkla birlikte suyun önemi altınla kıyaslanır derecede arttı. Elimizi yıkadığımız su akıp gidiyor. Ama nereye? Atık suları modern yöntemlerle arıtarak geri kazanabiliriz!
Sevgili okurlar, bugün dünyadaki en önemli problemlerin başında artan nüfusla ortaya çıkan Kanalizasyon Atıkları geliyor. Bir örnek olarak İstanbul'u ele alabiliriz.
İstanbul, nüfusu 15 milyonu geçmiş dünyanın sayılı büyük ve kalabalık şehirlerinden biridir. Bir insandan, yaşına ve yeme içme alışkanlıklarına göre günde 4 ile 7 litre arası atık çıkarak kanalizasyonlara karışmaktadır. Ortalama 5 litreyi günlük atık olarak kabul edersek, demek ki İstanbul'da her gün 75 milyon litre atık üretilmektedir. Bunun yanında, çamaşır makinelerinde kullanılan fosfor içerikli temizleyiciler, mutfaklarımızdaki bulaşık temizleme malzemesi ve birçok ilçemizde henüz toplanma imkanı mevcut olmayan, mutfak evyelerinden kanalizasyonlara karışan yağlı, sulu sıvılarla birlikte günlük toplam 100 milyon litreyi geçen likit atıklar kanalizasyonlarla alıcı ortama deşarj edilmektedir.
ÇEVRE SAĞLIĞI İÇİN ARITMA ŞART!
O halde, bu atıklarda mevcut olabilecek hastalık taşıyıcı mikroorganizmalar, bakteriler nasıl yok edilebilir ve milyarlarca litre atık nasıl arıtılabilir? Ayrıca diğer bir soru da bu atıkların işlemlerden sonra nerede, nasıl faydalı olabileceği konusunu işlemek olacaktır.
Değerli çevre dostları, gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan arıtma işlemi şöyle özetlenebilir:
* FİZİKSEL ARITMA: Ön arıtmada veya birinci kademede, kanalizasyon suları mekanik olarak temizlenir, eleklerden geçirilip, süzgeçlerle büyük ve küçük parçalar taranır. Bazı sistemlerde santrifüj yapılarak ayıklama sistemi hızlandırılır. Buradan çıkan organik madde miktarı yüksek olan su başka bir havuza nakledilir.
* BİYOLOJİK ARITMA: İkinci kademe arıtmada, havuza pompayla hava verilir veya yatay pervanelerle su karıştırılarak oksijen eşliğinde sudaki organik maddenin mikroorganizmalar yoluyla ayrışması sağlanır. Bunun sonucunda, organik madde içindeki Azot (N) ve Fosfor (P), inorganik nitrat ve fosfatlara dönüşür (NOx,PO4). Su başka bir havuza alınır.
* KİMYASAL ARITMA: Üçüncü kademede suya çeşitli kimyasallar eklenerek besleyici mineraller çökertilir. Kalan mikroorganizmaları yok etmek için Ozonlama yapılır. Bu işlemden çıkan su berrak ve temizdir. Ancak bazı ülkelerde Klorlamaya devam ediliyor.
DENİZ VE ORMANLAR KURTULUR
Bu arıtılmış sular, tarla ve ormanlık alanlara gübreleme ve sulama suyu olarak birçok ülkede verilmektedir. Ancak sadece Birinci Kademe Arıtmadan sonra işlemden çıkan suyun organik madde oranı yüksek olduğundan denize verilmesi halinde çevreye zarar vermeden ayrışabilmesi için Alıcı Ortamda belli düzeyde çözülmüş oksijen bulunması gereklidir.
Değerli okurlar, böylece kanalizasyonlarda akıp giden sıvılar hem yeraltı sularını ve denizleri kirletmemiş olur, hem de çağımızda artan su kıtlığına karşı büyük bir tasarruf sağlanmış olur.
Gelecek hafta size "Atık Sular için Alternatif Yaklaşımlar" adı altında ilginç örnekler vereceğim. Haftaya görüşmek üzere hepinize sıhhat ve afiyetler diliyorum. Esen kalın.
Sultansazlığı'na can suyu
Göçmen kuşlara ev sahipliği yapan dünyanın sayılı sulak alanlarından olan Kayseri'de Erciyes Dağı'nın güneyinde bulunan Sultansazlığı Milli Parkı'na Kovalı Barajı'ndan su transfer edildi. Barajın kapaklarının açılması sırasında Proje Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, DSİ ve Kovalı Sulama Birliği yetkilileri hazır bulundu.
Baraj gölündeki suyu tarımsal sulamada kullanan yöre halkının talepleri dikkate alınarak, su takviyesinin yağışın bol olduğu ve tarımda suya ihtiyaç duyulmayan dönemlerde yapılması amaçlanıyor. 301 kuş türüne ev sahipliği yapan Sultansazlığı'nda, son yıllarda yaşanan su sıkıntısı nedeniyle eski günler özlenir hale gelmişti.
2 aylık akbabayı kanadından vurdular
Siirt'in Pervari ilçesine bağlı Okçular Köyü'nde sağ kanat altından saçma ile yaralandığı tespit edilen Kızıl Akbaba, tedavi altına alındı. Henüz 2 aylık olduğu öğrenilen yaralı kuş, iyileştikten sonra doğaya salınacak. (Fotoğraf: İHA)
Pelikanla kuzunun dostluğu
Edirne kent ormanındaki mini hayvanat bahçesinde bulunan "Mülayim" pelikan ile "Kınalı" adındaki kuzunun dostluğu insanlara örnek oluyor. Günlerini birbirleriyle onayarak geçiren iki sevimli hayvan geceleri de birlikte uyuyor. (Fotoğraf: AA)
YEŞİL PLATFORM Bu fikir 10 yılda iklimi yumuşatır
> Rıfat Yıldızcı / KOCAELİ
38 yaşında bir öğretmenim ve Tarih, İstanbul ve çevre sorunlarına ilgi duyuyorum. Naçizane bir fikrim var... Çeşitli günler var kutlanıyor. Okullarda sadece şiirler yazılar okunup geçiliyor. Oysa bir ağaç dikme günü ilan edilse ve tüm gönüllü öğrenciler ve veliler topluca tüm Türkiye'de aynı günde ağaç dikse ve bu geleneksel hale getirilse ve her yılın aynı gününde bu gerçekleştirilse... Ayrıca buna Cumhurbaşkanı, Başbakan, Milletvekilleri, Tüm Kurumlar ve Sanatçılar da katılsa. Anadolu'nun belki de 10 yılda iklimi değişir bu ağaçlar sayesinde. Güzel olmaz mı?
CEVAP: Rıfat Hocam, fikrinize katılmamak elde değil. Ayrıca ben de özel günlerin rutin şekilde kutlanacağına, sizin belirttiğiniz gibi somut faaliyetlerle içinin doldurulmasını hep savunmaktayım.
"Yavru Ağaçlar Minik Ellerde"
> M. Ali Demir / İSTANBUL
Baharın bütün güzelliklerini yaşadığımız şu günlerde Gonca Dergisi, minik okurlarına sürpriz yaparak onlara 100 bin çam fidanı hediye ediyor. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın desteğiyle gerçekleştirilecek "Yavru Ağaçlar Minik Ellerde" kampanyasıyla çocuklara ağaç sevgisi aşılanacak. Dikilecek olan bu yüz bin ağaç bir orman demek, temiz hava ve güzel çevre demek. Bu ormanın çevresinde şekillenecek doğal yaşam demek. Birçok hayvan için de barınak demek. Ayrıca her çocuğun diktiği fidanla birlikte çekilmiş fotoğrafı www.goncadergisi.com internet sitesinde yayınlanarak kendilerine bir de ödül verilecek.
Her piknikçi 5 ağaç diksin!
> Hazal Güralp
Ediz Bey, dünyamız elimizden hızla kayıp gidiyor. Küresel ısınma hem bizi, hem de çocuklarımızı etkiliyor. Bunun için herkes bir şeyler yapmalı. Mesela; Kanunla, hafta sonları pikniğe veya geziye çıkan ailelere yanlarında en az 4-5 fidan getirip ekme zorunluluğu getirilebilir. Okul gezilerinde küçük paralar toplanıp TEMA gibi kuruluşlara verilebilir. Böylece kısa bir süre içinde dünyamızı tekrar yeşillendirebiliriz.
CEVAP: Hazal Hanım, yeşil sevgisiyle dile getirdiğiniz duygularınız hepimizin arzusu. Ancak tekliflerinizi; Kanun ile değil de, "ağaç yaşken eğilir" misali çocuklarımızı çevre konusunda eğiterek bunu gerçekleştirebilirsek işte o zaman dünyayı kurtarmış olacağız.
BANA YAZIN!
Çevre ve tabiatla ilgili her türlü sorunuzu bana iletebilirsiniz. "Güzel bir dünya" için bu sayfaya siz de katkıda bulunun. Haydi e-mail ve mektuplarınızı bekliyorum...
29 Ekim Cad. No: 23 34197
Yenibosna İSTANBUL
e-mail: ediz.hun@tg.com.tr