Küresel ısınmaya karşı ağaç dikelim

A -
A +

ORTALAMANIN ÇOK ALTINDAYIZ Yüzde 27.2'si ormanlarla kaplı Türkiye'de kişi başına 0.15 hektar verimli orman düşerken, Avrupa'da bu oran 0.26, ABD'de 0.78, dünya genelinde ise 0.64 hektardır. Sevgili okurlar, sizlere bu hafta Orman Genel Müdürü Sayın Osman Kahveci'nin geçtiğimiz günlerde verdiği demecinden hareketle "Orman Ekosistem"lerinin önemine değineceğim. Kahveci, ormanların hava ve gürültü kirliliğini önlemesinden erozyonu engellemesine kadar birçok etkisini istatiksel verilerle açıkladı. Dünya kara alanlarının yüzde 30'unu teşkil eden ormanlar 3.8 milyar hektar alanı kaplıyor. Bunun da yüzde 5'i ağaçlandırmayla tesis edilen suni ormanlardan oluşuyor. Yapılan araştırmalara göre, ormanlar havadaki tozun yüzde 80'ini tutarken, gürültü kirliliğini ortalama 25 desibel azaltıyor. Bir hektar kayın ormanının yılda 68 ton, ladin ormanının 32 ton ve çam ormanlarının ise 30-40 ton toz emme özelliği bulunmakta, tozla bakteri, virüs ve zararlı gazlar da ağaçların yaprak ve dallarında tutulmaktadır. İnsanı ruhsal ve bedensel anlamda etkileyen otoyol gürültüsü ise yol kenarlarına tesis edilecek 250 metrelik orman şeridiyle rahatça kabul edilebilir seviyeye düşürülebilmektedir. Kırsal alana göre ortalama 7 kat fazla oksijen üreten ormanlar, rüzgârın hızı ile gece-gündüz ve mevsimler arası sıcaklık farkını düşürerek nemli lokal ve bölgesel iklim oluşturur. Ayrıca ağaçların rüzgâr hızını yüzde 50, yaz sıcaklığını 8-15 derece düşürdüğü, kış sıcaklığını da ortalama 2 derece yüksek tuttuğu bilinmektedir. KONUTLARDA ISI TASARRUFU Özellikle ibreli ağaçlı ormanlardaki konutlarda kışın ısıtma, yazın soğutma açısından büyük enerji tasarrufu sağlanmakta. Bir metreküp orman toprağı 100 kilometreye ulaşan çeşitli ağaç kökleriyle sarılı vaziyettedir ve olgun bir ağacın kök yayılış bölgesinde 50 ton toprak bulunmaktadır. Orman örtüsü yağışı toprakta depolaması ve köklerle tutması nedeniyle toprak taşınmasını tarım arazilerine göre 20 kat düşürürken, bir ladin ormanı aynı şartlardaki çıplak araziye oranla yüzeysel akışı 16 kat, erozyonu 350 kat azaltabilmektedir. Yine ormanlar toprağa giren su miktarını yüzde 100 artırabilmekte ve ormanlık arazide buharlaşma yoluyla kaybedilen su miktarı ise açık alana göre 3'te bir oranında düşük olmaktadır. Sevgili okurlar, bazı küçük ilavelerle bu haftaki yazımı tamamlayacağım. Orman Ekosistemlerinin en önemli işlevlerinden biri Su Rejimini kontrol etmeleridir. Yağmur olarak yere düşen suyun bir kısmı, su buharı olarak atmosfere geri döner. Bir kısmı (nitelikli ormanlarda çok azı) yüzey suyu olarak kalır; akarak nehirlere, oradan denize karışır. Bir kısmı da yavaş yavaş süzülerek yer altı su rezervuarlarına akar. Bir kısmı ise bitkiler tarafından tutulur ve bitki dokularında birikir. Bu biriken suyun fazlası atmosfere salınır. Buharlaşma yoluyla bırakılan bu su kaybına, bilimsel adıyla "Evapotranspirasyon" ya da "Terleme" denir. Orman Sistemlerini yaz aylarında serinleten etki bu buharlaşma olayıdır. Ormanlardan, deniz ve iç sulardan buharlaşan su, atmosfere geri dönünce, döngü tamamlanmış olur. Teknik adıyla "Hidrolojik Döngü" denilen Su Döngüsü son yarım yüzyılda doğanın aşırı tahribi neticesinde olumsuz etkilenmiştir. TÜRKİYE'NİN YÜZDE 75'İ ORMANDI Tarım Evresinin (Neolitik Çağ) başlangıcında, günümüzden 12.000 yıl önce Türkiye'nin şimdi kapsadığı alanın %75'i orman örtüsüyle kaplıydı. Örneğin; Hititler döneminde İç Anadolu'nun ormanlık olduğunu, o devirden günümüze ulaşan eserlerden görmekteyiz. Ünlü Hitit Geyiği de bir orman hayvanıydı. Sonuç olarak, bir bölgenin ormanı kesilip, bitki örtüsü tahrip oldukça su, sistemin dışına hızla akmakta ve beraberinde verimli üst toprağı da taşımaktadır. Bu da erozyona sebep olmaktadır. Hiç şüphe yok ki, su hayatın vazgeçilmez kaynağıdır. Biyosfer'de var olan suyun %97.4'ünü deniz ve okyanuslardaki tuzlu sular oluşturur, %2'si kutup bölgelerindeki Buzdağlarında donmuş olarak bulunur. Geriye kalan %0.5'i tatlı su olarak göl, nehir ve taban sularıdır. Yüzde 0.1'i ise canlı hücrelerde varlığını sürdürür. Bu değerlerden anlaşılacağı gibi yararlanılabilecek su, yeryüzündeki tüm su varlığına göre çok az miktardadır. Bu nedenle, Orman ve Tatlı Su kaynaklarımızı çok iyi korumamız gerekmektedir. Bu düşünce ve duygularımla size Yeni Yılın ilk haftası için sağlık ve mutluluk dileklerimi sunuyorum. Esen Kalın. Çorak KAPADOKYA nihayet yeşilleniyor Ürgüp'ün Başdere Beldesinde Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından sedir ekimi ve arıcılığı geliştirmek maksadıyla kurulacak bal ormanı için arı otu tohumunun toprakla buluşturulduğu ağaçlandırma, yöre halkının da yoğun katılımı ile başlatıldı. Ülkemizin tabii güzelliği ile dünyaya açılan pencerelerinden Kapadokya bölgesinin en gözde yeri olan ve ormanlık alanı 7 bin 300 hektarı bulan Nevşehir'de, sadece geçen yıl 1000 hektarlık rehabilitasyon çalışması yapıldı. Böylece Nevşehir'de bugüne kadar toplam 2.655 hektar alanda rehabilitasyon çalışması gerçekleştirilmiş oldu. Cüneyt Bitikçioğlu TABİAT PARKLARIYLA NEFES ALIYORUZ Günlük hayatın stresinden uzak tabiatla iç içe zaman geçirmek için oluşturulan tabiat parkları cazibe merkezi haline geliyor. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın "81 ile 81 Tabiat Parkı Projesi" kapsamında oluşturulan Kahramanmaraş'taki Kapıçam ve Yavşan Yaylası tabiat parkları doğal yaşamın zenginliklerini barındırıyor. İki ayrı bölgeye ayrılan Kapıçam Tabiat Parkı, kızılçam ve fıstık çamlarıyla çevrilmiş vaziyette. Bünyesindeki gölette sevimli ördeklerin sizi karşıladığı Kapıçam'da ayrıca Kınalı Keklik Üretme İstasyonu da bulunuyor. Yavşan Yaylası Tabiat Parkı ise göknar, yaşlı sedir ağaçları ve 529 bitki türüyle bölge halkı tarafından şifa kaynağı olarak görülüyor. Alanda tavşan, sincap, tilki, şahin, atmaca, karga, bülbül, incir kuşu, kaya bülbülü ve keklik gibi hayvanlar yaşamakta. Peri bacalarına TEDBİR alalım! Geçtiğimiz günlerde Nevşehir'in Göreme beldesinde yaklaşık 30 metre yükseklikteki bir peri bacasının çökmesinin ardından bir açıklama yapan Küresel Isınma Ve Çevre Gönüllüleri Derneği (KÜREÇEV) Başkanı Ömer Durmuş Saltık, gerekli tedbirlerin alınmaması halinde birçok peri bacasının yıkılabileceğini söyledi. Kapadokya bölgesinde peri bacalarında çatlaklar olduğunu, ancak sit alanında bulunması nedeniyle bazı kurum ve kuruluşların buna müdahale edemediğini dile getiren Saltık, peri bacalarından sorumlu ilgili kurumların bir an önce restorasyon veya kurtarma projesi hazırlaması gerektiğinin altını çizdi. Kars'ın tam 220 çeşit kuşu oldu KuzeyDoğa Derneği 2010 Dünya Biyolojik Çeşitlilik Yılında 219 hektarlık Kars Kuyucuk Gölü Ramsar alanında 220'nci kuş türünü tespit etti. Böylelikle alandaki her hektara bir kuş türü düşmüş oluyor. 220 türün 52 tanesi ise sadece kuş halkalama çalışmalarında tespit edildi. 2009 yılı sonuna kadar ise 212 kuş türü tespit edilmişti. Uzun süreli araştırmalar devam ettiği takdirde bu sayının 250 rakamını geçeceğine inandığını belirten KuzeyDoğa Derneği Başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, "Türkiye'deki kuş türlerinin %48'nin Kuyucuk Gölü'nde görülmesi, buranın küresel önemde bir biyolojik çeşitlilik vahası olduğunu dünyaya göstermektedir"dedi. > Emrah Çoban (KuzeyDoğa Derneği Bilim Koordinatörü) / KARS Ankara'nın içme suyu Bolu'dan Ankara'ya, Bolu'nun Gerede ilçesinin kuzeydoğusundan toplam uzunluğu 100 kilometrelik hatla içme suyu getiriliyor. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın "Ankara İçmesuyu II. Merhale Projesi Gerede Sistemi" adlı projesiyle hat için 31 kilometrelik tünel yapılacak. Filyos Nehri'nin bir kolu olan Gerede-Ulusu Çayı üzerinde inşa edilecek Işıklı Regülatörü ve İletim Tüneli vasıtasıyla, Ulusu Çayı'ndaki faydalanılmayan sular Ankara sınırındaki Çamlıdere Barajı'na aktarılacak. DSİ'nin yürüteceği ve yıllık 226 milyon metreküplük su aktarım potansiyeli bulunan proje, Başkentin uzun yıllar su ihtiyacını karşılayabilecek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.