Kyoto 2020'ye uzatıldı

Bbaşkent Doha'da 26 Kasım'da başlayan ve iki hafta süren 18. Birleşmiş Milletler İklim Konferansı geçtiğimiz hafta sonu sonuçlandı. Konferans sonunda, 2012 itibariyle geçerliliğini kaybedecek olan Kyoto Protokolü'nün ikinci taahhüt döneminin 2020'ye kadar uzatılmasına karar verildi. Ancak ikinci protokol döneminin özellikle sera gazı salınımının azaltılmasına yönelik kayda değer bir adımı öngörmediği ifade ediliyor. Kanada, Yeni Zelanda, Japonya ve Rusya'nın protokolden çekilmesi, emisyon azaltımının olması gerektiği oranda gerçekleşmeyeceğini gösteriyor. Zira ikinci taahhüt dönemine katılmayı kabul eden ülkelerin atmosfere yaydığı toplam emisyon oranının yalnızca yüzde 15 olduğu belirtiliyor. ZENGİNLER DÜNYAMIZI KİRLETİYOR İki hafta süren İklim Konferansı boyunca dünyanın dört bir yanından Doha'ya akın eden sivil toplum kuruluşları, anlaşmalara imza atmayan gelişmiş ülkeleri protesto etti. GÖRME DUYUSU CANLILARIN HER ŞEYİ GÖZLERİYLE AVLANIYORLAR İnsanoğlunun sahip olduğu "görme" duyusu birçok canlı türünde farklı şekilde gelişmiştir. Hayatlarını sürdürebilmek için bu duyu organının hayati önemi bulunur Sevgili okurlar, milyonlarca yılın akışı içinde canlıların duyu organları, yaşadıkları ortama uyum sağlama, hayatlarını sürdürüp üreyebilmeleri açısından devamlı değişime uğramıştır. Bazılarının görme, bazılarının ise koku alma veya işitme duyuları daha fazla gelişme göstermiştir. Bu değişik üstünlükler yaşadıkları doğal ortamlara uyum sağlayarak avlanabilmeleri açısından büyük önem taşımaktadır. İnsan kadar net ve keskin bir görüşe sahip olmak için "gözün ağ tabakası"nda (retina) her milimetrekarede 160.000 görme hücresinin mevcut olması gerekiyor. Bir yırtıcı kuş türü olan doğanda ise bu hücrelerin sayısı 1.3 milyonu bulmaktadır. Aşağı yukarı insanın sahip olduğunun 8 katı. Bir şahin ise 800 metre yükseklikte uçarken, aşağıda su kenarında bulunan bir yusufçuk böceğini keskin gözleriyle tespit edebilip hücuma geçebilmektedir. Bir kıyaslama yapmak gerekirse; insan böyle bir görüşe sahip olabilseydi, 30 metre mesafeden gazete okuyabilecekti. Aslanlar ise insan gibi görebilmekte ve bir antilobu veya zebrayı 1500 metre mesafeden tespit edebilmektedir. Bitki yiyen canlılardan filler ve gergedanlar ise, özellikle yetişkin bireylerinin doğada hiçbir düşmanı bulunmadığından iyi gelişmiş gözlere sahip değillerdir. Bu türler 30 metre mesafede bulunan bir çalı grubuyla yanındaki hareketsiz duran zebrayı ayırt edememektedir. Yaşamlarının devamı için keskin görüşlü gözlere ihtiyaçları yoktur. Avcı ve yırtıcı hayvanlar grubunda gözler baş kısmının önünde bulunmaktadır. Arka tarafı görmelerine gerek duymazlar. İçgüdüsel olarak tamamen öndeki ava yönelirler. Avlanan hayvanlardan, tavşan, zebra, antilop ve balıklarda gözler başın yan bölümünde bulunur. Onlar arka bölümü de geniş bir açıyla başlarını çevirmeden görmek durumundadırlar. İnsan gözü ise 210 derecelik bir görüş açısına sahiptir. Birçok canlının göz yapısında, gözü temiz ve nemli tutmak, karanlık bastırınca rahat uyuyabilmek için ayrı bir zar tabakası bulunmaktadır. Bu şeffaf tabaka bilhassa göçmen kuşların uzun uçuşlarında karşıdan gelen rüzgârın gözleri kurutmasına mani olmak için daima göz kapağı gibi aşağı indirilir. Denizlerdeki karabatak gibi dalıcı kuşlarda da deniz dibindeki avını iyi seçebilmek için bu şeffaf tabaka ile ayrı bir mercek mevcuttur. Arı gözlerinin mikroskopik görüntüsü. "PETEKGÖZ"LÜ CANLILAR... Küçücük arıların binlerce gözü var! Böcekler ailesinde ise çok farklı bir sistem gelişmiştir. Petekgöz denilen bu sistemde binlerce nokta halinde göz bir arada bulunmaktadır. Arılarda petek gözlerin adedi 5 bini, Büyük Yusufçuk böceğinde ise 30 bini bulmaktadır. Yapılan araştırmalar, arıların uzaktaki cisimleri iyi ayıramadıklarını, ancak 50 santimetre kadar yaklaştıkları çiçeklerin kokusundan nektarını alacakları bitkileri iyi seçebildikleri anlaşılmıştır. Arıların gözleri ışığa karşı zayıftır. Geceleri yıldızları görmeleri mümkün değildir. Uyumakta olduklarından buna ihtiyaçları da bulunmaz. Buna mukabil ayrı bir aile olan Gece Kelebekleri yönlerini yıldızlara bakarak tayin ederler. Gözleri yıldız ışıklarını görebilecek kadar gelişmiştir. Etraflarındaki tehlikeyi de gökyüzündeki ışıklardan hissedebilirler. Bulutlu havalarda ise ultraviole ışınlarının yardımıyla uçarlar. Karıncalarda sadece birkaç yüz petek göz bulunur. Ancak birbirlerine çok yaklaştıkları zaman karşısındakini tanıyabilirler. Yusufçuklar ise 60.000 petek göze sahiptir. Saatte 50 kilometre süratle uçarak sinekleri avlarlar. Değerli okurlar, görme duyusu bütün canlılar çok büyük önem arz ediyor. Bundan dolayı bu konuya gelecek hafta "Canlılarda Renkleri Ayırabilme Yeteneği" ile devam edeceğiz. Hepinize sağlıklı, huzur içinde geçireceğiniz güzel bir hafta diliyorum. Sevgiyle kalın. HAFTAYA: BOĞALAR KIRMIZIYA DEĞİL, MATADORUN HAREKETİNE SİNİRLENİR ÇEVRE NOBELİ SAHİBİNDE Karaca'nın ödülünü torunu aldı İsveçli Doğru Yaşam Ödülü Vakfı'nın bu yıl TEMA Vakfı Kurucu ve Onursal Başkanı Hayrettin Karaca'ya layık gördüğü "Doğru Yaşam" onur ödülünü, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Deniz Ataç ve Karaca'nın torunu Kerem Brera birlikte aldı. Mesajında, "Çevre Nobeli" olarak nitelenen ödülün verildiği Stockholm'de düzenlenen törene hava muhalefetinden dolayı katılamadığını belirten Karaca, 'dava arkadaşım' dediği Nihat Gökyiğit'e ve TEMA'nın 450.000 üyesine teşekkür ederek, "Tanınan bir iş adamıydım, ama kalbimde hep doğanın yardımına koşması gereken toprağın çocuğu olarak kaldım. Çünkü kendimi doğaya borçlu hissediyorum" dedi. Bu arada, TEMA Vakfı Genel Müdürü Serdar Sarıgül de BM tarafından vakfa verilen "Yaşam için Toprak" ödülünü Doha'da aldı. GÜNEY AFRİKA'DA Gergedanlara uçaklı koruma Güney Afrika'da gergedanlar, termal kameralı gözlem uçağı ile korunacak. Güney Afrika Milli Parklar Ajansı, Afrika'nın en büyük parklarından Kruger Milli Parkı'na, gergedanların izinsiz avlanmasının önüne geçmek için bir gözlem uçağı verdiğini açıkladı. Parkın sözcüsü William Mabasa, bundan sonra tek bir gergedanın bile avlanmasına izin vermeyeceklerini belirtti. Uçağın, termal kameralı gelişmiş izleme teknolojisi sayesinde, toprak üzerindeki sıcaklık farkını gözlemleyerek, gergedanların yanına birinin ya da herhangi bir aracın yaklaşıp yaklaşmadığını tespit edebiliyor. YEŞİL PLATFORM TOPRAĞA SAYGI YÜRÜYÜŞÜ Çamlıhemşin'i vermeyeceğiz! > Nevzat Özer TEMA Rize Temsilcisi TEMA Vakfı'nca, "Erozyonla Mücadele Haftası (19-25 Kasım)" kapsamında Fırtına Vadisi'yle dikkatleri çeken Çamlıhemşin ilçesinde "Toprağa Saygı Yürüyüşü" yapıldı. Etkinliğe TEMA Gönüllülerinin yanı sıra Belediye Başkanı İdris Melek, İlçe Milli Eğitim Müdürü Engin Albardak ve köy muhtarları katıldı. "Toprağına, suyuna, doğana sahip çık" sloganları atan grup, "dünyada öncelikle korunacak yerler" arasında yer alan tabiat harikası ilçenin sahipsiz olmadığını gösterdi. Başkan Melek, "Çamlıhemşin doğasını korumakta kararlıyız. Geleceğine sahip çıkacak bilinçli bir nesil geliyor" dedi. 2 GÜN SONRA Süs bitkileri bu fuarda > Nesrin Gündüz / İSTANBUL Ülkemizde, sektöründe düzenlenen en büyük fuar olan "Flower Show Türkiye" CYF Fuarcılık organizasyonu ile 13-16 Aralık 2012 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi'nde kapılarını açıyor. Pazar büyüklüğü 1 milyar doları aşan sektör her geçen gün büyük ilgi görerek bu yıl 2012 yılında %123 büyüdü. Uluslararası platformda katılımcı ve ziyaretçilerin olduğu fuar süs bitkisi tutkunlarını bekliyor... GÖRELE'DE ÇEVRE KATLİAMI Böyle çöplük istemiyoruz! > Fatih Düzcü / GİRESUN Görele ilçesi Çavuşlu beldesi sakinleri olarak sizden bir ricamız var. Turistik beldemize mahkemenin "yapılamaz" kararına rağmen "vahşi depolama çöp tesisi" yapımına başlandı. Kurulacak çöp tesisi denize sadece 700 metre mesafede, beldenin içme suyunun bulunduğu dere tesisin içerisinden geçmekte, turizm bölgesi ilan edilen Sis Dağı ve yerleşim yerlerinin bulunduğu 20 köy de çöp alanının çevresinde bulunmaktadır. Geçim kaynağımız olan "Çavuşlu ekmeğinin suyu da çöplükten gelmektedir" söylentileri başladı. Sizin aracılığınızla ilgililere bir kere daha sesleniyoruz: "Ne olur bu çevre katliamını bitirin. Yeşille mavinin birleştiği yer çöp olmasın!"