Neslimizin devamı Ozon Tabakası'na bağlı

A -
A +

Ediz Hun'la YEŞİLSAYFA Adres: 29 Ekim Cad­. No: 23 Ye­ni­bos­na İS­T. e-ma­il: ediz.hun@tg.com.tr ATMOSFERİN GİZLİ KİRLETİCİLERİ Hava kirliliği yalnız yeryüzüyle sınırlı değildir. Atmosferin üst tabakalarında veya denizin derinliklerinde de kirlenmenin söz konusu olabileceği bir gerçektir. Sevgili okurlar, dünyamızdaki hayati şartların oluşması için gerekli olan bitki topluluklarının ve ormanların sağladığı oksijenin (O2) yanında, atmosferdeki Ozon Tabakası'nın da önemi büyüktür. Yeryüzünden yüksekliği 19-45 km. olan atmosfer katmanına "Ozonosfer" denilmektedir. Bu tabaka kimyasal formülü "O3" olan Ozon moleküllerinden oluşur. Ozon tabakası, yeryüzünden yukarıya doğru ikinci katman olan "Stratosfer"de, ortalama yerden 30 km. yükseklikte bulunmaktadır. Atmosferin en alt tabakası olan "Troposfer"in (0-16 km) adeta kapağı gibidir. Troposfer, yaşadığımız ve iklimsel şartlarının oluştuğu tabakadır. Ozon Tabakası, güneş ışınlarından enerji emer ve stratosferin sıfır derece civarında nispeten ılık bir halde olmasını sağlar. Bu tabakanın altında, troposferin üst katmanlarında ısı eksi 60 dereceye kadar düşebilir. Ozon Tabakası güneşten gelen kısa dalga boylu mor ötesi (ultraviyole) ışınların büyük bir kısmını tutmaktadır. Bu olay çok önemlidir, çünkü yeryüzüne gelen mor ötesi ışınların yüzde 2'den çok olması halinde, deri kanseri ve (göz) katarakt hastalıkları artacak, canlıların bağışıklık sistemleri zayıflayacaktır. Bağışıklık sisteminin kuvvetli olması, nesillerin devamı için büyük önem taşır. Ozon tabakasını etkileyebilecek insan faaliyetleri arasında, çok yüksekten uçan süpersonik uçaklar, "Kloroflorokarbon" (CFCL3) gibi gazlar, Aerosol Spreyler ve Azot Oksitler sayılabilir. Havadaki azot varlığının (%78) artması da ozon tabakasını negatif etkilemektedir. Tek bir klor atomu, zincirleme reaksiyonla binlerce ozon molekülünü parçalayabilir. BÜYÜK ORMANLAR AZALIYOR Ormanlar, bugün yeryüzündeki karaların takriben 1/3 ünü kaplamaktadır. Tropik Ormanların büyük bir hızla tahribi ise, iklim üzerinde insan eliyle meydana getirilen en büyük etkilerden biridir. Kesip yakılan ağaçların yanması ve çürümesi, atmosferdeki karbondioksit ve metan gazının artmasına yol açmaktadır. Bugünkü hava durumu sistemleri, tropik bölgelerdeki ısınmanın sonucu meydana gelen alçak basınçlı kutuplara doğru sıcak havayı taşıyan hava akımlarıyla, kutup bölgelerinden, Sibirya ve Kanada Platosu'ndan Ekvator'a doğru inen yüksek basınçlı hava cereyanından oluşmaktadır. Yakında Afrika'da Büyük Sahra gibi, Güney Amerika'da Atacama Çölü gibi bölgelere güneş enerjisiyle çalışan devasa pillerin yerleştirilmesi, güney ve kuzey yarımkürede elektrik enerjisinin büyük bölümünü karşılayabilecektir. İki gün sonra idrak edeceğimiz Ramazan Bayramınızı en içten duygularımla kutluyorum. Sevgiyle kalın... Küresel ısınmanın SEBEPLERİ Kıymetli okurlar, yapılan araştırmalar geçmişteki iklimsel değişikliklerin ana yönlerini açığa çıkartmaktadır. Bu çalışmalar, gelecekteki iklim projeleri için esas teşkil etmektedir. Bilindiği gibi, iklim değişikliklerinin başlıca iki nedeni bulunmaktadır: DOĞAL OLAYLAR > Dünyanın kendi eksenindeki değişiklikler > Güneş etrafındaki elips döngüsünde veeğik açısındaki küçük çaplı sapmalar > Ayın çekim gücü > Güneşteki patlamalar ve lekeler İNSAN ELİYLE OLUŞAN YANLIŞ DAVRANIŞLAR > Ormanların tahribi > Aşırı fosil yakıt kullanımı > Denizlerdeki bitki planktonlarının kütlesel yok oluşu > Baca gazları > Ozon Tabakasındaki yırtıklar > Kara ve hava taşıtlarından atmosfere karışan gazlar Peki ÇÖZÜM ne? > Değerli okurlar, iklim programlarının veya küresel ısınmaya karşı alınacak tedbirlerin başarılı olması büyük ölçüde meteorolojik, hidrolojik (su bilimi), oşinografik(okyanus bilimi) ve diğer ilgili jeofiziksel, kimyasal ve biyolojik bilgilerin artırılmasına bağlıdır. Dünya iklim programı çok geniş çaplı faaliyetlerin yanında, uluslararası kuruluşlar arasında önderlik ve iş birliği gerektirmektedir. Hem ulusal, hem de uluslararası ortak çalışmalar önümüzdeki yüzyılın iklim programlarını hiç şüphe yok ki olumlu etkileyecektir. Ülkeler, ulusal çıkarlarının yanında dünyanın ortak bir miras olduğunu ve biz insanların aynı havayı, suyu paylaştığımızı dikkate almalıdırlar. Herhangi bir bölgede çevrenin bozulması, diğer bir bölgede iklimi değiştirebileceği için toplumları yakından ilgilendirmektedir. Dünya ulusları, sahip oldukları toprakların bereketini korumak, su kaynaklarının, ormanların ve meraların kötü kullanımlarını önlemek, çölleşme ve erozyonu durdurmak, atmosferde ve okyanuslardaki kirliliği azaltmak için birlikte gayret sarf etmelidirler. Ulusların birlikte gerçekleştireceği bu faaliyetler ancak barış içindeki bir dünyada anlam taşıyabilecektir. Hepimizin müşterek dileği budur. Okyanusun koruyucusu > "Aslan yelesi denizanası" olarak da bilinen Cyanea cappillata, okyanusları, istilacı Mnemiopsis leidyi adlı taraklıdan koruyor. 30 metreye kadar ulaşan dokunaçlarıyla dünyanın en uzun hayvanları arasında yer alan zehirli dev denizanası Cyanea cappillata, şekil olarak denizanasına benzeyen, insana zarar vermeyen ancak ekosistemi tahrip eden Mnemiopsis leidyi ile kıyasıya bir savaşa girişiyor. Denizanasının saldırılarının yüzde 90'ından kaçmayı başaran taraklı sonunda pes etmek zorunda kalıyor. YEŞİL PLATFORM İthalat yerine hayvancılığı geliştirelim > Hüseyin Akarsu / İSTANBUL > Türkiyemizin nüfusu Birinci Dünya Savaşından sonra sürekli artarak 13 milyondan 70 milyona ulaştı. Diğer taraftan aynı, hatta tahrip edilmiş ve yorgun düşmüş arazilerde yaşıyoruz. Bu durumda, devletin yeniden oturup doğal kaynaklara dayalı bir tarım ve havancılık politikası belirlemesi uygun olacaktır. En basiti bölünmüş araziler birleştirilmeli, hayvancılık desteklenmeli, ormanlar korunmalıdır. Aksi halde şimdi et, sonra da soğan bile ithal edecek hale gelebiliriz. Buğdayı saymıyorum çünkü onu bazen dışarıdan almak zorunda kalıyoruz... Sizin aracılığınızla bir iki hatırlatmam da Giresun hakkında olacak. Eşsiz doğası ve deniziyle Karadeniz'in güzel kenti, maalesef tarım arazilerinin bölünmesiyle büyük göç vermektedir. Ayrıca, bu kentimizde doğa turizminin yanı sıra yöreye has nefis meyvesiyle "kiraz festivali" de düzenlenebilir. Kirazın bilimsel ismi olan "Cerasus" bile şehrin ne kadar zengin tarihî ve doğal zenginliklere sahip olduğunu göstermeye yetiyor. Türkiye'nin ilk yaban hayvan AMBULANSI > Cüneyt Bitikçioğlu > Ülkemizde yaban hayatının korunması, geliştirilmesi ve rehabilitasyonu kapsamında yaralı, hasta ve öksüz hayvanlara acil müdahale için Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından bir ilke imza atılarak "yaban hayvanlarına ilk yardım ve nakil aracı" hizmete geçirildi. İlk yardım müdahalesi için gerekli ekipmanla donatılan aracı veteriner hekim kullanıyor. Vatandaşlar www.milliparklar.gov.tr aracılığıyla ihbarlarını kuruma iletebilirler. Bu liseliler dünyayı kurtarıyor! > Umut Ören (Anadolu Öğretmen Lisesi 3. sınıf öğrencisi) / MUĞLA Okulumuz Fransa, Polonya, İtalya, İspanya ve Türkiye'nin ortaklığını oluşturduğu bir "Çevre Projesi" içinde yer alıyor. Geri dönüşüm, yenilenebilir enerji, tasarruf, koruma, bilinçlendirme, küresel ısınma gibi konularla ilgileniyoruz. Uluslararası etkinliklere katılıyor, görüş alışverişinde bulunuyoruz. Ulusal anlamda ise doğa yürüyüşleri, bisiklet turları, konser, afiş çalışması gibi etkinlikler yapıyoruz. Küçük bir ilginiz bile projemize çok büyük etkiler yapabilir... ARİZONA değil Narman Kanyonu Erzurum'un Narman ilçesindeki peri bacalarının jeolojik yapısı inceleniyor. "Kırmızı periler diyarı" olarak adlandırılan kanyonda, İstanbul Üniversitesi tarafından yürütülen proje kapsamında, bölgede yüzey araştırması yapılıyor. Proje sorumlusu Doç. Dr. Yıldırım Güngör, peri bacalarının jeolojik miras olduğunu belirterek, "Bu peri bacaları Kapadokya'dakilerden çok farklı. Kapadokya'dakiler volkanizma sonucu oluşmuş. Bunlar ise 2.5-3 milyon yıl önce, akarsuların bir çökelme havzasına taşıdığı malzemelerin zamanla su ve rüzgârla aşınması sonucu günümüze ulaşmıştır. Amacımız Narman Kanyonu'nu bir dünya markası haline getirmektir" dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.