Önce sıcak kavurdu şimdi de sel vuruyor

A -
A +
Önce sıcak kavurdu şimdi de sel vuruyor

DEHŞETİN FOTOĞRAFI Tam 9 yerde heyelan! Perşembe günü Rize'nin Gündoğdu beldesinde sel ve beraberinde meydana gelen heyelanlarda maalesef 12 insanımızı kaybettik. Ancak fotoğrafta da görüldüğü gibi evler genelde saatli bomba gibi duruyor! Nerede bir tümsek bulmuşsak ev yapmışız. Lütfen devlet-vatandaş-sivil toplum kuruluşları bir araya gelip, bu işin doğrusunu uygulayalım. Riskli bölgelerde yerleşim artık son bulmalı. BU SON OLSUN... Birkaç hafta önce neredeyse afet düzeyine varan sıcaklar artan buharlaşmayla yerini şiddetli yağışlara bıraktı. Pakistan kadar yıkıcı olmasa da, Rize'deki sel felaketi yüreğimizi burktu. Çevre ve doğa ile iç içe yaşadığımıza göre, artık tedbirlerimizi alma vakti geldi, geçiyor! Sevgili okurlar, günümüzden 8 bin yıl önce sıcaklığın artması, insanoğlunun "Tarım Evresi"ne geçişini hızlandırdı. İnsanoğlunun hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olan besin maddeleri su, enerji ve konut ihtiyacı, refah seviyesinin yükselmesi gibi hayatî şartların iyileştirilmesi büyük ölçüde iklimsel şartlarla bağlantılıdır. İklim değişiklikleri insanın her faaliyetini olumlu, ya da olumsuz etkileyebilmektedir. Dünyamızın uzay boşluğunda güneşin etrafında hareket ederken yörüngesinde meydana gelen değişiklikler iklimleri etkilemektedir. Birçok bilim adamı; dünya ekseninin yörünge düzlemine olan açısındaki periyodik değişmelerden kaynaklanan iklim değişikliklerine işaret etmektedir. 20 BİN YILDA BİR DENGE BOZULUR 100 bin yıldan fazla bir süre içinde daireye yakın bir döngüden elips şekline dönüşmekte olan dünya yörüngesi, tekrar dairesel bir forma yaklaştığı zaman mevsimler arasındaki fark azalmaktadır. Ayrıca; dünya kendi ekseninde dönerken 20 bin yılı aşkın periyotlarda dalgalanmalar görülür. Bu yalpalanmalar yaz ile kış arasındaki ısı dengesini bozar (alışılmışın dışında yağışlı yazlar ve kurak kışlar gibi). Yağışlarda ve ısıda fazla göze batmayan değişiklikler olağan sayılırken, ani ve büyük çapta meydana gelen iklimsel farklılıklar tüm sistemi etkilemektedir. Geçen yüzyıldan itibaren görülen iklim değişikliklerinin diğer doğal sebeplerini de iki başlık altında toplayabiliriz: Volkanik Tozlar ve Güneş Lekeleri. Volkanik Tozlar, yanardağ faaliyetlerinin sonucudur. Büyük bir püskürtme meydana geldiğinde, toz parçacıkları atmosferin üst katmanlarına kadar yükselir ve Stratosfer tabakasında (ortalama 30 km yükseklikte) uzun müddet kalarak güneşten gelecek ısı enerjisini önleyen bir kalkan vazifesini görür. Bu olaya bir örnek Endonezya'nın Java Adası'ndaki Krakatoa yanardağıdır. 1883'teki şiddetli patlamalarda Stratosfer'e 53 kilometreküp hacminde toz bıraktı. Bu patlama bölgede sonraki yılların daha serin geçmesine sebep olmuştur. Ancak uzun süreli ve önemli bir etkinin söz konusu olması için birçok volkanın yıllar boyu püskürtme faaliyeti içinde bulunması gerekir. Güneş Lekeleri, güneşteki devasa enerjide yüzde bir kadar bir ısı değişmesi bile, Stratosfer'deki ozon tabakasının bu ışınların bir kısmını tutmasına sebep olabilir. İKLİMİ İNSANLAR MI DEĞİŞTİRİYOR? Araştırmalar, insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak iklimi değiştirebilen iki birbirine zıt etkenin ortaya çıktığını göstermektedir. 1. Soğutma Etkisi: Yanardağların püskürttüğü tozların Stratosfer'de meydana getirdiği etkiye benzer bir durum insanoğlu tarafından oluşturulmaktadır. Endüstriyel faaliyetler sonucu ortaya çıkan kirlilik, tarımsal alanlardan rüzgârla savrulan toprak ve yasak olmasına rağmen yakılan "anız"la atmosfere karışan yanmış toz parçacıkları güneşten gelen ısıyı hava kirliliği ile birlikte bloke ederek soğumayı hızlandırmaktadır. Atmosferdeki bulanık kirli hava, güneş ısısının yeryüzüne ulaşmadan uzaya geri yansımasına sebep olmaktadır. Bu yansımaya bilimsel dilde "Albedo Etkisi" denir. 2. Sıcaklık Artışı: Kömür, odun, petrol türevleri gibi fosil yakıtların yanması ve orman örtüsünün azalması ile ciddi ölçüde artan karbondioksitin atmosferde birikmesiyle ortaya çıkan ısı artışıdır. "SERA" ETKİSİ DENEN ŞEY... Bu bir Sera'daki camların fonksiyonuna benzer. Cam güneş ışınlarının seraya girmesini sağlar, ancak içerdeki ısının dışarıya çıkmasına mani olur. Bu duruma "Sera Etkisi" denir. Sera Etkisi yapan diğer gazlar şunlardır: Su buharı, CFC (Klorluflorlukarbon), Azot Oksit ( NO2), Metan (CH4) ve Amonyak'tır (NH3). Pek çoğu şehirlerden ve sanayi bölgelerinden yayılır. Şu anda en yüksek seviyesinde bulunan CO2 Karbondioksit 382 ppm'e ulaşmıştır (1 milyon hava molekülünde 382 karbon gazı molekülü bulunmaktadır). Yapılan araştırmalar bu yüzyılın sonuna doğru bugünkünden yaklaşık % 10 daha fazla artacağını ve 420 ppm'e ulaşabileceğini göstermektedir. Ancak, bu yüksek seviyeye çıkmaması için birçok tedbir paketiyle uygulanacak yaptırımlar, toplumların çevre konusunda bilinçlendirilmesi çalışmaları hızlandırılmaktadır. EVRENDEKİ HER ŞEY BİZİ ETKİLER Değerli çevre dostları, günümüzdeki ortalama sıcaklığın 1 derece yükselmesi bile Biyolojik Denge'yi ve Tarımsal Ürün Potansiyelini olumsuz etkileyeceğini gözden uzak tutmamamız gerekiyor. Kıymetli okurlar, insanlığın refahı ve huzuru, toplum ve tabiat arasında sağlanacak uyuma bağlıdır. İklimsel özellikler, örneğin günümüzden 8 bin yıl önce sıcaklığın artması, insanlığın tarımsal üretime geçmesine ve hayvancılığın gelişmesine zemin hazırlamıştır. İklim, doğal çevrenin sadece bir özelliğidir. Çevrenin bütün unsurları gerek bölgesel olarak, gerekse de uzaktan birbirlerini etkilemektedir. "Ozon Tabakasının İşlevi", "Ormanların Tahribi", "İklim ve Geleceğimiz" gibi başlıkları sizlere gelecek hafta nakledeceğim. Mutlu ve neşeli bir ramazan haftası geçirmenizi diliyorum. Esen kalın. Önce sıcak kavurdu şimdi de sel vuruyor

KİBRİT KUTUSU GİBİ DEVRİLDİLER Rize'deki felakette sel sular, heyelanla temelleri sarsılan evleri böyle sürükledi. Bölgede incelemelerde bulunan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, "Bunun kadar büyük felaket görmedim" diyor ve ekliyor, "2050 yılında yağışların yüzde 20 artacağı tahmin ediliyor." Karadeniz Bölgesi Afet Risklerini Azaltma Strateji Planı'nın bir an önce hayata geriçirilmesini isteyen Doğa ve Çevre Derneği Genel Başkanı Mutlu Gürler ise şu uyarıda bulundu: "Karadeniz'e dik inen akarsu yataklarında 10-15 katlı yapılar, yamaçlarda doğal ormandan kazanılmış tarım arazileri ve yine hemen dere kenarlarındaki ticari amaçlı yapılaşmalar bu durumun açık göstergesidir. Gören gözler için 'açık suç duyurusu' niteliği taşıyan bu duruma hemen el atılmalı..." YEŞİL PLATFORM Selin ardından gözyaşı kaldı... > İsmail Özkahraman (Orman Mühendisi) Değerli ve iyi insanlar, arkadaşlar ve dostlar, bir felaketin ardından ne söylenirse söylensin, hayatını kaybedenleri geri gelmiyor. Yazılıp çizilenler, olsa olsa yeni bir felaketin olmasının önüne geçebilirler. Rize'de yaşanan ve 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan felaketin hangi nedenlerden kaynaklandığı konusunda ortak bir gerekçe üzerinde görüş birliği sağlayabilirsek, gelecekte olabilecek yeni felaketleri önleyebiliriz. Konuyla ilgili yayınlanan haberler, doğal felaketi şöyle gerekçelendiriyor: ''Rize'nin Gündoğdu beldesinde önceki akşam sağanak nedeniyle meydana gelen...'' FELAKETİN SEBEBİ: DOĞANIN TAHRİBİ Ben orman mühendisiyim. 1992-1997 yılları arasında 5 yıl Ağaçlandırma Genel Müdürü olarak görev yaptım. Halen sade vatandaşım. Felaketin asıl nedeni bölgenin doğal ekolojik yapısının değiştirilmesidir. Daha açık söylersem, orman örtüsünün yerini çay, mısır ve diğer ürünlere, insan tahribatıyla bırakmasıdır. Pakistan'da yaşanan çok daha dramatik boyutlu sel felaketi ve yıkımların temel nedeni de budur. Coğrafyalar değişse de bilimin gerekçeleri değişmez. Çünkü hiçbir bitki örtüsü, orman varlığının yerini tutamaz, orman kadar yağışla gelen suyu, absorbe edip onu su rezervine dönüştürecek ölçüde görev yapamaz. Benden hatırlatması. Selam, sevgi ve saygılarımla... KİRLİ HAVA YAĞIŞ GETİRİR İnsan faaliyetlerinin sonucu meydana gelen hava kirliliği, yağışları tetikler. Bulutlardaki zerreciklerin varlığı, yağmur ve daha soğuk katmanlarda kar yağışına sebep olur. Buz kristalleri ve su damlacıkları bu çok küçük toz parçacıkları üzerinde oluşur ve büyürler. Damlalar havanın direncine karşı koyabilecek ağırlığa ulaşınca yağışlar oluşur. Isı düşük ise buz kristallerine dönüşür. Dolu veya kar şeklinde yeryüzüne iner. Gümüş iyot kristallerinin insan eliyle bulutlara bırakılarak suni yağmur yağdırılması da bu duruma örnektir. Demir-çelik fabrikalarının havaya bıraktığı kirleticiler, kömür ve fuel-oil yakılmasında meydana gelen kükürt ve petrolden çıkan kurşun bileşikleri kirli yağışların oluşması için çok elverişli çekirdek zerrecikler sağlar. Hava kirliliğinin bir sonucu olarak, büyük şehirlerde kış aylarında kirletici yağmurların arttığı görülür. Önce sıcak kavurdu şimdi de sel vuruyor

YAVRU KEFALLERİN DANSI Zonguldak Limanı'nda bulunan yavru kefal sürüsü suda böyle gezintiye çıktı... Kefal (Mugilidae); tropik ve ılıman bölgelerde tuzlu, az tuzlu ve tatlı sularda yaşayabilen, çok ortamlı balıklardır. Yavru kefaller, denize açılan nehir ve derelere girerler. Çoğunlukla beslenmek için sığ sularda dolaşan ve sürüler teşkil eden hızlı yüzücülerdir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.