Yaz geldi, havalar ısındı, okullar ise çoktan kapandı. Ver elini tatil... Deniz kum, güneş, hamak diyerek başka herşeyi unutuyoruz; başınızı kaldırıp şöyle bir etrafınıza bakmanız yeterli!
GENÇLİĞİN DOĞA BİLİNCİ ARTIYOR
Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Mutluer, doğa eğitim projeleri sayesinde 10 yıl içinde binlerce doğaseverin eğitildiğini belirterek, tabiat sevgisinin dalga dalga yayıldığını söyledi. Günümüzde gençlerin tabiata karşı olan hassasiyetinin artması çok sevindirici...
Sevgili okuyucularımız, bu sütunlardan daha güzel bir çevre ve yaşanabilir bir Türkiye özelinden dünya için her hafta değişik konuları gündeme getiriyor ve bilimsel olarak masaya yatırıyoruz. Siz tabiat dostlarının, Türkiye'de bir ilki başaran Yeşil Sayfa'ya olan üstün katkıları ise asla inkar edilemez. Bu bağlamda Doğa Derneği'nin değerli başkanı ve bilim adamı Sayın Güven Eken'den, geçtiğimiz haftalarda öyle bir haber ağımıza takıldı ki, manşetten vermeden geçemeyeceğim. Gelecek hafta tekrar buluşmak dileğiyle sözü Güven Bey'e bırakıyorum...
GÜNÜBİRLİK TURLARA KATILIN
Eken, yaz tatiline çıkacakların, 1-2 günlerini bulunacakları yörede, orman, endemik bitki ve göçmen kuş gibi diğer canlı türleri, denizin altını, toprağı ve yetiştirilen ürünleri görmek için ayırmalarını tavsiye ederek sözlerine başlıyor. Tatilin, "kişinin yeniden doğayla buluşması" anlamına geldiğini anlatan Eken, stres ve sıkıntıdan kurtulup kendini yenilemenin yolunun tatil yapmaktan geçtiğini vurguluyor. "Plaja gitmek bile doğaya götürüyor. Ancak bunun daha fazlasını da yapabiliriz" diye konuşan Eken, Türkiye'nin her yerinin doğal güzelliklerle dolu olduğunun altını çiziyor.
Eken, şu pratik bilgileri veriyor: "Ormanlarımız, endemik bitki türleri, göçmen kuşlarımız gibi diğer canlı türleri, denizin altı ve topraklarımızda yetişen ürünleri görmek, tatilde hiç de zor değil. Tatilimizin iki gününü ayırmak yeterli. Bulunulan yöredeki çevre kuruluşları, mihmandarlar veya bu konuda günübirlik tur yapan acentalardan yararlanma imkanları mevcut. Doğayı tanımak ve tanıdıktan sonra artacak olan koruma hissi için biraz daha dikkatli bakmak gerekir. Bulunulan yörelerde otel odasında uyumak, yüzmek, güneşlenmek, internet ve televizyon gibi teknolojik imkânlardan yararlanmakla sınırlı kalan tatil, doğadan kopuk bir tatil olur. Doğayla baş başa kalınacak bir iki günlük zaman, eve daha keyifli dönülmesi anlamına gelir."
ÇEVREYİ KİRLETMEDEN DÖNELİM
Tatilcilerin, yapması gerekenleri sıralayan Eken, yapılmaması gerekenlerle sözlerini tamamlıyor: "Çevreyi kirletmemeli, geride çöp bırakmamalıyız. Hatta gezerken görüp hoşumuza giden bir taşı bile eve götürmek yanlış. Doğayı nasıl bulduysak, bizden sonrakilere de aynı şekilde bırakmalıyız."
Ağır yaralı halde bulunan Caretta carettaya ultrason
Artık diğer canlılar da insanlar gibi değer görmeye başladı. Bu son derece sevindirici gelişime güzel bir örnek de biyolojik zenginliğiyle öne çıkan Hatay'da yaşandı. Samandağ ilçesinde Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, Kaymakamlık ve Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) işbirliğiyle yürütülen koruma ve izleme faaliyetleri sırasında kafalarından ağır yaralanmış iki caretta caretta bulundu. Can çekişen sevimli deniz kaplumbağalarının tedavileri ise son teknolojik cihazlarla donatılmış MKÜ Veteriner Fakültesinde yapıldı.
ALACA YALIÇAPKINIDünyada 25 çift kaldı!
Korunması gereken türler listesinde "en üst düzey"de değerlendirilen Alaca Yalıçapkınından (ceryle rudis) bir çifte Hatay'da rastlandı. M. Kemal Üniversitesi öğretim üyesi ve kuş gözlemcisi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Atmaca, göç etmeyen, ağırlıklı balıkla beslenen ve siyah-beyaz rengiyle dikkati çeken kuşun, görüldüğü ülkemizdeki sulak alanların acilen koruma altına alınması gerektiğini söyledi.
Yağışlar %20 arttı
Son 9 ayda Türkiye genelinde yağışlar, normale göre yüzde 2, bir önceki yıla ise göre yüzde 20 artış gösterdi. Önümüzdeki 3 ayda yağışların, normal ve biraz üzerinde seyretmesi bekleniyor. 26 Haziran itibariyle şebeke barajlarında doluluk oranı ise İstanbul'da yüzde 89.6'ya, İzmir'de 37.3'e, Bursa'da yüzde 98.5'e çıktı. Geçen yıl barajları boşalan Ankara'da ise doluluk yüzde 23 olarak gerçekleşti.
Önce dünyayı, sonra kendilerini kurtardılar!
McDonald's'ın ilköğretim okulları arasında gerçekleştirdiği 'Çevremizi Koruyalım' resim yarışmasında dereceye giren öğrenciler, Bolu'da gerçekleşen yaz kampında doğayla baş başa bir hafta geçirdi. Gündüzleri halat çekme, yumurta ve su taşıma, okçuluk, harita okuma, trekking, gölde kano, tırmanma duvarı ve trapez atlama gibi sporlarla eğlenen çocuklar, akşamları ise ateş etrafında gösteriler sergilediler.
SİZDEN GELENLER AĞAÇ
Kökü ile gövdesi ile
Dalı ile yaprağı ile
Tabiatın süsüdür
Alı ile moru ile
Yeşili ile sarısı ile
Toprağın örtüsüdür ağaç
Onsuz hayat durgun, toprak yorgun
Havanın süzgüsüdür ağaç
Onsuz vatan kıraç, insan aç
Hayatın kaynağı, ilaçtır ağaç
Gür pınarların kaynağı
Ve tabiatın örtüsüdür ağaç
Deste deste yaprağı ile
Bir vatan türküsüdür ağaç
Kızgın güneşin gölgesi
İrem Bağı'nın meyvesidir ağaç
Huriler başına taç
Enfes meyvenin özüdür ağaç
Lokman Hekim'in devası
Ona güç veren asasıdır ağaç
Şairin dertler söyleyen sözü
Tabiatın düzeni, yasasıdır ağaç
İnsan oğlunun ziyneti
Hz. Muhammed'in sünneti
Canlılar dünyasının nimetidir ağaç
Mevsiminde meyve verir gül verir
Oksijen olur havayı temizler
Yağmura yol verir ağaç
Tahtası ile direği ile
Meyvesi ile çiçeği ile
Bereket verir, bal verir ağaç
Onsuz vatan harap, toprak kıraç
Lokman Hekim'den devadır ağaç
Ve en kıymetli metadır ağaç.
> Muzaffer Sargın (E. Astsb.) / KÜTAHYA
400 bin okaliptus
ağacı katledilecek
> Tahir Çetin / Melek Güven
Bir çok bilim adamı söz birliği etmişcesine Amik Ovası'nın 40 yıllık 400.000 okaliptus ağacının suyu çekerek tarım alanlarına zarar verdiğini iddia ediyor. Halbuki okaliptüsler, emdiği fazla suyu terleme yoluyla havaya verir, çok hızlı büyür, balı, kerestesi, ilaç ve yağıyla ekonomik bir değerdir. Bir zamanlar buraları sularla kaplı bataklıktı, sazlıktı, göldü... İnsanlar bataklığı kurutmak için buralara okaliptus diktiler. Şimdi su bitti çöl oluşuyor diyerek ortadan kaldıracaklar!
CEVAP: Sayın Çetin ve Güven, okaliptus ağaçlarını Avustralya, Orta Amerika ülkeleri gibi ılıman iklim kuşağında bulunan bölgeler koruma alanı olarak muhafaza ederken, biz dikilmiş ve yetişmiş 400.000 ağacı kesmeye kalkışıyoruz. Şimdi yetkililere seslenmek istiyorum: Ağaçlar malum olduğu üzere yapraklarındaki klorofil hücreleriyle fotosentez yaparak karbondioksiti oksijene çevirir ve ayrıca canlılar için besin üretir. Köklerinde mevcut azot bakterileri ise, havadan alınamayan azotu fikse ederek toprağı azotla zenginleştirir. Ayrıca, okaliptus ormanları yerkabuğu altındaki akışkan su kanallarını devamlı aktif halde tutarak ortama yeterli nem sağlar. Bu okaliptüsleri kestiğiniz takdirde, yöre süratle kuraklaşır ve yeraltı su akışı körelir. Bu sebeple lütfen kararınızı bir kez daha gözden geçirin. Ülkemizde son 50 yıl içinde, doğal değerler açısından çok kaybımız oldu. Ancak, memnuniyetle görüyorum ki, yetişmekte olan gençlik bu konuda çok daha duyarlı. Yarınlara umutla bakarak, sizlere selam ve sevgilerimi sunuyorum.
Güney Marmara'dan
bir İNATÇI çıkmadı
> Hasan Güler / BALIKESİR
Sevgili Ediz Hun, hani bir dönemler aynı sahneleri paylaştığınız rahmetli Kemal Sunal'ın bir filmi vardı; İNATÇI... İşte bizim de başımıza gelenler o türden. Güney Marmara'da bulunan güzelim tarım arazileri, çocuklarımızın geleceği olan topraklar, değerinin 10 katı parayı gören köylüler tarafından sanayi tesisi yapılmak üzere bir çırpıda satıldı. Belki şimdi zengin olduk ama ya sonra... Yazık çok yazık! Gerçek hayat film gibi olmuyor tabii. Lüks arabalara ve evlere kavuşan köylüler bakalım ileride ne yapacak! Bazıları şimdiden pişman olmuş gibi ama bence kabahat onlarda değil, ta uzaklarda!
Çevre Bakanlığına
sesimizi duyurun!
> Havva Kılınç / TOKAT
Erbaa'ya bağlı olan İveronu köyümüzde, 10 yıldır Üçtepeler çamlık ormanı orman vasfından çıkarılıp sanayi alanına dönüştürülüyor. Toprak mı sanayi mi? Veya neden ormanlık alan! Başka yer mi yok? Güzelim çamlar kesilip yok ediliyor. Aynı bölgeye 15 yıldır bir fidan bile dikilmedi, çölleşme kapımızda. Lütfen Çevre ve Orman Bakanlığı'na sesimizi duyurun!
Yangınlara karşı BM
timleri oluşturulsun
> Orhan Katırcıoğlu / İSTANBUL
Her ülkenin sınırlı imkanları ile yangın söndürme işi olmuyor bu belli oldu. Birleşmiş Milletler yangın söndürme timleri oluşturulmalı, bu timlere ülkelerin yangın söndürme uçakları katılmalı. Örneğin Bodrum'daki yangına Yunanistan, Bulgaristan, İtalya, Fransa vs tüm ülkelerin imkanları ve BM'nin yangın söndürme uçakları ile müdahale edilmeli... Ormanın nimetlerinden tüm dünya yararlanıyor. O halde "Amerika'daki yangından bana ne" demek olmaz! Çevre Bakanımız BM'de bu konuyu acilen gündeme getirmeli!
Bize verilen gölet
sözü tutulmadı...
> Orhan Yılmaz / TOKAT (Niksar Sorhun Köyü)
Tam da özlediğiniz güzelliklere sahip olan köyümüz 2006'da ağır bir yangın geçirdi. Fakiriz ama gönlümüz zengin! O tarihten bu yana bir gölet yapılacak ama ödenek yokluğundan bir türlü başlanamadı. Civarda bütün köylerin var. Gölet hem çevremizi daha da güzelleştirip geçim kaynağımız olacak hem de yangınlara karşı bir sigorta vazifesi görecektir. Sizin de desteklerinizi bekliyoruz.
CEVAP: Orhan Bey, doğaya karşı göstermiş olduğunuz hassasiyetten dolayı sizi kutlarım. Çok güzel düşünceleriniz var. Buradan Tokat ve Niksar'ın değerli Vali, Kaymakam, Çevre ve Orman Müdürlükleri ile Tarım Müdürlüklerine ve diğer yetkililere sesleniyorum: Orhan Beyi kırmayın, Sorhun'a gölet çok yakışacak.
Organik buğday
üretmek istiyorum
> Mustafa Can
Merhaba ben organik buğday yetiştirmek istiyorum, bunu nasıl yapabilirim. Ayrıca bu buğdayı nasıl ve nereye pazarlarım bilginiz var mı?
CEVAP: Sayın Can, bu konuda size Tarım İl Müdürlükleri gerekli bilgiyi verebilir. Lütfen oradaki yetkililerle temasa geçiniz, selamlar...
BANA YAZIN! Çevre ve tabiatla ilgili her türlü sorunuzu
bana iletebilirsiniz. "Güzel bir dünya" için
bu sayfaya siz de katkıda bulunun.
Haydi e-mail ve mektuplarınızı bekliyorum...
Yazışma Adresi: 29 Ekim Caddesi No: 23 34197 Yenibosna/İSTANBUL
e-mail: ediz.hun@tg.com.tr