EDİZ HUN'LA YEŞİL SAYFA Her şeyi devletten beklememek lazım ama biz yine de belediyelerimizin yaşanabilir kentler oluşturmada daha çok çalışmalarını istiyoruz. Bisiklet yollarımız hiç yok, artık bisiklet parkurları ana yollara da yapılmalıdır.
Sevgili okurlar, geçen hafta sizlere "Devletçe Uygulanması Gereken Çevre Politikaları"ndan bahsetmiştim. Bu hafta ise Belediyelerimizce Alınması Gereken Çevresel Önlemlerin kısa bir özetini sunuyorum. Ancak şu hususu belirtmemde fayda var; birçok panel, sempozyum ve toplantıda beraber olduğum Belediyelerimizin çeşitli ünitelerinde önemli görevlerde bulunan çok bilgili ve yetenek sahibi gençlerle tanıştım. Onların gayretli çalışmaları yarınlarımızın umut kaynağını oluşturuyor.
Aşağıda sıralayacağım yöntemlerin belki de bir çoğu tatbik edilmektedir. Ama bazı eksiklikler olduğu hissiyatı içinde tekrar hatırlatmakta fayda görmekteyim. Beni bağışlasınlar...
Büyükşehir Belediyelerince alınması gereken önlemler:
>> Sağlıklı kentleşmeye önem verilerek, sanayi bölgelerine doğru yer seçimi sağlanmalıdır.
>> Belediyelerdeki temizlik personeline hijyen ve çevre eğitimi verilmesi mecburiyeti getirilmelidir.
>> Mevcut çöplüklerin rehabilite edilmesi ve açık sahalarda çöp depolanmasına son verilmesi gerekmektedir. Çöp Deponi alanları olarak orman içi ve koru bölgeleri kullanılmamalıdır.
>> Kömür ve fueloil kullanan mesken ve iş yerlerinin bacalarına filtrasyon mekanizması mecburi kılınmalıdır.
EVLERDE RENK UYUMU SAĞLANMALI
>> Düzensiz yapılaşma süratle durdurulmalı ve gelişigüzel bina dış cephe renkleri yerine, mesela İngiltere'de olduğu gibi birkaç renk kriterine karar verilmelidir.
>> Isınma için bölgenin fiziksel özelliklerine göre jeotermal, güneş ve doğal gaz gibi alternatif kaynakların kullanımına öncelik verilmelidir.
>> Şehirlerde son derece zehirli kimyasal, biyolojik ve radyoaktif hastane atıklarına kat'i çözüm getirilmelidir.
>> Engelli vatandaşlarımız için ana arterlerarası yollardaki ulaşım sistemleri yaygınlaştırılmalıdır.
>> Yalnız "biyolojik arıtma" yerine, fizikomekanik, kimyasal, filtrasyon ve santrifüj sistemlerini kapsayan komple tesisler tercih edilmelidir.
>> Kıyı kuşaklarımızın korunması ve ıslahı projeleri hazırlanmalıdır. Önce "arıtma tesislerinin kurulması", daha sonra fabrikaların işletmeye açılması prensibi benimsenmelidir.
>> Çevre Kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesi çalışmalarında Destek Personel adı altında Çevre Teknikeri ve Çevre Zabıtası yetiştirilmesi programları oluşturulmalıdır.
>> Göl ve nehirlerden hidrolojik dengeyi bozacak düzeyde sulama yapılmasının önlenmesi amacıyla yasal düzenlemeler getirilmelidir.
>> Petrokimya, kimya, çimento fabrikaları, fosfat prodüksiyonları, sülfat, sülfit selüloz işleyen fabrikalar iskan edilmiş bölgelerden uzaklaştırılmalı ve çağdaş arıtma üniteleri bu tesislere zorunlu kılınmalıdır.
>> Yavrularımıza çevre sevgisini aşılayan cazip ve etkileyici kısa metraj filmler, ana okullarından itibaren gösterilecek şekilde hazırlanmalıdır.
SOKAKTA MÜZİK SESİNDEN GEÇİLMİYOR
>> Trafikte motosikletlerin gelişigüzel istedikleri sokağa girmeleri önlenmeli, trafik işaret ve levhalarına uymaları sağlanmalıdır. Kask kullanımı ve ehliyet kontrolleri sıklaştırılmalıdır. Bisiklet yollarımız hiç yok, artık bisiklet parkurları ana yollara da yapılmalıdır.
>> Gürültü Kirliliği yasası hükmünce klakson yasağı getirilmeli, CD ve kaset satışı gibi müzikle ilgili faaliyet gösteren iş yerlerinde ses'lerin sokağa yansıması önlenerek, kulaklıkla dinleme mecburiyeti getirilmelidir. Eğlence yerlerini de bunlara eklemek gerekir. Artık alışveriş merkezlerinde bile son ses müzikler, arabalarda herkesin kulağında MP3'ler geziniyor. Yüksek sesli müzik insan sağlığına da çok zararlı.
>> 15 milyonu çoktan geçmiş İstanbul'da kişi başına düşen 2-2.5 metrekarelik Yeşil Alanın süratle 40 metrekareye çıkarılması planlanmalıdır (İsviçre'de 50, İsveç'te 80 metrekaredir). Diğer kentlerimiz de aynı şekilde.
Hepinize kentlerimizde sağlık ve huzur dolu günler dileyerek, saygılarımı sunuyorum. Esen kalın.
Başkan gençleri bisiklete teşvik etti
Bursa'da tophane surları önünde bir araya gelen bisikletçiler, "Suyumuzun, enerjimizin, ülkemizin geleceği sizlerin ellerinde" sloganıyla gençlere mesaj için Mudanya'ya kadar pedal çevirdi. Etkinliğe katılan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, çevreye sahip çıkmanın geleceğe sahip çıkmak anlamına geleceğini ifade ederek, "Bisikletle yapılan bu etkinlik çok anlamlı. Çünkü bisiklet, dünyada çevreyi kirletmeyen tek ulaşım aracı" dedi.
Maldivler'de Bakanlar Kurulu sulara gömülmeyi bekleyen 1200 ada için okyanusun altında toplanıyor
Bembeyaz kumsalları, palmiye ağaçları ve biyolojik çeşitliliğiyle dünyanın en önemli turizm cennetlerinden biri olan Maldiv Adaları, iklim değişikliği sebebiyle sular altında kalma riski altında. 1200 adadan oluşan 350 bin nüfuslu ada ülkesinin Cumhurbaşkanı Muhammed Naşid, bu duruma dikkat çekmek için 14 bakanın katılacağı kabine toplantısını Hint Okyanusu'nun 6 metre derinliğinde gerçekleştirecek. 17 Ekimde yapılacak toplantıda, bakanlar el işaretleriyle anlaşacak.
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ:
Çöpleri toplamak için harcadığımız 1 milyarı yarı yarıya indirebiliriz
AK Parti Hatay Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Başkanvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Türkiye'de yıllık çöp toplama maliyetinin 1 milyar lira olduğunu belirterek, çöplerin tekniğine ve teknolojisine uygun olarak toplanması durumunda bu maliyetin 500 milyon liraya düşeceğini söyledi. Öztürk, bu konuda hazırladığı raporunda şu görüşlere yer verdi: "Ambalaj ve inşaat-yıkıntı atıkları kaynakta ayrı toplanmalı. Belediyeler bu tür atıklar için 'Alo Moloz' hattı kurmalı. Organik atık oluşumu en aza indirilmeli, sebze-meyveleri ıslatmadan kullanmalıyız. Avrupa'da cadde, sokak ve meydanlarda ambalaj atığı toplama kumbaraları bulunurken, ülkemizde ise çöpler 'vahşi' olarak toplanmaktadır." >Yücel Kayaoğlu

Şişme savak projesi sayesinde Bafa'da kuş ve balıklar arttı
Bafa Gölü'nde hayata geçirilen "şişme savak projesi" sayesinde göldeki balık ve kuş çeşitliliğinde artış yaşandı. Devlet Su İşleri (DSİ) 21. Bölge Müdürü Halil İbrahim İndap, 2003 yılında başladıkları çalışma kapsamında, her yıl yağışlı sezonda temiz suyu Bafa Gölüne vermek suretiyle gölü yıkayıp, tuzluluğunu azalttıklarını söyledi. Türkiye'de ilk, dünyada ise 10 çalışma arasında yer alan proje ile Bafa Gölü'ne 20 milyon metreküp su verdiklerini anlatan İndap, "Gölü adeta yıkıyoruz. Şuanda bu su bir taraftan giriyor diğer taraftan çıkıyor. Göl çevresinde bulunan zeytin yağı fabrikaları ile köylerin neden olduğu kirlilik de önlense büyük bir problem ortadan kalkacak" dedi.
Okullarını temiz tuttular, beyaz bayrağı kaptılar
Çevre bilincini geliştirmek amacıyla Milli Eğitim, Sağlık ile Çevre ve Orman bakanlıkları tarafından geçtiğimiz yıllarda Türkiye'nin dört bir yanında teşvik edilen "Beyaz Bayrak" uygulaması Trabzon'daki okullarda da büyük ilgi gördü. 5 okula "Beyaz Bayrak"ın verildiği Yol İş Sendikası İlköğretim Okulu'ndaki törende Beyaz Bayrağı, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ali Köse'nin elinden teslim alan Okul Müdürü Celal Sağır, temiz çevre bilincine yönelik yapılan projelere her kesimden destek beklediklerini söyledi. Trabzon'da "Beyaz Bayrak"a layık görülen diğer okullar: İmam Hatip Lisesi, Çimenli İlköğretim Okulu, Temel Yaşar Çoruh.
SİZDEN GELENLER Meyve ve sebzeleri şimdi kurutup kış aylarında tüketelim
Eskiden büyüklerimiz yaz ve bahar aylarında, sebze ve meyveleri kışın tüketmek üzere bir güzel güneşte kurutup muhafaza ederlerdi. Böylelikle hem organik ve besin değeri kaybolmamış şifa kaynağı yiyecek temin ederlerdi ve hem de büyük bir ekonomik kazanç sağlarlardı. Şimdilerde ne olduysa bu güzel geleneğimiz kayboldu. Peki diyeceksiniz ki bu devirde nerden bulacağız organik ürünleri ve nasıl kurutacağız? Çok basit... Hepimiz bir şekilde tatile çıkıyoruz, ister memleketimize ister sahil kentine fark etmez. Deniz kenarına gidenler şöyle bir etraflarına bakarlarsa özellikte Akdeniz'de her türlü ürüne ulaşmak çok kolay. Kentlerde yaşayanlar, köylerden veya sebze meyve haline gidip örneğin 4 kişilik bir aile için; 20'şer kilo elma, armut, üzüm, kayısı, erik, dut, pişot, kuş burnu, vişne v.s, sebze ve baharat bitkisi olarak da nane, ıhlamur, kekik, maydanoz, reyhan domates, isot, ısırgan otu, mayıs papatyası v.s ürünleri alıp kurutabilirler. Bunlardan kış aylarında komposto, çayı, şurup ve leziz sebze yemekleri yaparak afiyetle yiyebilirsiniz. Böylelikle hem tarım ekonomisi canlanır hem de sağlıklı yaşamak için suni ürünlerden zarar görmeyiz. > Ahmet Türker
Yazışma Adresi: 29 Ekim Caddesi No: 23 34197 Yenibosna/İSTANBUL
e-mail: ediz.hun@tg.com.tr