CSKA maçından sonra Zico'ya, "çırak" ya da "kalfa" diyen taşa takılır, muz kabuğuna basar. Brezilyalı teknik adam ne gerekiyorsa onu yaparak 1 puanı kurtaran isim oldu. Sahada kendini kaybeden Edu'yu, kırmızı kart görmesine ramak kalmış Lugano'yu ve sadece top toplayıcıyı oynayan Deniz'i oyundan çıkararak çırak değil, usta olduğunu herkese gösterdi. Mourinho da olsa aynı değişiklikleri yapardı. Ancak takımdaki golcü sıkıntısı bir türlü çözülemiyor. Milyon dolarlık F.Bahçe'nin yedek kulübesinde forvet yoktu. "Nöbetçi golcü" Semih'in sakatlığı dolayısıyla İstanbul'da kalması Zico'yu Kezman'a mahkum etmişti. 85. dakikada maçtaki tek pozisyonuna giriyorsun! Sora olsa, "Kardeş ne iş yapıyorsun?" diye, "Forvetim" diyeceksin. Yok yaa... Sen forvet filan değilsin arkadaş! "Pozisyona giremiyorum" diye ağlıyorsun, girince de bozuk para gibi harcıyorsun! Tabii Zico'nun bu durumda yapacak çok fazla şeyi yok. Sorumlu, sezon başında herkes, "Bu takıma golcü lazım" derken kulaklarını kapayan F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dır. Kiminle ilgilendiyseler ellerinde kaldı. Ya oyuncular gelmek istemedi ya da fiyatları pahalı geldi. Her fırsatını bulduğunda, "Fenerium şu kadar kâr ediyor, Fenerbahçekart satışları 100 bine dayandı" diyerek böbürlenen Yıldırım, paraya kıyıp da takımın en büyük ihtiyacı olan golcüyü transfer etmedi. Sayın Yıldırım, sen golcüyü al, parasını fedakâr, cefakâr F.Bahçe taraftarı öder. Forma satıyorsan, kart satıyorsan, taraftarın etinden, sütünden faydalanıyorsan gerekeni yapacaksın. Şampiyonlar Ligi'nde iki maçta 4 puan kazanarak grubun liderliğine yükselen sarı-lacivertliler, alınacak iyi bir forvetle Avrupa'da uçar. Ama bir şartla... Başkan Yıldırım cebindeki akrebi Fenerium'da uygun bir fiyata satacak! Bizim çocuklarımız "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya." Necip Fazıl Üstâdın bu dizesi F.Bahçe'nin yedek oyuncularının isyanını çok iyi anlatıyor. Takımdaki Türk oyuncular sahipsiz, sevgisiz, moralsiz... İşin garibi, bundan ne yönetimin ne de Zico'nun haberi var. Kadroya dahi giremeyen yedek oyuncular, cafelerde buluşup dertleşiyor, Zico'yu eleştiriyor. En büyük sorunlarıysa, "Türk olmak." Zico'nun Türk oyuncuları görmediğini, ikinci sınıf futbolcu muamelesi yaptığını söylüyorlar. Bunların hepsi iddia... Ama gerçekten böyle bir şey varsa ayıptır, günahtır. Yabancı yabancı diye tutturan F.Bahçe yönetimi, farkında olmadan takımda böyle bir hava oluşturdu. Burada en büyük görev İdari Menajer Volkan Ballı'ya düşüyor. Ballı'yı çok iyi tanırım. Futbolcular arasında kimseye ayrıcalık yapmaz, onları anlar, her işlerine koşar. Hadi Ballı, Samandıra'da şöyle bir etrafına bak, küskünleri hemen fark edeceksin. Kaybetmeyelim bu çocukları...