Hiç kimse şaşırmadı bu maçın sonucuna... Başkanından, futbolcusuna, gazetecisinden, sokaktaki adama kadar herkes biliyordu F.Bahçe'nin yenileceğini... Sarılacivertli takımın oyuncuları bile, "Bari fark yemeyelim" düşüncesindeydi. Arsenal, genç, dinamik ve çok iyi kontratağa kalkan bir ekip... Hızlı oynuyorlar, çabuk çoğalıyorlar. Ağır F.Bahçe defansı karşısında çok kolay pozisyonlar buldular. Şampiyonlar Ligi maçlarında takımını yakmayı alışkanlık haline getiren Edu, dün gece yine sahnedeydi. Brezilyalı futbolcunun yenilen tüm gollerde hatası vardı. Bu kadar çok savunma ağırlıklı bir kadroyla sahaya çıkan ve rakibe bu kadar pozisyon veren başka bir takım yoktur her halde. Arsenal, Fabregas, Walcott ve Adebayor'un adam eksiltme özelliğini iyi kullanarak, rahat bir şekilde sonuca gitti. Böylesine önemli bir maçta İngiliz futbolunu en iyi bilen Kazım'ın kadroya alınmamasına çok şaşırdım. Galiba Aragones kendini kovdurmayı kafasına koymuş!.. *** F.Bahçe'de Güiza hareketli bir futbol ortaya koymasına rağmen, önemli gol pozisyonlarını bozuk para gibi harcadı. Kimse Güiza'dan pres yapmasını, top çalmasını beklemiyor. Gol atmasını bekliyor. Dün gece zamanlama hatası yüzünden ofsayt rekoru kırdı. Biraz daha dikkatli olsa fark bu kadar açılmazdı. *** Kendine güvenini yitirmiş, silik bir futbol ortaya koyan F.Bahçe, Şampiyonlar Ligi'ne bence veda etti. Ama daha büyük bir sorun kapıda. Hedefsizlik... Takımın bu hallere düşmesinin, averaj takımı olmasının sorumlusu F.Bahçe Yönetimi'dir. Gerekli transferleri yapmayan, yanlışta ısrar eden ve futbolu çok iyi bildiğini iddia eden Aziz Yıldırım, artık misyonunu tamamladı. Bunu sadece bir taraftar grubu değil, tabelaya yansıyan skorlar da söylüyor. Tabii anlayana...