Neredeyse her gün gazetelerde okuyorsunuz. Başlıklar düne kadar aynıydı; "Fener-Ulusoy savaşı..." Ama dün okuduklarıma inanamadım. Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, "F.Bahçe beni kıskanıyor" demiş. Sarı-lacivertli yönetim hemen ardından cevabı yapıştırmış, "Bu açıklamalar başkanın ağırlığına yakışmıyor." Yahu koskoca Futbol Federasyonu Başkanı böyle bir açıklama yapar mı? Kıskanmanın sözlük anlamına baktım; "Sevgide veya kendisiyle ilgili şeylerde bir başkasının ortaklığına, üstün durumda görünmesine dayanamamak" yazıyor. Sayın Ulusoy, F.Bahçe seni neden kıskansın? Türk futbolunun lokomotifi, 100 yıllık camia, gittiği kente bereket getiren ve 25 milyon taraftarı olan F.Bahçe, senin neyine imrensin? Ha, "Ben F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dan daha yakışıklı ve boylu bosluyum. Bu yüzden beni kıskanıyorlar" dersen onu bilmem. Güzellik göreceli... Ama bir gerçek var ki; kıskanılacak olan taraf F.Bahçe'dir. Avrupa'da dolu dizgin giden, tesisleri mükemmel, ekonomisi belli bir düzeyde olan sarı-lacivertliler, gerçekten kıskanılacak, imrenilecek bir durumdadır. UEFA Başkanı Platini, Türkiye'ye geldiğinde bir tek F.Bahçe Spor Kulübü'nü ziyaret etmiştir. Dünya kulübü olma yolunda hızla ilerleyen F.Bahçe, Roberto Carlos transferiyle herkesin imrendiği bir kulüp olmuştur. Ben federasyon başkanı ya da kulüp başkanı olsam, F.Bahçe'yi kıskanırdım. Kıskanırdım ki; yönettiğim kurumu F.Bahçe seviyesine getireyim. Bu kıskançlık beni kamçılasın. Herkes Ulusoy'dan Türk futbolunu bir yerlere getirmesini beklerken, onun bu şekilde kahve ağzıyla konuşması hiç yakışık almıyor. Şunu unutmayın Sayın Ulusoy, F.Bahçe, kimseyi kıskanmaz, kıskandırır. Vederson-Yasin neden yok? F.Bahçeli devşirme Vederson son haftalarda oynadığı futbolla sarı-lacivertlilerin Avrupa arenasında ilerlemesine büyük katkı yapıyor. Cumartesi günü Norveç karşısına olmazsa olmaz maçına çıkacak olan Milli Takımımızın kadrosuna baktım, Vederson yok. Fatih Hocanın F.Bahçe takıntısı bir türlü bitmiyor. Milli Takım'ın çok iyi bir sol açığı olsa bir şey demeyeceğim. Ama yok. 2000 yılında G.Saray UEFA Şampiyonu olduğu zamanlarda Milli Takım'ın iskeletini sarı-kırmızılı futbolcular oluşturuyordu. Bundan daha normal bir şey yok. Peki şimdi Avrupa'da fırtına gibi esen F.Bahçe, neden Milli Takım'a bu kadar az oyuncu veriyor? Terim, savunmayı bu haftaya kadar Liverpool'dan 8 yiyen Beşiktaş defans oyuncularından kuruyordu. Nerde akıl, nerde mantık? Vederson ve Yasin Milli Takım'ı çoktan hak etmiştir. Ama sanırım milli olabilmek için sadece hak etmek yetmiyor. Ne dersiniz?