Bir tarafta 26 yıllık Türkiye Kupası hasretini bitirmek isteyen F.Bahçe, öte yanda Leverkusen ayıbını temizlemek isteyen G.Saray... İki takımı, kalecisinden forvetine bir teraziye koysanız, her alanda F.Bahçe ağır basar. Maçın başlamasıyla birlikte G.Saray saldırmaya başladı. Sanki Feldkamp, futbolcuları bütün hafta karanlık bir odada hapsetmiş, maç saati bırakmıştı. Her pozisyonda 3 sarı-kırmızılı futbolcu topa basıyor, F.Bahçe'nin milyon dolarlık kramponlarına top yapma izni vermiyordu. Nitekim baskının neticesinde de Hakan Şükür'ün golü geldi. F.Bahçeli oyuncular "şaşkın ördek" gibi ne yapacağını bilemez halde G.Saray ataklarını savuşturmaya çalıştı. İlk yarı boyunca bir kez olsun rakip kaleye gidemeyen F.Bahçe, zaman zaman ceza alanına yakın bölgelerden serbest vuruşlarla etkili olmaya çalıştı. Maçın hakemi Cüneyt Çakır'ı seyredince Merkez Hakem Kurulu'nun neden büyük maçlara sürekli Fırat Aydınus'u verdiğini anladım. Ortam sakin, futbolcular iyi niyetli, her şey mükemmel gidiyor. Ama Cüneyt Çakır saçma sapan bir otorite sevdasına düşmüş, önüne gelene kart gösteriyor. Böyle şey olmaz. Hakem dediğin sadece "hakim" değil, idareci de olacak. *** Sürekli rakiple, hakemle uğraşan Lugano, sonunda kırmızı kart görerek bilme kaçıncı kez takımını 10 kişi bıraktı. F.Bahçe'de bir otorite yok mu, bu adama dur diyecek?... Böylesine önemli bir maçta yaptığı affedilir gibi değil. G.Saray'da Arda yıldızlaşırken, F.Bahçe'nin çok şeyler beklediği Alex'i sadece serbest vuruşlar ve kornerlerde görebildik. Madem takımın yıldızısın, böyle büyük karşılaşmalarda maça ağırlığını koyacaksın... *** Her maç için söylenen "3 ihtimal" durumu dün gece F.Bahçe için geçerli değildi. Çünkü 3 ihtimalin ikisi (galibiyet ve gollü beraberlik) sarı-lacivertlilere yarıyordu. İkinci yarı her şeyi göze alan Zico, Selçuk'u oyundan alarak yerine Semih'i aldı. Bu değişiklik F.Bahçe'yi hareketlendirdi. Nitekim Gökhan'ın füzesi Ali Sami Yen'deki bayram havasını bitirdi. 10 kişi olmasına rağmen maçı beraberliğe getiren F.Bahçe'nin süngüsü, Cüneyt Çakır'ın Gökhan'a gösterdiği anlamsız, kasıtlı ve aptalca kırmızı kartla iyice düştü. Bir takım ancak bu kadar ezilebilir. Çakır'ın üzerinde bir tek G.Saray forması eksikti. Ayıptır, yazıktır, günahtır... *** Dünya derbisi denilen karşılaşma hayatım boyunca izlediğim en kötü maç oldu. G.Saray hakem kararıyla bir üst tura geçerken, F.Bahçe'nin kupa hasreti devam etti. Geçen sezon, "Türkiye Kupası'na PAF takımıyla katılacağız" diyen F.Bahçe Yönetimi, bu sözünün arkasında durmalıdır. Bu kupa sadece moral bozuyor. Olsa da olur olmasa da...