Halep, Halep olalı...

A -
A +

Sabahın köründe yollara düştük... Eee ne de olsa Başbakan Tayyip Erdoğan'la aynı uçakta, yan yana, diz dize Halep'e gidecektik. ANA uçağına bindiğimde bir şey fark ettim. Sürekli siyasi konuların konuşulduğu uçakta bu kez muhabbetin konusu spordu. O anlı şanlı siyasi köşe yazarları yine uçaktaydı ama bu kez Rıdvan Dilmen, Hakan Ünsal, Osman Tamburacı ve bendeniz de oradaydık. Yerden bilmem kaç bin metre yüksekte bir görevli gelerek, "Sayın Başbakan sizi bekliyor" dedi. Meğer adet böyleymiş. Hem siyasi köşe yazarları hem de spor yazarları sıkış tepiş kurulduk Başbakan'ın eteğine... Başbakanlık Tayip Erdoğan'a gerçekten çok yakışıyor. Boylu, poslu, karizmatik ve ağırbaşlı... Anlı şanlı köşe yazarlarımız seyahatin amacını unutup yine siyasi sorular sormaya başladılar Başbakan'a... Sayın Başbakan her soruya aynı ses tonuyla ve nazikçe cevap verdi. Sonra Tamburacı Ağabey atılarak nihayet konuyu spora getirdi, biz de rahatladık. Bu arada uçakta bulunan neredeyse bütün gazetecilerin G.Saraylı ve Beşiktaşlı olduğu ortaya çıktı. Rıdvan Dilmen ve ben hariç tabii... Başbakanımız da aramıza katılınca bir anda 3 Fenerli oluverdik. Ve ağır bastığımız için de konu F.Bahçe'ye geldi. "Bir gün bu uçağın yönü Avrupa'ya dönecek. F.Bahçe bir gün mutlaka Avrupa şampiyonu olacak. Buna yürekten inanıyorum" dedi Başbakan...G.Saray'ın stat projesinden de uzun uzun bahsetti. "F.Bahçe bu sezon şampiyon olur mu?" diye sordum. Cevabı müthişti, - Bir hocam vardı. Bana matematiksel olarak her şey bitmeden kesin olarak konuşma derdi. Ligin bitmesine daha 8 hafta var. Dolayısıyla diğer takımlarında matematiksel olarak şansları devam ediyor. Kesin konuşmak olmaz... Uçak Halep'in üzerine geldiğinde hepimiz koltuklarımıza döndük. Camdan dışarı bakarken sanki 1980'lerin Türkiye'sini gördüm. Hava sıcak, trafik berbat, her yerde F.Bahçe, G.Saray formalı insanlar var. Gaziantep'ten, Hatay'dan, Şanlıurfa'dan koşmuş gelmişler F.Bahçe'yi görmeye... Halep Stadı gerçekten mükemmel bir stat. Bırakın Türkiye'yi, Avrupa'da bile böylesine rastlamak zor. Yapım aşaması tam 26 yıl sürmüş. Hatta Halep'te yaşayan bir yetkili, "Bu stadın inşaatına başlanırken Zico Brezilya Milli Takımı'nda oynuyordu. O zaman Suriyeli yetkililer Brezilya Milli Takımı'nı getirerek stadın açılışın yapmayı planlıyordu. Ama ancak Zico'nun teknik adamlığına kısmet oldu" diyerek bir espri yaptı. Stat 75 bin kişilik ve tıklım tıklım dolu. Binlerce insanın da dışarıda kaldığını öğrendik. Tribünlere göz gezdiriyorum sanki Kadıköy'deyim. Her yer sarı-lacivert. Hatta Saracoğ'lu'nun kale arkasının haylaz çocuğu Genç Fenerbahçeliler bile burada. F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım bir çocuk gibi mutlu ve heyecanlı. Takımının Suriye'ye davet edilmesinin gururunu yaşıyor. Yönetim Kurulu da tam takım tribünde yerlerini almış. İkinci Başkan Nihat Özdemir kaptırmış kendini, elindeki Türk ve Suriye bayraklarını sallıyor. Al İttihad Suriye'nin en çok taraftarı olan kulübüymüş. Şu anda ligde ikinci sıradalar. İki takımın futbolcuları sahaya çıkıyor, yer-gök inliyor. İşte F.Bahçe'ye de bu yakıştırdı. Teşekkürler Sayın Recep Tayyip Erdoğan... Teşekkürler Sayın Aziz Yıldırım... Hâlâ maçla ilgili bir şeyler yazacağımı sanıyorsanız, boşuna bekliyorsunuz. Maç kimin umurunda? Yaşanan tarihe güne bakın ve bunun keyfini çıkarın Fenerbahçeliler!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.