Sıktı artık!

A -
A +

Evet evet, Tümer'den bahsediyorum! Medyada oynadığı futbolla değil, yaptığı küstahlıklarıyla yer alan Tümer'den... Hani şu ağzında sigarayla gazetelerde çarşaf çarşaf resimleri çıkan, askere gitmemek için her türlü dansözlüğü yapan Fenerbahçe'nin futbolcusundan... Avusturya kampında; gazetecilerle, taraftarlarla, takım arkadaşlarıyla, malzemecilerle bile anlaşamayan bir adamın ne işi var? Geçen sezonu askerlikten yırtmak için Yunanistan'ın dandik bir takımında geçiren Tümer, yaptığı küstahlıklarla artık çizmeyi aştı. Unutmadan söyleyeyim Tümer, askere gitmemenin başka yolları da var! Takımda onu sevmeyen sayısı, sevenlerin üç katı fazla... Taraftar onu bir türlü kabullenemedi. Yıllarca top koşturduğu Beşiktaş ona sırtını çevirdi. Avrupa Şampiyonası kadrosunda, "Fatih Terim kontenjanından" yer aldı. Yaptığı, ettiği ortada... Fenerbahçe formasıyla kazandırdığı bir tane maç yok. Kulübenin ve gece hayatının gediklisi! Türk futbolu böyle futbolcuları çok gördü. Özel hayatına dikkat etmeyen, barda, sazda gazetecilere yakalanınca kavga eden, 35 yaşında sigarayı ağzından düşürmeyen oyuncuların ne hallere düştüklerini çok iyi biliyoruz. Atatürk'ün, "Zeki, çevik ve ahlaklı" tanımlarından hiçbirine uymayan bu adamın, 101 yıllık köklü bir geçmişe sahip Fenerbahçe'de ne işi var? Kime örnek olacak, takımda nasıl ağabeylik yapacak, Fenerbahçe'ye ne verecek? Ben cevaplayayım; Hiçbir şey... Mangalda kül bırakmayan, herkesi "pırasa gibi doğrayan", her şeyi Fenerbahçe'nin menfaatleri doğrultusunda yapan Başkan Aziz Yıldırım'ın bu işe bir an önce el koyması gerekiyor. Fenerbahçe'yi hem basında hem de taraftarın gözünde antipatik gösteren Tümer'e, kapıyı göstermek en akıllıca iş olacaktır. Cebine de bir paket sigara koyarak... Çİfte standart Rıdvan Dilmen yazmış, "Fenerbahçe muhabirlerinin her kamp zamanı aynı haberleri yazmalarından sıkıldım" diye... Alaattin Ağabey (Metin) cevap vermiş köşesinden, "Rıdvan Dilmen gazetelerdeki kamp raporlarından sıkılmış. Futbolcuların kilo vermeleri, hocaların sert, disiplinli olmalarını gazetecilerin yazmamasını istemiş. O zaman sen gel, idmanları takip et. Bu işi bu kadar çok biliyorsan, niye az paraya yorumculuk yapıyorsun. Al bir takımı çalıştır, daha çok para kazan. Oturduğun yerden sallamak kolay..." Alaattin Ağabey haklı tabii. Ama bir şeyi söylemeden geçemeyeceğim. Maçlarda takımın otelinde kalan, deplasmanlara takımın uçağıyla giden ve Başkan Yıldırım'ın yakın arkadaşı olan Metin'in işi diğer gazeteci arkadaşlara oranla daha kolay! Bütün muhabirler haber yapacağım diye tırmalarken, haber Alaattin Metin'in ayağına geliyor. Peki, burada bir çifte standart yok mu Alaattin Ağabey?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.