Aynı tas aynı hamam

A -
A +

İstanbul 2012 Avrupa Spor Başkenti ve 2020 Olimpiyatlarına aday ülke dimi? Bundan tam 74 yıl önce merhum üstat Eşref Şefik bakın neler demiş; "Bizde birinci sınıf futbolcu, birinci sınıf boksör, birinci sınıf atlet çok yetişmiyor. Bu yüzden beynelmilel derecemizi bir türlü birinci sınıfa çıkaramıyoruz. Bu azlığın birçok sebepleri arasında bir de baş sebep var. Genç yaşta başlanması icap eden sporlara bir hayli geç giriyoruz. 20 seneden beri modası geçmiş nazariyelerin peşinde sürüklenmekteyiz. Bugün Avrupa'nın ekseri memleketlerinde hastaları tedavi için yaptırılan kolları kaldırıp indirmek veya gövdeyi sağa sola bükmekle spora elverişli bir gençlik kalabalığı temin edeceğimizi ümit etmekteyiz. Yaşları 18-20'yi bulmamış gençlerin spor yapmalarını hâlâ mühim hatalardan biri olarak telakki ediyoruz. Avrupa gazetelerinde resimlerini, yazılarını gördükçe kendi kendime gülerim. Almanya'da 12 yaşında çocuklar en sert sporlar arasında saydığımız boksu çatır çutur yapıyorlar. İngiliz mekteplerinin birçoğunda futbol ve boks dersleri muntazam veriliyor ve maçlar yapılıyor. Amerika hakeza... Acaba bu milletlerin mütehassısları, sıhhat vekaletleri, doktorları yok mu?.. O çağdaki çocukların öyle sporlar yüzünden mahvolacaklarını Maarif vekaletine bildirmiyorlar mı?... Bizim gençlik namına cinayet zannettiğimiz o işlere Frenklerin neden göz yumduklarını; hatta teşvik ettiklerini düşünmüyoruz. Birinci sınıf bir sporcunun yetişme kıvama gelme müddeti 4-5 senedir. Ondan sonra rekorlar ve şampiyonluk derecelerine varmak üzere bir o kadar zaman lazımdır. Bizim sporumuz kısadır. İşe 22 yaşlarında başlarsak 32'sinde mi beynelmilel şampiyonlar arasına gireceğiz? Otuzunu aşmışlar arasından temsili takımlarda yer alabilecek kadar mukavemeti olan sporcumuzu bugüne hatırlayamıyorum. Şu halde bu deveyi gütmeli, ya da bu diyardan gitmeliyiz. Yani beynelmilel birincilikler istememeliyiz. Yahut istersek gövdeyi öyle sağa sola bükme diyarını terk etmeliyiz." Evet, zamanında büyüklerimiz hep dermiş "ağaç yaşken eğilir" diye boşuna değil, bu genç nüfusumuzu spora yönlendirmek ve eğitim kurumlarının bu konuya destek vermeleri şart, ancak bu, bilinçle olur. Yoksa bu spor dallarında devşirme sporculardan oluşan menşeyi belli olmayan sporcular cenneti olarak kalırız... ..... Eşref Şefik Atabey (1894-1980 İstanbul): Siyasal Bilgiler eğitimi için gittiği Paris'te boks sporuyla ilgilendi. İlk boks yönetmeliğini hazırladı. 1924-1928 yılları arasında Boks Federasyonu Başkanlığı görevine getirildi ve bu sporun Türkiye'de yerleşip gelişmesi konusunda yoğun hizmetler verdi. İstanbul Radyosu'nun kurulması için çalıştı ve Türkiye radyolarının ilk spikerlerinden biri oldu. 1934 yılında ilk futbol naklen yayınında da spiker olarak görev aldı. 1945 yılından sonra spor spikerliğine geçti. Balıkçılık konusunda sohbetleri, güreş konusunda ise "Tarihi Türk Güreşçileri" ve "Güreş Tarihinin Unutulmaz Yaprakları, Baş Pehlivanların Baş Güreşleri" isimli eserleri vardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.