DPÜ'de iki gün...

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı değerli hocamız Prof. Dr. Mustafa Arslan geçen hafta beni telefonla aradı. Türk Reklam Tarihi üzerine bir konferans ve Türk afiş ve grafik tasarımının öncülerinden İhap Hulusi Görey Koleksiyonumdan örnekler içeren bir de sergi yapmamı rica etmişti. Ben de bu davete hemen icabet edip, onur verici bu çağrıya zevkle olur demiştim. Yeditepe Üniversitesinde Görsel İletişim ve Tasarım bölümü son sınıfta okuyan meslektaş oğul Tankut ile perşembe akşamı Bloomberg HT'deki "Reklamarkası" programımdan hemen sonra yola revan olduk. Yoğun bir yağış altında geçen 4 saat sonunda Kütahya il sınırına girmiştik. Değerli dekanımız bizi şehir girişinde karşılayıp konaklayacağımız tarihi "Ispartalılar Konağı"na kadar eşlik etti. Kısa bir sohbetten sonra yoğun geçecek ertesi gün için dinlenmeye çekildik... Evet gün ağarmış, tepelerine kar düşmüş bir Kütahya ki; Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden biri. Sırasıyla Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Makedonya, Bitinya ve Bergama Krallıklarının hakimiyetinde kalmış, daha sonraları Roma, ardından Bizans İmparatorluklarının uhdesine girmişti. Ta ki 1071 Malazgirt Muhaberesi'nin ardından?1074'de?Anadolu Selçuklu Devleti'nin ilk hükümdarı Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın kardeşi?Melik Mansur şehri fethedip, devletin "Uç Şehir"i olana dek. Osmanlılar zamanında ise şehir "Sancak Merkezi"dir.?Yıl 1919... Milli Mücadele yıllarında ise şehirde kurulan Kuvayi-Milliye başarılı faaliyetleri ile bağımsızlığımızın kazanılmasında önemli yer tutar. Şimdi ise bu zengin tarihten görebildiklerim; Ulu Cami, tarihî birkaç konak, meşhur kalesi, gürül gürül akan çeşmeleri ile bu sene 20. yılını kutlayan Türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip iki yerleşkesiyle "DPÜ" var... Evet, güne DPÜ/Güzel Sanatlar Grafik Bölümünde başladık. Başta dekanımız Prof. Dr. Mustafa Arslan olmak üzere bölüm başkanı Doç. Dr. Levent Merçin, Yrd. Doç. Dr. Mahmut Ayhan ve Resim Bölümü başkanı Doç. Dr. Lale Altınkurt'un misafirperverlikleri, mesleki aşkları ve çalışkanlıkları yadsınamaz. Konferans salonunda büyük bir katılım ve sinerjiyle yeni nesli "Türk reklamcılığının Cumhuriyet öncesi/sonrasıyla buluşturmanın ve sonrasında sergi ile bütünleşmenin mutluluğunu, akademik kadrodan öğrencilerine kadar yaşadık. Mesleğine/sektörüne gönül veren, saygı duyan yetkin kişilerin kesinlikle ülkemizin neresinde olursa olsun bilgi, tecrübe ve yaşadıklarını gençlerimizle paylaşması gelecek Türkiye'si için çok önemli. Eğitime katkı olacağının yanında gençlerin vizyonu ve bakış açılarını değiştirecektir. DPÜ'li tüm akademisyenlere saygı ve sevgilerimi sunar, öğrencilere ise başarılar dilerim...