Geleceği öngörmeye çalışmak, neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir uğraş. Önce büyücüler vardı. Falcılar, kahinler derken rahipler geleceği tahmin etmeye çalıştılar yüzyıllar boyu. Kimi zaman bu etkinlik kurumsallaştı. Didim'deki Apollon Tapınağı'nda olduğu gibi. Krallar, imparatorlar, "oracle" adı verilen rahiplere danışmak için tapınağın yolunu tutmuşlar. (Oracle adını oldukça popüler bir veri tabanına verilmiş olması boşuna değil anlayacağınız). Sonraları fütüristler, gelecek bilimciler devreye girdi. Günümüzde trend analizcileri moda. Gelecek bir yönüyle merakla beklediğimiz bir şey. Diğer yandan kendi içinde barındırdığı belirsizlik nedeniyle insanı ürküten bir şey. Geleceği öngörme çabalarının bir nedeni de kuşkusuz bu belirsizlikten kurtulma isteği... Dijital bir yaşam Nicholas Negroponte hoş bir müzik sesiyle uyanıyor uykusundan. Yarı uykulu gözlerle, otomatik olarak açılan kapıdan geçerek banyoya giriyor. Küvet, 40 derece sıcaklıkta suyla dolmuş durumda bekliyor. Hafif bir inlemeyle kendini küvete bırakıyor Nicholas. Ardından "yeni mektup var mı" diye sesleniyor. Hoş bir kadın sesi cevap veriyor ona: "Günaydın Nicholas. Dün gece saat 22.00'den bu yana 3 özel e-mektup geldi. Annen bu hafta sonu yemeğe gelip gelmeyeceğini soruyor. Ona geleceğinizi bildireyim mi?" Nicholas, evet anlamında başını sallıyor ve banyodan çıkıyor. Saçlarını kuruturken, sesini duyamaz diye ev bilgisayarı da konuşmasına ara veriyor. Nicholas giyinirken, ev bilgisayarına iki tane e-mektup dikte ediyor. Bu sırada mutfakta otomatik olarak sabah kahvesi ve iki tost hazırlanıyor. Nicholas kahvaltısını yaptıktan sonra evden çıkıyor. Arabaya bindiğinde "merhaba" diyor araba. Bugün trafik tıkalı, bu nedenle seni farklı bir yoldan işe götüreceğim... Doğrusu bu ya Nicholas'ın dünyası pek uzak değil. Bu metinde anlatılan teknolojilerin bir bölümü yaşama geçti bile. Negroponte son olarak Almanya'da yayınlanan "Morgernstern" (Sabah Yıldız) adlı dergiye verdiği demeçte, "Gelecek beş yılda makineler interneti insanlardan daha çok kullanacaklar" diyor. Bir bakmışsız, dijital eve giriyorsunuz ve en sizin verdiğiniz hiçbir komutu uygulamıyor. Nicholas Negroponte'nin sözünü ettiği aslında yakın bir gelecek. Ya sonrası? Şimdiden söylemek güç. Bu gelecek bizi mutlu edecek mi? Bilemiyoruz. Söyleyebileceğimiz tek şey dünyada yeniden değişim rüzgârlarının estiği. Ne demiş Çinliler: "Rüzgâr esince aptallar duvar örer, akıllılar yel değirmeni yapar." Nicholas Negroponte: Bilişim sektörünün dünyadaki öncülerinden M.I.T Üniversitesi Medya Laboratuvarının kurucusu ve "Her Çocuğa Bir Bilgisayar" kampanyasının öncüsü..."