Küreselliğin ortaya koyduğu kreatifliğe karşı duran "The Cup" ilk günden bu yana yerel kreatifliğin yanında duruyor. Küresel bir marka haline gelen festival, yerel değerleri yükseltmesiyle öne çıkarken, yerel farklılıkların, yerel kültürün ve temel insan haklarının önemini vurguluyor. Yarışmanın kreatifleri bu yerel anlayışı Genius Loci(*) yani "Mekanın Ruhu" kavramıyla özetliyor. Roma'nın çok tanrılı dinine göre Genius Loci bir yerin koruyucu ruhu olarak ifade ediliyordu. Son dönemlerde ise mekânın, yerin ya da bölgenin kendine has atmosferini, kişide ortaya çıkarttığı özgün hissi anlatmak için kullanılmaya başlandı. The Cup da bu kavramını baş tacı edip aday işlerde öncelikle bu ruhun peşine düşüyor. Örneğin; yerel ya da küresel çapta ödül almış işlere baktığımızda bize her zaman bir fikre hayat veren bir mekana götürdüğünü?görürüz.?Bunda?da önemli olan kreatif düşüncenin aslında yerel geleneklerden besleniyor olmasıdır. Yerel değerleri yücelten küresel reklam yarışması The Cup'ı T.C. Cumhurbaşkanlığı, Kültür Bakanlığı, İBB'nin himayelerinde. Marketing Türkiye-MMI organizasyonuyla bu yıl 3-8 Mart 2013 tarihlerinde 6. kez düzenlendi. İstanbul'da olanlara düşünce ve kreatiflik keyfini yaşatan zirvede projeler "iyilerin en iyisi" ödülünü alabilmek için yarıştı. 2012 de Slavoj Zizek ve Edward de Bono gibi entelektüel dâhileri, Boris Podrecca ve Joakim Jonason gibi kreatif zekâları buluşturan The Cup'da bu yıl ise; Amir Kassaei, Micheal Conrad, İlkay Gürpınar, Katya Bazilevskaya, Danilo Türk ve Ivan Tasovac gibi fark oluşturan isimler zirveye renk verenler. Konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül: "İstanbul'u kreatif endüstrilerin cazibe merkezi olarak görmek sadece bizim değil, İstanbul'a gönül vermiş pek çoklarında hayali çünkü; kreatif zekâların oluşturduğu sinerjinin İstanbul'a katacağı pek çok şey olduğunu hepimiz biliyoruz." Kültür Bakanı Sayın Ömer Çelik ise; "Festivalin esas amacı yerel değerlerle yoğrulan kreatifliğin ortaya çıkarılmasıdır. Bakanlık olarak yerel değerlerimizi koruyarak ulusal, oradan da uluslararası düzeye ulaştırmak. Yani yerelden evrensele bir gelişim çizgisini takip etmek" dedi. Ev sahipliğini üstlenen İBB Başkanı Sayın Kadir Topbaş' da; "Kıtaları birleştiren tek şehir İstanbul. Bu vesileyle İstanbul'un adını tüm dünyaya duyuracak olan organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyorum" diyerek sözlerini bitirdiler. Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya devam ediliyor...