Nam-ı diğer; "Reklam Gülü"

A -
A +

Reklamcılar ilginç insanlardır. Çok büyük bir bölümü reklamcılığa tutkuyla bağlı, yetenekli insanlardır. İşlerini heyecanla yaparlar. Bu reklamcılardan bazıları işlerini yaparken bir başka şeyi daha gerçekleştirir; bir mesleğin temelini atar, bir sektörün kuruluşuna öncülük ederler. Bu tür özel reklamcılarla aynı havayı, aynı gündemi paylaştığımız halde onların tanıklıklarına yeterince değer verip başvurmuyoruz. Türk reklamcılık tarihinin kuruluş ve gelişim dönemleri bu tarihe imza atmış ustaların emeklerinde gizlidir. Şiir, öykü ve romanlarıyla edebiyat alanında birçok ödül almış kendi söylemiyle reklamcı-edebiyatçı ya da edebiyatçı-reklamcı Hulki Aktunç geçen hafta aramızdan ayrıldı. Kendi deyimiyle "Ben bir dil adamıyım. Dil adamı derken uzman bir dilci anlamında değil de, Türkçenin bir hastası olarak söylüyorum." "Büyük Argo Sözlüğü" 1990 yılında en iyi satan kitaplar arasında yer aldı. Aktunç Türkçede kullanılan reklam-edebiyat benzeşmesini şöyle anlatıyordu: "Türkçede reklam yapma kardeşim, bırak şimdi reklamı, reklam ettin bizi ya mahvettin gibi deyimler vardır. Burada reklama yöneltilen ince eleştiri aynı şekilde edebiyata da yöneltilmektedir. Bırak şimdi hikâyeyi, bırak şimdi romanı ya, edebiyatı bırak ya, konuşacaksan doğru konuş gibi." Reklamcılığı 1972 yılında gazetede gördüğü bir düzeltme ilanına başvurarak Manajans'da başladı. Hulki Aktunç bir dönemin tüm edebiyatçıları gibi yolu reklam sektöründen geçenlerden. 1980 yılında 12 Eylül darbesinin olduğu ortalığın karmakarışık olduğu günlerde kendi ajansı "Yaratım"ı kurdu, uzun süre FCB ile ortaklık yürüttü. 1998'de Reklamcılar Derneği Başkanlığına seçildi, iki dönem bu görevi sürdürdü. O dönem ben de onunla çalışmış şanslı yönetim kurulu üyelerindenim. Reklam uygulaması içinde yıllar geçti. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinde bir seminer veren Aktunç, sektörde teorik alan ile uygulama arasında kopukluk olduğunu görüp, bunun için birçok şeyler yapmaya çabalamış reklamın nasıl yapılacağının anlatılacağı bir yöntem, bir şablon yapabilmeyi planlamış. Ve "Reklam Gülü" böyle ortaya çıkmıştı. Aslında rüzgâr gülünden esinlenen bir yöntem. Pazarlamanın doğru ve yanlışları ile reklamın güzellikleri ve çirkinlikleri arasında birtakım ara yönler var. Güzeli bulmak her zaman güç ve çileli... Çünkü güzel her gün ve her an değişir... Reklamlar dörde ayrılır: Doğru-güzel, doğru-çirkin, yanlış-güzel, yanlış-çirkin... Tüm mesele doğru güzel olanı yapabilmek. Doğru, ürünün kendisinde ve pazarın şartlarında yatar. Doğru âdeta yemeğin malzemesidir. Güzel ise kafada yatar. O da yemeğin lezzeti, baharatıdır. Doğruyu bulmak için yazarın bilimsel disiplinlerle, ekonomiyle, pazarlama ile bir hayli düşüp kalkması gerek. Kültür tarihimize kaya gibi yerleşmiş olan sevgili Hulki Aktunç nur içinde yat...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.