Başlangıçta söz vardı; ancak insanlar kutsal sözlerin yanı sıra kendi sözlerini de kalıcı hale getirmek; korkularını, sevinçlerini birbirleriyle paylaşmak da dahil olmak üzere toplumsal yaşamı derleyip toparlamak, düzene koymak, ayrıcalıklı ya da hakim konumda olmak ve edindikleri deneyimleri kendi belleklerinden daha güvenilir bir bellekte saklayarak geleceğe aktarmak, kısacası iletişim kurmak, "düşünebilmek" için MÖ 3000'li yıllarda yazıyı buldular. Basım sektöründe hız, verimlilik, kalite ve ucuzluk başlıkları altında toplayabileceğimiz gelişmeler, kağıt üretiminde sağlanan hız, verimlilik kalite ve ucuzluk ile yakından ilişkilidir. Örneğin yüksek tirajlı gazetelerin basımında kullanılan ve basım alanında hızın, verimliliğin simgesi haline gelmiş rotatif ya da web ofset baskı makineleri ancak bobin kağıdın, yani şerit halinde kopmadan, kesintisiz bir biçimde kağıtların üretilmesiyle devreye girebilmiştir. Bu arada medya açısından heyecanlı, hareketli, değişimlere açık bir yeni yıla merhaba dedik. 2011'de sektörde yeni atılımlar ve rekabetçi ortam hiç kimse için sürpriz olmamalı. Öncelik, "yeni medya"ya geçiş sürecinin şekillenmesinde 2010 Facebook ve Twitter yılı oldu ise, bu yıl gerçekleşecek devrimlerin başında iPad ve Samsung'un Galaxy'si gelecektir. Çok geçmeden, ilkinin geliştirilmişi olan bu "alâmet-i farika"nın medyayı ve gazetecilik anlayışını nasıl değiştireceğine de tanıklık edeceğiz. Teknoloji ne kadar yenilenirse yenilensin, medya ne kadar sosyalleşirse sosyalleşsin, eleştiriye açık kalma ile güven arasındaki denge her zaman aynı kalıyor. Küreselleşen Türkiye toplumundaki medya ve internet kullanıcıları başta ekonomi olmak üzere her alanda doğru ve bağımsız haberciliği verene sadık kalacaklardır. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de medya gerek biçimsel açıdan, gerekse içerik açısından bir değişimden geçmektedir ve yeni medya teknolojileri boyutunda bu süreç devam edecektir. Ancak bu değişim sürecini belirleyecek güç, tek başına teknoloji olmayacaktır. Bu süreçte asıl belirleyici olan, toplumların genel gelişmişlik düzeyleri, yapıları ve örgütleniş biçimleri; sosyo ekonomik güç dengeleri; bilim, politika, kültür ve hoşgörü ortamı olacaktır. Konuya Türkiye ve benzeri gelişmekte olan ülkeler açısından bakıldığında temel sorunun sosyo kültürel gelişmeyi işler kılacak, iç dinamikleri harekete geçirecek nitelikte topyekun bir bilgi toplumu politikasının hayata geçirilememiş olmamasından, hatta buna gerek duyulmamasından; ilerlemenin niteliksel özelliklerde donatılmadığında anlamlı olamayacağının kavranamamış olmasından kaynaklandığı görülmektedir. İleri sürüldüğü gibi gazeteler yok olmuyor, aksine ileri teknoloji sayesinde farklı okunma yöntemlerinin oluşmasıyla bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde gazeteler sanki çok daha okunur bir duruma geçiyor. Sözün özü biri gelenek halini almış o gazete sayfalarını çevirmek, diğeri ise iletişimi bir "tık" ile ifade edenlerin özgürlüğü olacaktır.