Rahmetle tekrar andığım değerli üstad Cüneyt Koryürek'in 11 yıl önce kaleme aldığı bir yazıyı 2020 Olimpiyatlarına adaylık sürecinde bir kez daha okunmalı diye düşündüm. Hele ki Devşirme sporcularımızdan Elvan Abeylegesse'nin ismini yazıncaya kadar 41 adımda 100 m koşuluyorsa... "Sporun, dünya üzerinde olduğu gibi Türkiye'de de, bir endüstri olduğunu bilmeyen kalmadı gibi. Dünya ticaretinin yüzde 3'ü ve Avrupa Birliği'nin GSMH'sının da yüzde 1'i spordan kaynaklanıyor. Olimpiyatların TV yayın hakkı milyarlarca dolara satılır ve sponsor olmak için kuruluşlar milyon dolarlar verirken, sporcuların da artık bir meslek olarak yaptıkları yarışmalarda kendini finanse eden sponsorların adını tanıtma sorumluluğu da hepimizin alıştığı bir sonuç. Sporu, sadece bir endüstri olarak görmek biraz yanlış. Bunun yanında, kabiliyetli gençlerin katıldıkları yarışmaları kazanmaları, sonuçta bir büyük maddi imkan getiriyorsa da, sporcuyu böyle büyük başarılarla dolu düzeylere çeken unsurun sadece para olmadığı da seziliyor. Branşlarında başarılı olmuş şampiyonlar, antrenörler ve yöneticilerin konuşmaları arasına sıkışan bazı ipuçları yakalayabilirseniz, sporun felsefesini de anlamış olursunuz. Şimdi sıralayacağım sözleri kimlerin söylediğini açıklamadan, sizlerin dikkatinize sunuyorum... Büyük bir şampiyon, "Risk alacak cesareti olmayan, ne sporda başarılı olabilir ne de hayatta" demiş. Çok ünlü bir futbol antrenörü ise "Kazanmak bir sonuçtur. Aslolan, başarıyı getirecek çalışmaya katlanabilme azmidir" diye tavrını ortaya koymuş. Bir diğer şampiyon "Kabiliyetiniz sizi zirveye çıkarır. Ama, orada kalmak sizin kişiliğinize bağlıdır" diyerek, zirvede kalmanın sadece kabiliyetle olmadığını açıklamış. Amerika'nın efsanevi futbol antrenörlerinden biri, ancak spor yapan kişinin anlayabileceği bir laf etmiş: "Benim için önemli olan, sporcularımın bana olan sevgisi değil, bana olan güvenidir." Çok tanınmış bir şampiyon da "Her şey yolunda giderken başarılı olmak kolaydır. Ama, her şey ters giderken, tüm bunlara rağmen başarılı olmak, bunu başaranı diğerlerinden ayırır" demiş. İnsanın en büyük rakibinin kendi olduğunu ifade eden bir söz de meşhur bir bayan şampiyondan gelmiş: "En büyük rakibiniz olarak kendinizi görün. Karşınızdakini değil." Uzun yıllar pistlerde her girdiği yarışı kazanan bir atlet de "Antrenman sırasında tüm azim ve eforunu ortaya koyamayan kişi, yarışmada başarılı olamaz" diyerek, başarının ardındaki unsurlara değinmiş. Başka bir şampiyon da "Her şeyden önce hatalarınızı bulun ve sistematik bir yöntemle, onları düzeltmeye çalışın. 'Bir zincirin dayanıklılığı, tek bir halkanın direncine bağlıdır' sözünü unutmayın" diyerek, başarı için, hiçbir şeyin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamış. Kimin söylediği belli olmayan, ama şampiyon olmanın ve şampiyon kalmanın yolunu gösteren, "Kabiliyet Allah vergisidir, şükredin. Şöhret, insanlar tarafından verilir, alçakgönüllü olun. Kibir ise, insanın içinden gelen kötü bir huydur, aman dikkatli olun!" sözü sadece sporda değil, hayatın her anında hatırlanması gereken bir söz. Kim demiş, sporun felsefesi yok diye? Bu sözler, sadece sporun değil, hayatın da temel felsefesi."